1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran nükleer programında ısrar ediyor

Eberhard Nembach/Viyana14 Eylül 2004

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı' nın dün Viyana’daki son guvernörler toplantısında da İran ile varolan sorunlu ilişkinin, karşılıklı yaklaşım farklarının sürmesi nedeniyle niteliğini sürdürdüğü anlaşıldı. ABD ve AB ülkeleri, İran’ın, zenginleştirilmiş uranyum üretimini de içeren bu teknolojiden yararlanmasını istemiyor.

https://p.dw.com/p/Ab8M
İran nükleer programlarını barışcıl amaçlar için kullanma sözü veriyor
İran nükleer programlarını barışcıl amaçlar için kullanma sözü veriyorFotoğraf: AP

İran yönetimi, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı tarafından şu sıralar ülkelerinde sürdürülen incelemelerin, batının şimdiye kadarki endişelerinden arınmasına vesile olacağını sanarken, gerek Washington yönetimi, gerekse AB-DIB konseyi Tahran’a yönelik baskılarını artırarak sürdürüyorlar. Avrupalı bakanların dün Brüksel’deki birleşimleri sonrası yaptığı açıklamada Joschka Fischer şöyle konuştu:

”Avrupa Birliği’nin tüm 25 üyesi, İran’ın nükleer teknolojiden vazgeçmeme ısrarını sürdürmesiyle, sadece Ortadoğu bölgesindeki stratejik dengeyi sarsmakla kalmayıp, doğrudan ve dolaylı olarak Avrupa’nın güvenliğini de tehdit edeceği yargısında hemfikirdir.”

Fischer’in bu sözleri, diplomatik ambalajından çıkartıldığında, ”eğer Kasım ayında yapılacak Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın bir sonraki guvernörler konseyi toplantısına kadar Iran’ın tutumu değişmezse, ABD ile AB ortak bazı yaptırımlar planlayabilir” anlamına geliyor.

İran'a nasıl bir tavır alınmalı?

Uluslararası devletler topluluğu, İran’ın nükleer programını uygulama konusundaki ısrarına karşı nasıl davranmalı? Otuza yakın devleti temsilen Viyana’da dün bir kez daha biraraya gelen onca deneyimli diplomat, hala bu sorunun tam karşılığını bulabilmiş değil. Uluslararası Atom Enerjisi Örgütünün guvernörler konseyine İran’la ilgili raporunu sunan Muhammed El Baradey, şimdiye kadarki incelemelerde Tahran yönetiminin örgüt uzmanlarıyla işbirliği yapmaktan kaçınmadığını ve ayrıntılı denetimlere bile izin verdiğini söylüyor. Baradei, zaman zaman bu işbirliğinin oldukça yavaş yürüdüğünden yakınmakla birlikte, uzman denetçilerin önümüzdeki birkaç ayın sonunda İran’ın elinde yasadışı nükleer silah programları olup olmadığını kesinlikle öğrenebileceğinden emin görünüyor:

”Ben bu konuda İran’a bir mühlet tanımadım. Sonuçta giriştiğimiz denetimler, İran’dan gördüğümüz destek ölçüsünde sonuçlanacak” diyen Baradey, ”Biz de kesin bir yargıya varana kadar denetimlerimizi sürdürmeye kararlıyız” diye bitiriyor sözlerini.

Oysa İran’da saptanan, atom bombası yapımında kullanılmaya da müsait, zenginleştirilmiş uranyum maddesi izlerinin nereden kaynaklandığı sorusu halen açıkta. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı denetçilerinin, bu konuda, İran’a nükleer enerji teknolojisi sevkeden ülkelerden gelecek bilgilere de ihtiyacı var. Bu ülkelerin başında ise Rusya geliyor.

Almanya, İngiltere ve Fransa'dan baskı

Bu arada Atom Enerjisi Ajansı şefi Baradey’in aksine, Almanya, İngiltere ve Fransa, elindeki nükleer teknoloji potansiyeli hakkında bilgi vermesi için İran’a Kasım’a kadar süre tanınmasını savunuyor ve anlaşıldığı kadarıyla bu konuda geri kalan AB üyelerin de desteği sağlanmış bulunuyor. Avrupa devletleri henüz bu aşamada İran’da atomlu silah üretildiğinin kuşkusuyla yetinirken İsrail ve ABD bu konuda son derece emin ifadeler kullanıyor. Hatta Washington yönetimi bu amaçla Güvenlik Konseyi’nin derhal toplanmasını talep ediyor. ABD heyetinin başkanı John Bolton şöyle konuşuyor:

”ABD bir yıldan beri BM Güvenlik Konseyi’nin İran’ın nükleer programı sorunu üzerine eğilmesini sağlamaya uğraşıyor. Biz bu programın dünya barışı ve güvenliği için bir tehlike oluşturduğu kanısındayız ve nedenle Tahran’ın bu konuda dünya kamuoyunu aydınlatmasını talep ediyoruz. Şimdiye kadar Avrupalı ortaklarımızla bu alanda izlenecek taktikle ilgili tam bir fikir birliği sağlayamamış da olsak sorunu Güvenlik Konseyi‘ne taşıma düşüncemize artık onların da katıldığını görmekteyiz ve bu hafta içinde bu konuda bir uzlaşma sağlayabileceğimizi umuyoruz.”

İran yönetimi öteden beri sahip olduğu nükleer teknolojinin sadece sivil amaçlara yönelik olduğunu söylese de zenginleştirilmiş uranyum ve hatta plütonyum üretmeyi mümkün kılan programının ABD gibi AB tarafından da reddedilmesini anlamamaktaki ısrarını sürdürüyor.