1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta çatışmalar durmuyor

Björn Blaschke7 Nisan 2004

Irak’ta son günleri etkileyen, her gün onlarca insanın canına malolan, Amerikan işgal güçleriyle çeşitli Iraklı gruplar arasındaki kanlı çarpışmalar saman alevi gibi yayılma eğilimi gösteriyor.

https://p.dw.com/p/AbKb
Felluce kentinde Şii militanlarla çatışan Amerikan askerleri
Felluce kentinde Şii militanlarla çatışan Amerikan askerleriFotoğraf: AP

Son olarak dün akşam saatlerinde, Ramadi kentinde Sünni gruplarla çıkan çatışmada 12 Amerikan piyadesinin, Felluce’de ise bir başka çatışmada 26 Iraklının öldüğü bildiriliyor. Salı günü şimdiye kadar nisbeten sakin kalan güney bölgelerine de sıçrayan şiddet olaylarından sonra İngiltere Başbakanı Tony Blair dün yaptığı açıklamada taraflara itidal telkininde bulundu. Blair, radikal Şii din adamı Mükteda El Sadr’a Irak’ın yeni yapısında yer olmadığını söylerken, Sadr’ın bir sözcüsü işgal güçlerine yeni tehditler yönelterek binlerce kahramanın ölüme hazır beklediğini bildirdi. İşgal güçlerinin hakkında tutuklama emri verdiği El Sadr’ın ise bu arada bulunduğu bölgeden ayrılarak Necef ‘e geldiği haber veriliyor.

"Bush'un Vietnamı"

”Sorun çözüm değil, sorun bizzat onun kendisi. Irak, George Bush’un Vietnamıdır. Ve bu ülkeye acilen yeni bir başkan gerekmektedir.”

Edward Kennedy’nin biraz iç politika ve seçim kampanyası da koksa, giderek paylaşılan yukardaki görüşlerini Irak’taki Amerikan sivil yönetiminin şefi Paul Bremer, dünkü açıklamasında reddetse de, sadece dün yine 30‘a yakın Amerikan askerinin ölümü bunun aksine işaret ediyor.

”Ayaklanmamız sürecek, işgal güçleri taleplerimizi yerine getirmediği sürece müzakereyi reddediyoruz. İşgal altındaki bölgelerden derhal geri çekilinmesini ve tutukluların salıverilmesini istiyoruz.”

Mükteda El Sadr’ın, bir sözcüsü tarafından Necef’te açıklanan sözleri bunlar. Zaten bundan kısa süre sonra da Kufa kentinin Merkez Camiinden ayrılan El Sadr, yüzlerce korumasının eşliğinde bizzat Necef’e geliyordu.

Yine sözcüsü tarafından okunan açıklamasında Necef’e gelişinin başlıca nedenini, ”daha fazla kan dökülmesini önlemek” olarak açıklayan El Sadr, böylece ”ar damarı çatlamış” insanların, bulunduğu camiye saldırmasını de engellemek istediğini söylüyor.

"Göz boyama aksiyonu"

Gözlemciler, Mükteda El Sadr’ın Necef’e gelişini ”göz boyama aksiyonu” olarak niteliyor. Sadr’ın Necef’te kaldığı mekan, Hazreti Ali’ye ait kemiklerin bulunduğu, Şiilerin ve Alevilerin kutsal mekanlarından sayılan caminin çok yakınında. Şimdilik peşinden fazla yandaşını Necef’e sürüklemeyen Şii liderin, Amerikan güçlerince gerçekten tutuklanması halinde ise, geniş halk gruplarından sert tepki ve eylemlerin oluşacağını tahmin etmek zor değil.

Son günlerde El Sadr’ı zaman zaman sağduyuya davet eden önde gelen Şii ororiteler de, ülkedeki tansiyonun tehlike arzedecek biçimde yükseklerde seyrettıği gerçeğini onaylıyor. Sadr’ı dektekleyen grupların öyle ılımlı bir yanı olmadığı geçtiğimiz haftadan beri ortada.

Liderlerine yakın bir kişinin geçen hafta sonu tutuklanması üzerine Amerikan birimleriyle çıkan çatışmalarda en az 30‘u Amerikalı asker olmak üzere, 100 kişinin ölümü, bunun işareti.

Irak’taki 135 bin kişilik Amerikan kuvvetlerinin komutanı General Abizaid’in yeni asker talebinde bulunduğu haberleri dün yalanlansa da Savunma Bakanı Rumsfeld’in açıklaması bunun aksini kanıtlıyor: ”Onlar ihtiyaçları neyse söyleyecekler ve istedikleri neyse onu da alacaklar. Şu anda planlarda bir değişiklik yapıldığına ilişkin bir haber gelmedi ancak bu her an değişebilir. Biz de zaten sürekli olarak Irak’daki birliklerimizin yeterli olup olmadığı sorusunu onlara yöneltiyoruz.”

Sadr kendi hükümranlığını ilan etme çabasında

Bağdat’daki sivil Amerikan yönetiminin şefi Paul Bremer, Sadr’ı yasadışı olarak görmelerinin gerekçeleri arasında, bu kişinin meşru yönetim mekanizmasının oluşumunu engelleyerek kendi hükümranlığını ilan etme çabasında bulunmasını göstermişti. Bunun hemen ardından da, bir yıl önce karıştığı iddia edilen bir cinayet nedeniyle Sadr hakkında tutuklama emri çıkartılmıştı.

Gözlemciler, Bremer’in hala durumun kontrolları altında olduğu söylemlerini fazla inandırıcı görmüyor. Anımsanacağı gibi yönetimin sivillere devredilmesi sürecine katkıda bulunmak amacıyla şu günlerde Irak’ta bulunan BM özel temsilcisi Brahimi’nin aksine Bremer, siyasi egemenliğin önceden planlandığı gibi 30 Haziran’da Iraklılara teslim edilmesi niyetindeki ısrarını sürdürüyor.