1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irak'ta mantık ve akıl

3 Mart 2004
https://p.dw.com/p/Aa5K

Irak’ta Şiiler'i hedef alan saldırılar dünya kamuoyunu sarstı. Saldırganların, çatışma ortamını körüklemek ve gerginliği artırmak istedikleri anlaşılıyor. Hedef, Irak’taki istikrarsızlığın artırılması... Bazıları, Amerika Birleşik Devletleri’ni de suçluyor: Onlara göre, saldırıların önünü alamayan Washington da başarısız oldu. Deutsche Welle’den Peter Philipp’in yorumu:

"Amerika Birleşik Devletleri Irak’a girmeseydi, Bağdat ve Kerbela’da meydana gelen patlamalarda can verenler hala yaşıyor olacaktı. Bu doğru. Ama bu hala, Washington’un terör eylemlerinden sorumlu olduğu anlamına gelmez. Kesinlikle böyle bir kıyaslama yapmak mümkün değil. Şiddet eylemlerinden sonra eleştiri oklarını önce Amerika Birleşik Devletleri’ne saplayan Iraklılar da aslında bu yargıya katılmalı. Iraklılar‘ın tepkisi, kuşkusuz öncelikle mantık ve aklın başa çıkamadığı kızgınlık, öfke, çaresizlik ve matem gibi duyguların birikiminin ürünü.

Ancak mantık ve akıl Iraklılar‘a da Iraklı olmayanlara da şu gerçeği somut olarak gösteriyor: Gerek Bağdat ve Kerbela’da, gerekse daha önce Erbil’de sahnelenen şiddet eylemleri bir konseptin ürünleri. Gerginlik ve huzursuzluk yaratmak için daha fazla insanın yaşamını yitirmesi için insanlar öldürülüyor. Bunun adı tam anlamıyla terördür, yapılanların işgal güçlerine karşı direnişle hiçbir ilgisi yoktur. Bazıları bu tür eylemlere ”direnişin meşru eylemleri” olarak tanımlıyor. Bu tür tanımlamalar, Iraklılar‘ın kulağına alay gibi geliyordur.

30 yıl boyunca Saddam rejimi, yaklaşık bir yıl boyunca da savaş koşulları altında yaşayan Iraklılar, sonunda biraz olsun huzuru hak ettiler. Bu huzuru, kendi kendilerini insanlığın kurtarıcısı ilan eden, ama aslında kendi küçük hesaplarının peşindeki gruplar da bozmamalı. Iraklılar elbette zor durumda yaşıyor.

Ancak güçlü bir halk olduklarını söylemek mümkün. Iraklılar, işgalcileriyle tam anlamıyla bir bağımlılık ilişkisine girmemek için belli bir mesafe bırakıyorlar. Iraklılar, ülkenin geleceğine kendi damgalarını vurmak isteyen radikal ve dinci gruplara karşı da direniş gösteriyorlar. Gösterilen direncin ne kadar başarılı olduğunu, yeni gün ışığına çıkan geçiş anayasası metninde de görmek mümkün.

Irak halkı terörün üstesinden de gelecektir. En azından kökeni kendi bünyelerinde bulunan terörü aşmayı başaracaklardır. Farklı milli ve dini grupların barış içinde ortak yaşamının, öncelikle kendi çıkarları açısından önem taşıdığının bilincindeler. Çıkarlarını kanlı kargaşa ortamı yaratmakta gören teröristler, işte tam bu noktaya müdahale etmek istiyorlar.

Iraklılar, her zamankinden fazla herkesin özgürce yaşabildiği bir demokrasi hedefine yoğunlaşmak durumunda kalacak. Washington istediği için değil, Iraklıları özgür ve adaletli koşullarda yaşatmak için."