1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

040510 Großbritannien Umfragen

3 Mayıs 2010

İngiltere’de parlamento seçimleri için artık geriye sayılıyor. Anketler İşçi Partisi, Muhafazakâr Parti ve Liberal Demokrat Parti arasında geçecek yarışta, mutlak çoğunluğu hiçbir partinin elde edemeyeceğini gösteriyor.

https://p.dw.com/p/NDfs
Fotoğraf: AP

İngiltere'de genel seçimler için son dönemece girildi. Seçim yarışı Başbakan Gordon Brown'ın İşçi Partisi, David Cameron liderliğindeki Muhafazakâr Parti ve Nick Clegg'in genel başkanı olduğu Liberal Demokrat Parti arasında geçecek.

Yapılan kamuoyu yoklamaları, hiçbir partinin mutlak çoğunluğu elde edeceğine dair bir sonuç vermiyor. Ancak beklentiler yine de bir iktidar değişikliği olacağı yönünde.

İngiltere'deki seçimler öncesinde adaylar Gordan Brown, Nick Clegg ve David Cameron televizyondaki tartışma programında biraya geldi.
İngiltere'deki seçimler öncesinde adaylar Gordan Brown, Nick Clegg ve David Cameron televizyondaki tartışma programında biraya geldi.Fotoğraf: AP

İşçi Partisi kan kaybediyor

Ülkede art arda yapılan kamuoyu yoklamaları seçim sonucuna dair ortaya net bir tablo koymasa da hemen hemen anketlerin tümü iktidardaki İşçi Partisi'nin hayli seçmen kaybettiğine işaret ediyor. Özellikle Irak ve Afganistan'daki savaşlar ayrıca küresel ekonomik kriz sırasında yıpranan İşçi Partisi, bu nedenle seçimlere yüksek bir moralle giremiyor.

Başbakan Gordon Brown da hafta sonu parti liderlerinin katıldığı televizyon programında işinin kolay olmadığını itiraf etti. Brown, “Bu işin birçok yönü var ve ben de hepsini her zaman doğru şekilde yerine getiremiyorum” diye konuştu.

Brown bu sözleriyle seçim kampanyasının sonuna yaklaşırken “bağnaz kadın” gafına atıfta bulunuyordu. 66 yaşındaki kadın bir seçmenle yaptığı sohbetin ardından aracına binerken yakasındaki mikrofonu açık unutup beraberindeki kişilere seçmen kadın hakkında “bağnaz” yakıştırması yapan Brown, partisinin seçim kampanyasına son dönemeçte gölge düşürdü.

Brown'ın bir seçmenle ilgli gafı tartışmalara neden oldu.
Brown'ın bir seçmenle ilgli gafı tartışmalara neden oldu.Fotoğraf: AP

Brown, yaptığı gaf nedeniyle seçmen kadından özür dilemek zorunda kalsa da İngiliz medyasının kızgınlığını gideremedi. Kamuoyu yoklamalarına göre ise İngiliz seçmen basın kadar Brown'a kızmadı. Anketler, İşçi Partisi'ne olan desteğin bu olaydan etkilenmediğine işaret ediyor.

Ancak tahmin edilen oy oranı pek değişmese de İşçi Partisi hala birçok ankette Muhafazakâr Parti ve geleneksel olarak İngiliz politikasında üçüncü güç olan Liberal Demokrat Parti'nin arkasında, üçüncü sırada yer alıyor.

Muhafazakârlar ve liberaller yükselişte

İngiliz siyasetinde dengelerin değişmesinde ekonomik politikaların önemli rol oynaması bekleniyor. Küresel kriz ve ardından Yunanistan'ın içine düştüğü durum İngiltere'deki seçim kampanyasının başlıca gündem maddesi. Oy oranını artıracağı tahmin edilen Muhafazakâr Parti'nin lideri David Cameron, partisinin Avrupa'dan hep bir adım geride durarak ekonomik iyileşmeyi koruyacağı vaadinde bulunuyor.

Cameron, “Size yapmak istemediğim bir şey söyleyeyim: Yunanistan'la ilgili çok sayıda haber var… Ben euroya katılmayı arzu etmiyorum, ben para birimimiz olarak poundu korumaktan yanayım” diyor.

Muhafazakâr Parti'nin lideri David Cameron
Muhafazakâr Parti'nin lideri David CameronFotoğraf: AP

Cameron'ın aksine Euro Bölgesi'ne katılmaya daha sıcak yaklaşan Liberal Demokrat Parti de yükselme eğiliminde. Televizyondaki tartışma programlarının ardından partisine olan desteği artırdığı gözlenen Nick Clegg, seçmenlere partisinin göz ardı edilmeden kararını vermeleri çağrısında bulunuyor. Clegg, seçmenlere “Sizin ve ailelerinizin hak ettiği iş, refah ve adalete ulaşmak için bazı şeyleri daha farklı yapmamızın gerektiğini düşünüyorum” diye seslendi.

Yeni parlamento nasıl olacak?

Siyasi gözlemcilere göre, muhalefetteki Muhafazakâr Parti, başa baş bir yarış çıkaracağı tahmin edilen Liberal Demokrat ve İşçi Partisi'nden az farkla önde. Ancak muhafazakârların hükümeti tek başına kuracak mutlak çoğunluğu elde etmesi beklenmiyor. Bu durumda da İngiltere'nin 1970'lerden beri ilk kez hiçbir partinin çoğunlukta olmadığı bir parlamentoyla karşılaşması söz konusu.

Bundan sonraki siyasi süreçle ilgili kafası hayli karışık olan İngiliz seçmenin oyunun nasıl bir tablo ortaya çıkaracağı merakla bekleniyor. London School of Economics'ten Profesör Rodney Barker, bu kararsızlık nedeniyle katılımın yüksek olacağını tahmin ediyor.

Barker, “Sonucun belli olmadığı durumlar, daha çok bir at yarışı ve bir futbol maçı gibi halk tarafından son ana kadar büyük ilgiyle takip ediliyor. Eğer bu benzetme doğru ise seçimlere büyük bir katılım olacaktır. Benim hislerim, böyle olacağı yönünde. Eğer katılım yüksek olmazsa, kesinlikle hayal kırıklığına uğrayacağım” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Olly Barratt/Çeviri: Hülya Köylü

Editör: Ahmet Günaltay