1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İran sandığa gidiyor

13 Haziran 2013

İran'da cuma günü ilk turu yapılacak olan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yarışacak aday sayısı altıya düştü. Reformcu cephenin umudu, Hasan Ruhani.

https://p.dw.com/p/18onX
Reformcu cephenin umudu, Hasan Ruhani
Reformcu cephenin umudu, Hasan RuhaniFotoğraf: FARS



Gulam Ali Haddad Adil'den sonra reformcu kanadın adayı Muhammed Rıza Arif'in de adaylıktan çekildiğini duyurmasıyla cuma günkü oylamaya katılacak aday sayısı altıya indi. Adaylardan eski İran Dışişleri Bakanı Ali Ekber Velayeti İran'ın gerçek söz sahibi olan ruhban sınıfının desteğine güveniyor. Aynı zamanda İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'in danışmanlığını da yapan 67 yaşındaki Velayeti, Kum şehrindeki dini liderlerle ulemanın onayını almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve seçildiği takdirde beklentileri yerine getirmek için elinden geleni yapacağını söyledi.

Arif'in adaylıktan çekilmesinden sonra reformcu kanat bütün ümidini karizmatik bir siyasetçi olan Hasan Ruhani'ye bağladı. İran Haber Ajansı, Arif'in, reformcu eski devlet başkanı Muhammed Hatemi ile görüşmesinin ardından adaylıktan çekilmeye karar verdiğini bildirdi. Pazartesi günü de muhafazakâr adaylardan Gulam Ali Haddad Adil cumhurbaşkanlığı yarışından çekilmişti. Gözlemciler tarafından, muhafazakâr Tahran Belediye Başkanı Muhammed Bager Galibaf'ın da tahmin edildiği gibi adaylıktan çekilmesinin Velayati'nin seçilme şansını arttıracağı belirtiliyor.

‘Tek hakim Hamaney'

Bildkombo Präsidentschaftskandidaten Wahlen im Iran

1980 ve 81 yıllarında beş ay süreyle cumhurbaşkanlığı yaptıktan sonra Ayetullah Humeyni tarafından görevden alınan ve o tarihten beri de Fransa'da sürgün hayatı yaşayan Ebul Hasan Beni Sadr, Deutsche Welle'ye demeç verdi. Tahran yönetiminin hatalı kararları yüzünden İran'ın dış dünyadan tecrit olduğunu ve yanlış politikaların ceremesini İranlıların çektiğini söyleyen Beni Sadr başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin İran'ın nükleer programı yüzünden son derece tedirgin olduğunu dile getirdi. Beni Sadr, bütün komşularının, İran'ın en büyük düşmanı ABD ve İsrail ile ittifak kurmuş olmasına rağmen Tahran rejiminin nükleer politikasından taviz vermeye yanaşmamasını şöyle değerlendirdi:

“Ali Hamaney kendini izole edilmiş gibi görmüyor. Rusya, Suriye, Irak'taki yandaşları ve Hizbullah ile karşı ittifak oluşturduklarına inanıyor. Ama zaman Hamaney rejiminin aleyhine işliyor ve İran sürekli güç kaybediyor. Suriye, İran'ın sırtındaki kambura döndü. Artık ortak değil, sadece yük. Aynı şey, İran'ın ekonomik sıkıntılarına rağmen yoğun destek verdiği Hizbullah için de söylenebilir. Buna bir de uluslararası yaptırımlar eklenince, Ali Hamaney'in manevra alanının iyice daraldığı görülecektir.”

Eski İran Cumhurbaşkanı Beni Sadr, DW'nin, ‘İran'daki seçimlerin önemi var mı, iktidar gerçekten seçilmiş başkana mı geçiyor?', şeklindeki soruyu ise şöyle yanıtladı: “Hayır, böyle olmadığı aşikar. Bunu herkes de biliyor. Seçilmiş başkan, baş Ayetullah'ın sözünden çıkamayacağını bilir. İran toplumu da hiçbir söz hakkı olmadığının farkında. Bütün gücü elinde bulunduran Sayın Hamaney de günün birinde politikalarının hesabını vermek zorunda kalacak.”

© Deutsche Welle Türkçe

DW, AFP, Reuters/AG, HS


DW Türkçe'yi Facebook (https://www.facebook.com/dwturkce), Twitter (https://twitter.com/dw_turkce) ve Youtube (http://www.youtube.com/deutschewelleturkish) üzerinden de takip edin!