1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İngiltere'de kriz büyüyor

Barbara Wesel12 Şubat 2009

Mali ve ekonomik kriz, tüm dünyada olduğu gibi İngiltere'de de etkisini hissettiriyor. Ülkede işsizlik artarken, İngiliz Sterlini Euro karşısında büyük oranda değer kaybediyor.

https://p.dw.com/p/GsXi
Fotoğraf: AP

İngiltere Merkez Bankası (BoE) Başkanı Mervyn King de öngörüleriyle, kötümserler arasına katıldı. King, İngiliz ekonomisindeki küçülmenin, Uluslararası Para Fonu'nun tahminlerini de geride bırakarak yüzde 4'lere ulaşabileceğini söyledi. Merkez Bankası Başkanı King, resesyonun uzun süreli ve derin olabileceğine dikkat çekti. King, "Tüm risk faktörlerinde ibreler aşağı doğru gösteriyor. Üstelik riskler giderek büyüyor. Çünkü hükümetler tarafından alınan önlemlerin etkili olup olmayacağını, bankaların yeniden kredi verip veremeyeceğini, korumacı ekonomi politikalarıyla uluslararası ticaretin önüne engeller konulup konulmayacağını bilmiyoruz" dedi.

Grevler devam ediyor

İngiltere'de enerji sektöründeki grevler sürüyor. Uzmanlar bu grevlerin, Avrupa'da istihdam piyasasının yabancı işçilere açılması döneminin sonuna gelindiğinin bir işareti olarak yorumlanabileceğini belirtiyor. İngiltere'de Portekizli ve İtalyan işçilerin bir rafineri projesinde çalıştırılmasını protesto eden İngiliz rafineri işçileri, geçtiğimiz günlerde yaptıkları grevde "İngilitere'deki işyerleri, İngiliz işçiler içindir" sloganları atmıştı.

İşsizlerin sayısı artıyor

İngiliz istihdam piyasası büyük bir baskı altında. İşsizlerin sayısı iki milyona yükseldi. Bu rakam yüzde 6,3'lük bir orana tekabül ediyor. İngiltere'deki işsizlik oranı, ilk bakışta şu anda Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerindeki işsizlik oranlarından daha az gibi görünüyor. Ancak uzmanlar, bu yılın ilk aylarından itibaren İngiltere'de işsizliliğin diğer ülkelerdekinin iki katı hızla artmasından endişe ediyor ve mevcut rakamların, gerçeği tam olarak yansıtmadığını savunuyor. İnşaat mühendisi Steve Mattock, "İşimi kaybettiğim günden bu yana, 300 iş başvurusu yaptım. Arayanlar oldu ama iş görüşmesine çağrılmadım. Çalışma hayatım boyunca dört kez işsiz kaldım, ancak hiç birinde durum bugünkü kadar kötü değildi" diyerek, sektördeki krizi özetliyor.

İnşaatçılık, krizden en fazla etkilenen branşlardan biri. Ancak, finans ve bankacılık alanında da yüz binlerce kişi işten çıkarıldı. İngiltere'nin en büyük mağaza zincirlerinden biri olan Woolworth'un iflas etmesi nedeniyle, işsiz kalanların sayısı 30 bin kişiyi buldu. Barclay finans grubu şirketi ise 2 bin 300 kişinin işine son verdi. İflas eden şirketlerin ve şahsi iflas başvurusunda bulunanların sayısı son üç ay içinde iki katına çıktı.

Sorun nereden kaynaklanıyor?

Peki, İngiliz ekonomisi diğerlerine göre neden daha kötü durumda? İngiltere'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Ulusal Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü uzmanı Simon Kirby, bunu özel tüketim harcamalarının azalmasına bağlıyor. Kirby, "Şu anki durum özellikle İngiliz tüketicilerin çok büyük miktarda borç yükü altında bulunmasından kaynaklanıyor. Bu borçlanma, yıllık gelirlerinin yüzde 140'ı gibi bir orana kadar yükseliyor. Buna bir de konut fiyatlarının düşmesi ve net sermayenin azalması ekleniyor. İngiltere'de milli gelirin üçte ikisini özel tüketim harcamaları oluşturuyor. Bunun önemli bir kısmı ise krediler. Ancak bankalar artık kredi veremiyor, dolayısıyla tüketiciler de artık hiç harcama yapamıyor" diye konuşuyor.

İngiltere'de ekonominin esas bel kemiği ise finans piyasaları. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla'nın yüzde 23'ü finans dünyasının kalbinin attığı Londra'dan sağlanıyor. Ancak şu anda İngiltere başkentinde adeta yaprak kıpırdamıyor. Londra'da son aylarda vergi mükelleflerinin milyarları battı. Krizin derinleşmesi ile birlikte seçmenlerin desteğini büyük oranda kaybeden İngiltere Başbakanı Gordon Brown, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, ekonomik durgunluğun 30'lu yıllardaki gibi ekonomik buhrana dönüşmesinden duyduğu endişeyi dile getirir gibiydi. Brown, "Dünyayı, bu ekonomik buhrandan kurtarmak için, para ve finans politikalarına dair bir takım küresel önlemler üzerinde uzlaşmaya varmamız gerektiği çok açık" dedi.

İngiltere Başbakanı Brown diğer ülkelerle ortak bir çözüm arayışında. Zira İngiltere'de bıçak kemiğe dayanmış durumda. Devlet gelecek yıl, öngörülenden yüzde 10 daha fazla borçlanmaya gidecek, İngiltere Merkez Bankası faizleri yüzde 1'e çekti, İngiliz Sterlini ise yüzde 25 oranında değer kaybetti. Finansman için geriye kalan son çare ise hükümetin para basma yoluna başvurması.