1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak - İran ilişkileri korkutuyor

Ajanslar2 Şubat 2005

Irak’ta seçimlerin ardından ülkede iktidarı devralacak grup ya da gruplarla ilgili olası senaryolar üretiliyor. Bu senaryolardan en endişe edileni ise İran’a yakın aşırı Şiiler’in iktidara gelmesi. Ilımlı güçlerin seçimi kaybetmesinin Irak’ın İran’a yakınlaşma ihtimalini ortaya çıkarması Ortadoğu’da ve Washington’da korku yaratıyor...

https://p.dw.com/p/AayD
Irak'ta aşırı Şii bir grubun iktidara gelmesinden endişe ediliyor...
Irak'ta aşırı Şii bir grubun iktidara gelmesinden endişe ediliyor...Fotoğraf: AP

Irak’ta 30 Ocak’ta yapılan seçimlerin sonucu, gerek ABD’de gerekse komşu ülkelerde merakla bekleniyor. Seçimleri ılımlı mı, yoksa aşırı dinci Şii kesimin mi kazanacağı ülke istikrarı için olduğu kadar bölgedeki iktidar dağılımı bakımından da önem taşıyor. Bu noktada ortaya çıkan endişe ise aşırı Şiiler’in güç kazanması durumunda İran’la bağlalarını güçlendirme ihtimali.

İran, aşırı dinci Şii kesimin seçimi kazanmasından yana tavır sergiliyor. Tahran, Şiiler’in ruhani lideri Ayetullah Ali Sistani’nin himayesi altındaki grubun seçimi kazandığına şimdiden kesin gözüyle bakıyor. Saldırı tehlikesine karşın Şiiler’in seçim merkezlerine akın etmesinin İran tarafından bir “zafer” olarak görüldüğü belirtiliyor. Hatta İran’ın eski devlet başkanlarından Ali Ekber Rafsancani de bunun için Şii din adamlarına minnet duyulması yönünde açıklamada bulundu.

El Hekim’in nüfuzu

Sistani’nin destek verdiği isim ise Birleşik Arap İttifakı’nın başında bulunan Abdülaziz el Hekim. Hekim, aynı zamanda İran’da kurulan Irak’ın en büyük Şii partisinin de lideri. 2003’ün Mart ayında Irak’a yönelik ABD’nin askeri harekatı başlamadan önce, Saddam Hüseyin’e muhalefet eden bu parti Washington’da destek almıştı.

İran’da 20 yıl boyunca sürgün hayatı yaşadıktan sonra ABD’nin rızasıyla ülkesine dönen El Hekim, birçokları tarafından İran ajanı olarak görülüyor. Hekim’in, rakibi Allavi gibi seçimleri kazanması halinde bir şeriat devleti kurmayacağı ve demokrasiyle tüm halk gruplarının iktidara katılımını sağlayacağı yönündeki vaadine şüphe ile bakılıyor.

İç savaş korkusu

Halkının çoğunluğu Sünni olan Ortadoğu ülkelerinde ise Şiiler’le Sünniler arasında bir iç savaş çıkmasından korkuluyor. Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’le Arap Birliği’nin Başkanı Amr Musa da iç savaç endişesi taşıyan Ortadoğu liderlerinden. Bu endişenin sebeplerinden biri, Sünniler’in saldırıya uğrama korkusuyla ya da bazı partilerin boykot çağrısına uyarak sandıktan uzak durması.

Bu ise oluşturulacak ulusal mecliste Sünniler’in yeterince temsil edilemeyeceği anlamına geliyor. Ilımlı Şii lider ve aynı zamanda geçici Başbakan İyad Allavi’nin seçimi kazandığı takdirde Sünniler’in de haklarının korunacağına dair verdiği güvence rahatlatıcı bir etki yaratsa da sonuçlar belli olmadıkça endişeleri gidermeyecek gibi görünüyor.

İran’ın seçimlere etkisi

Siyasi gözlemciler, İran’ın Irak’ta yapılan seçimleri etkilediğini öne sürüyor. Ilımlı Şiiler ve Sünniler ise Irak’ta bir türlü durulmayan şiddetten, İran’ı sorumlu tutuyor. Geçici hükümetin Savunma Bakanı Hazım Şaalan’ın bundan bir süre önce İran’ı “Irak’ın ve tüm Araplar’ın en büyük düşmanı” olarak nitelendirmişti. Şaalan, Sistani’nin destek verdiği aday listesindeki isimlerin İran’ın etkisi altında olduğunu söyleyerek Tahran’ı direnişçileri desteklemekle suçlamıştı.

Ilımlı bir Sünni olarak tanınan Devlet Başkanı Gazi el Yaver de İran’ın seçimlerden önce ülkesinde bol para harcadığını belirtmişti. Ürdün Kralı Abdullah da benzer görüşte. Abdullah’a göre, İran, bölgedeki nüfuzunu Irak’tan Lübnan’a kadar genişletme çabası içinde. Bu nedenle de Irak’ta bir şeriat devleti kurulmasından yana. Tahran’daki batılı üst düzey bir diplomatın, İran’ın Saddam Hüseyin’i düşürme işini Washington’a bıraktığı ve şimdi koyu dinci Şiiler’in olası zaferi ile meyveleri toplayacağı yönündeki sözleri son dönemde dikkat çeken açıklamalardan.