1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İngiliz İstihbaratı Annan'ı izlemiş

Sabine Matthay27 Şubat 2004

İngiltere eski kalkınma bakanlarından Short, BM Genel Sekreteri Annan'ı, Irak savaşı öncesi İngiliz istihbarat örgütü tarafından gizlice dinlendiğini ileri sürdü.

https://p.dw.com/p/AbNj
Short, yitirdiği itibarını yeniden kazanma atağı içinde olmakla suçlanıyor
Short, yitirdiği itibarını yeniden kazanma atağı içinde olmakla suçlanıyorFotoğraf: AP

BM Genel Sekreteri Kofi Annan, Irak savaşı öncesi batılı haberalma örgütleri tarafından gizlice dinlenmiş olabilir mi? Blair hükümetinin eski Kalkınma Bakanı ve Irak savaşının en keskin karşıtlarından Claire Short, dün BBC’ye yaptığı açıklamada, Washington ve Londra yönetimleri Irak politikaları için yana yakıla yandaş ararken, Annan’ın da İngiliz istihbarat servisi tarafından gizlice dinlendiğini öne sürdü. Bayan Short’un bu çarpıcı iddasının doğruluk payı tartışılsa da, bu türden bir haberin BM Genel Merkezi’nde görevli diplomatları pek şaşırtmadığı anlaşılıyor.

Short'un açıklamaları

İngiltere’nin eski Kalkınma Bakanı Claire Short, skandal haberi peşinde koşan medyanın arayıp da bulamadığı özellikleriyle tanınır. Bayan Short, dün sabah BBC radyosuna, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Irak savaşı öncesi uzun bir süre İngiliz istihbarat örgütünce gizlice dinlendiğini söylerken, haber kaynağı olarak sahip olduğu ünü gerçekten hakettiğini de bir kez daha kanıtlama imkanı buluyordu.

”O günlerde İngiliz gizli servisinin bir mensubu Annan’ın bürosunda görevliydi ve olup biteni bize düzenli olarak rapor ediyordu” diye anlatan Claire Short, bu nedenle karşı karşıya geldiğinde Annan’ın yüzüne bakmayı söylemeyi de ihmal etmiyor.

"Eyvah, öğrenecekler"

”Annan’ın o günlerde sürdürdüğü görüşmelerin zabıtlarını bizzat gördüm. Hatta savaş öncesi Kofi ile buluştuğumda günlerde; 'eyvah, şimdi bizim söylediğimiz herşeyin zaptını da tutup dağıtacaklar, herkes ne konuştuğumuzu öğrenecek' diye düşündüğüm bile olmuştur.”

Dünkü radyo programının hemen sonrasında aylık olağan basın konferansı için gazetecilerin huzuruna çıkan başbakan Tony Blair’in, başına geleceklerini bildiğinden hazırlıklı olduğu dikkatlerden kaçmıyor.

Blair: Sorumsuzluk

Kabinesinin bir eski üyesi tarafından yapılan açıklamaları ”sorumsuz bir tutum” olarak niteleyen Blair, İngiliz gizli servisinin işlerliği hakkında ise, böyle bir adım yakışık almayacağından bir yorumda bulunmayacağını söylerken, bu tutumunun, ortaya atılan iddiaları doğrulama anlamına gelmediğini de ekliyor. Tony Blair...

”Biz gerek ulusal, gerekse devletlerarası hukukun belirlemelerine uygun ve hepsinden önce de İngiltere’nin çıkarları doğrultusunda davranıyoruz” sözleriyle durumu yatıştırmaya çalışırken, Mike Diwar gibi savunma uzmanları, değinilen casusluk iddialarının fazla şaşırtıcı yanı olmadığını belirterek, bir savaştan önce kimin nasıl düşündüğünü öğrenmenin, hükümetin asal görevleri arasında yer aldığını kaydediyorlar.

Diwar, sözleriyle Claire Short’un iddialarını doğrularken bu işin İngilizlere maledilmesine kesinlikle karşı çıkıyor.

Casusun işi casusluktur

"Ben New York’taki BM genel merkezinde İngiliz istihbarat servisi elemanlarının aktif olduğunu sanmıyorum. Bunlar mutlaka elde ettikleri bilgileri İngiltere’ye de iletme yükümlülüğünü yerine getiren Amerikalı ajanlardı. Konuşma zabıtlarını bizzat gördüğünü söyleyen ve daha önce de ortaya bu türden ipe sapa gelmez iddialar saçan Claire Short’un, bilgilerin içeriğine bakıp, kaynağını anlamasına imkan yok. Zaten casusların Amerikalı ya da İngiliz olmasının ne önemi var? Casusun işi casusluk yapmaktır, işte bu kadar.”

Short'un itibar atağı

Ancak Londra’daki politik işleyişi yakından bilen çevreler, bu casusluk iddialarının kaynağını doğru tahlil etmek gerektiğini savunuyor ve savaş öncesi ve sonrasında başbakan Blair’i sık sık eleştirip kayıtsızlıkla suçlamasına karşın Claire Blair’in daha birkaç ay öncesine kadar koltuğunu bırakmadığını hatırlatıyorlar. Bu çevreler, şimdi eski bakanın, partisinin sol kanadı nezdindeki itibarını yeniden kazanmak amacıyla böyle bir atak başlattığına inanıyor ve şunu soruyorlar: Claire Short, Annan’ın gizli servislerin hedefi olduğunu öğrenince, bunun doğru bir davranış olmadığını düşündüğü halde hükümetteki görevini acaba neden terketmedi.

Bakalım bu olay da son Kelly skandalı gibi yılan hikayesine dönecek mi?