1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta şimdi de diplomatlar hedefte

Peter Phillip / DW6 Temmuz 2005

Irak’ta yeni hükümetin işbaşına gelmesinden iki ay geçmesine rağmen huzur ortamı sağlanamıyor. Çatışmaların devam ettiği ülkede direnişçilerin son günlerdeki hedefi yabancı diplomatlar oldu. Irak’taki son saldırıların, terörün kazandığı yeni bir boyutu biri olduğunu savunan DW editörlerinden Peter Philipp’in yorumu…

https://p.dw.com/p/AZvW

“Irak’ta geçtiğimiz Cumartesi günü Mısır Büyükelçisi kaçırıldı. Ayrıca Bağdat’ta Bahreyn ve Pakistan büyükelçileri silahlı saldırıya uğradı. Irak, son günlerde yeni bir boyut kazanan terörle karşı karşıya. Teröristlerin eylemlerindeki asıl amaç ise ülkenin normalleşmesini engellemek.

İstikrarı engelleme çabalarına Müslüman Arap diplomatları kaçırarak ya da öldürerek devam etmeleri beklenen bir durum oldu. Başbakan İbrahim Caferi, Brüksel’deki Irak Konferansı’nda, özellikle Arap devletlerine çağrıda bulunmuş ve ülkelerini izolasyondan kurtarmaları için destek istemişti. Caferi, Arap ülkelerine ’Irak’a büyükelçi gönderin’ diye seslenmişti.

Caferi’nin çağrısına uyan ilk ülke Mısır oldu. Göreve atadığı Irak Büyükelçisi’ni hemen Bağdat’a gönderdi. Bu da büyükelçiyi direnişçilerin hedefi haline getirdi ve Zerkavi yanlılarınca kaçırılmasına neden oldu. Mısır’ın teröristlerin gözünde düşman olması, saece 1990’da Irak’ın Kuveyt’e girmesinin ardından hakim olan dışlamayı kıran ilk devlet olması nedeniyle değil. Mısır aynı zamanda ABD’nin bölgedeki en sıkı destekçilerinden biri.

Bahreyn’e gelince... Bahreyn de Irak Savaşı başlarken, Amerikan güçlerine kapılarını açmış, binlerce Amerikan askerinin Irak’a girmeden önce burada konuşlanmasına izin vermişti. Pakistanlı diplomatın da teröristlerin saldırısına uğraması tesadüf değil. Pakistan her ne kadar Irak Savaşı’na karşı olduğunu duyurduysa da, uluslararası terörizmle mücadele konusunda Washington’dan, çok isteyerek olmasa da, desteğini esirgemedi.

Aslına bakılırsa, teröristlerin saldırı için böylesi gerekçelere, mantıklı açıklamalara ihtiyacı yok. Onlar için Washington’nun stratejisini destekleyebilecek herkes, herşey mide bulandırıcı. Buna Müslüman ülkelerle Arap devletlerinin Amerika’ya olan ilişkileri de dahil.

Mısırlı büyükelçinin kaçırılması ve dün de Bayreyn ve Pakistanlı diplomatlara yönelik saldırıların düzenlenmesi üzerine Iraklı yetkililer, suçu hemen Saddam yanlısı Sünni direnişçilere yüklemeye çalıştı, ancak bunlar bilinçli yapılan açıklamalardı. Çünkü Irak’ın huzur ve güven ortamına kavuşması istemeyen uluslararası terörist grupların varlığından herkes haberdar.

Bu güçler, Taliban örgütünün Afganistanı’nı elinden kaçırdı ve Irak’ı Afganistan haline getirmek istiyor. Irak’ın sadece şiddet ve keyfi uygulamaların hakim olduğu bir ülkeye dönmesi çıkarları dahilinde. Bunun için önce işgalci güçlere hizmet eden çalışanlar kaçırıldı ve öldürüldü. Ardından gazeteciler ve yardım kuruluşları mensupları hedef alındı. Şimdiyse sırada Müslüman diplomatlar var.“