1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran ekonomisinin ipleri onların ellerinde

18 Şubat 2016

‘Peygamberin Mührü’ gibi adları var ama aslında İran’ın yolsuz ekonomik düzeninde aslan payını onlar alıyor. İran ekonomisinin yüzde 80’i ordu ve dini vakıfların elinde.

https://p.dw.com/p/1HxO2
Devrim Muhafızları
Fotoğraf: FARS

Tahran havalimanına inen her yolcu istese de istemese de devrim muhafızlarının müşterisi oluyor. İran başkentindeki İmam Humeyni havalimanını işleten İslam Cumhuriyeti'nin elit muhafız ordusu uçaklardan tahsil ettiği havalimanı vergisi üzerinden büyük gelir elde ediyor. İran'ın diğer hava alanlarıyla limanlarındaki dış sınırları da devrim muhafızları tarafından kontrol ediliyor. İran'a hangi malın sokulacağına onlar karar veriyor. Devrim muhafızları gümrük vergisi ödemedikleri gibi, karaborsada ne kadar mal sattıkları ve ne kazandıkları hakkında da kimseye hesap vermek zorunda değiller.

‘İslam Devrimi muhafız ordusunun' kara, deniz ve hava kuvvetlerinde 120 bin asker görev yapıyor. İran'ın stratejik silahlarını da kontrol eden devrim muhafızları muazzam bir holding çatısı altında göz klinikleri işletiyor, motorlu araç üretiyor, otoyollar, demiryolları ve metro istasyonları inşa ediyor. Aynı zamanda petrol ve doğalgaz şirketleriyle de bağlantıları var. Madencilikte ve barajlarda da devrim muhafızlarının sözü geçiyor.

Stratejik ihaleler

Devrim muhafızlarının ekonomik faaliyetleri hakkında dışarıya çok az haber sızıyor. 2009 yılında BBC ülkenin güneydoğusundaki Şahbahar limanının demiryolu şebekesine bağlanması için devrim muhafızlarının 8 milyar dolarlık ihale aldığını bildirmişti. Umman Körfezindeki liman kenti, Pakistan ve Afganistan'a yakın olması nedeniyle stratejik önem taşıyor.

Devrim Muhafızları komutanları
Devrim Muhafızları komutanlarıFotoğraf: Fars

Bu önemli yatırım projesini üstlenen ‘Peygamberin Mührü' adlı şirket de devrim muhafızlarının teknoloji holdingine bağlı bir kuruluş. 1980'li yılların sonlarında, Irak savaşından yeni çıkan İran'ın yeniden imar edilmesi amacıyla kurulan holding kendi bağrından çıkan Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın yardımıyla ekonomik nüfuzunu daha da arttırmıştı.

İran uzmanı Bahman Nirumand Deutsche Welle'ye verdiği demeçte, devrim muhafızlarının ülke ekonomisinin üçte birini kontrol ettiği şeklindeki tahminleri gerçekçi bulduğunu ve resmi istatistiklerin bulunmamasına rağmen bu oranın gerçeği yansıttığını söyledi. Dünya Bankası'nın tahminlerine göre 2014 yılında İran'ın Gayrı Safi Yurtiçi Hasılası 425 milyar doların üzerindeydi. Bu da milli gelirin 140 milyar dolarının devrim muhafızları tarafından yaratıldığı anlamına geliyor.

Cübbeli işadamları

İran ekonomisinde sadece üniformalı işadamlarının sözü geçmiyor. İran'da doğrudan ülkenin Şii dini liderleri tarafından yönetilen çok sayıda dini vakıf da bulunuyor.

Almanya Dışişleri Bakanlığı'nın tahminlerine göre elitler sınıfının kontrolündeki şirketlerin İran ekonomisindeki payı yüzde 80'i buluyor.

Sözkonusu şirketlerin iş hacmi hakkında kimse kesin rakam veremiyor. Bu şirketlerin muhasebe kayıtlarını açıklama ve herhangi bir devlet kurumuna hesap verme mecburiyeti bulunmuyor. Bahman Nirumand, Ahmedinejad döneminde milyarlarca dolar kaybolduğunda İranlıların paranın nereye gittiğini merak ettiğini ancak kamuoyuna hiç bilgi verilmediğini söyledi. Nirumand, “Şah döneminde de yolsuzluk vardı ama o zaman adı yolsuzluğa karışanlar şimdiki iktidar sahiplerinin yanında yankesici kalır”, diyor.

Khatam.com'un ekran görüntüsü
Khatam.com'un ekran görüntüsüFotoğraf: khatam.com

İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeyni'nin ölümünden kısa süre önce kurduğu ‘Setad' vakfının serveti 90 milyar doları buluyor. Humeyni bu vakfı ülkeyi terk eden ya da mallarına el konan Şah taraftarlarının gayrı menkullerini fakirlere yardım amacıyla değerlendirmesi için kurmuştu. ‘Setad' zamanla doğrudan en üst ruhani lidere bağlı dev bir şirket haline geldi.

Yaptırımların kalkması kimlere yarayacak?

Hatem Merkezi'nin logosu
Hatem Merkezi'nin logosu

Reuters ajansının araştırmasına göre finans, petrol ve telekomünikasyon branşlarındaki faaliyetlerinin yanı sıra doğum kontrol hapı üretip deve kuşu da yetiştiren vakıf Amerikan hükümetinin yaptırım listesinde de yer almaktaydı. Washington'un amacı doğrudan İran yönetiminin ekonomik çıkarlarına zarar vermekti. Amerikan Maliye Bakanlığı ‘Setad'ın masum bir vakıf olmaktan çıkıp, İran yönetimi hesabına varlık biriktiren dev bir paravan şirketler şebekesine dönüştüğünü duyurmuştu.

Batılı yaptırımların kalkmasından da en çok İran'ın elit zümrelerinin elindeki milyarlarca dolarlık şirketler yararlanacak. Bahman Nirumand, “Umarım, halka da bir şeyler kalır” dedikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü: Ticaretin canlanması küçük esnafa yarar ve yaptırımların kalkmasından hizmetler sektöründe çalışan herkes nasibini alabilir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Thomas Kohlmann