1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta artık hedef siviller

Peter Philipp/DW19 Nisan 2007

Irak’ta şiddet dinmiyor ve her gün daha fazla sivil hayatını kaybediyor. Irak’ın başkenti Bağdat’ta Çarşamba günü düzenlenen saldırılarda 200’e yakın kişi hayatını kaybetti. Ülkede artık sivillerin hedef olduğuna işaret eden DW’nin Ortadoğu uzmanı Peter Philipp’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZlH

Bağdat’ta yaşananlar, açıkça bir çılgınlık: Herhangi bir hedef gözetilmeden düzenlenen bu saldırılarda her geçen gün daha fazla insan ölüyor. Çoktan beri nefret edilen Amerikan işgal güçlerine düzenlenen saldırılar bir istisnaya dönüşmüş ve hedef tahtasına siviller oturmuş durumda. Alış veriş yapan ya da ailelerini geçindirmek için iş arayan siviller bu saldırılara hedef oluyor.

Bu, işgalcilere karşı bir direniş değil, ayrıca güven duyulmayan hükümete karşı bir isyan da sayılmaz. Bu, tam anlamıyla Irak’ı sukünete kavuşturmayacak bir terör kültürü.

Ama neden? Bu soruya, muhtemelen tek bir yanıt verilemez. Önce Şiiler, ardından tekrar Sünniler.. Bu, eski karşılıklı bir nefret ve apaçık bir hesaplaşma. Ve her yeni saldırıyla birlikte bu eski hesaplar, yeniden açılıyor. Buna bir de dışardan gelen ve ‘gönüllü’ adı verilen teröristler ekleniyor. Ancak Bağdat’ta yaşanan şiddet olaylarının amacı ise Irak hükümetini saf dışı bırakmak ve iktidarı ele geçirmek değil.

Buradaki bombalar ya da bu şiddetin ardındaki insanların bir kısmı zaten çeşitli merciilerde oturuyor ve diğerleri de sorumluluk almayı istemiyorlar. Hükümetteki bakanlıklarını çeken vahşi Şii lider Mukteda El Sadr buna bir örnek. Zira Sadr ve onun gibiler, hükümette sorumluluk almak istiyor gibi görünmüyorlar. Onlar, içinde aslında kahramanların değil, sadece kurbanların olduğu bir oyunda, kahramanlık rolü üstlenmiş görünüyorlar.

Irak’ta başka başrol oyuncuları daha var: Amerikalılar ve şansız Nuri El Maliki hükümeti. Washington’un bir an önce Irak macerasını bitirmek istediği konusunda fazla hayal kurmaya gerek yok. Ama elbette bunu, teröristlerin baskısıyla yapmak istemiyor. Zira Irak’ın ikinci bir Vietnam olmaması gerekiyor. Ve bunu, ABD’de Bush yönetimine karşı olan muhalif hareket de onaylıyor.

Aciliyetten ortaya çıkan plan da öncelikle Irak’taki birliklerin güçlendirilmesi, Bağdat’ta sıkı bir güvenlik operasyonunun gerçekleştirilmesi ve daha sonra da tüm sorumluluğun Irak hükümetinin omuzlarına devredilmesi. Şu anda Irak hükümeti, 18 vilayetten dördünün sorumluluğunu üstlenmiş durumda, durumun giderek kötüleştiği başkent Bağdat hariç. Maliki’nin bu yılın sonuna kadar bütün ülkede kontrolü devralacaklarına dair açıklamasına ise hiç kimse ciddi olarak inanmıyor.

İşgalciler ve hükümet, bir çözüm bulamayacak. Çünkü en önemli ve gerekli olan nokta, her iki tarafın komşu ülkelerle diyaloğa devam etmesi, Mısır’da planlanan ikinci tur Irak görüşmeleri gibi. Ancak herkesin bir araya gelmesiyle belki bir çıkış yolu bulunabilir...