1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Irkçılardan sanal propaganda

14 Ağustos 2014

Almanya'da ırkçılar kendilerine taraftar bulabilmek için en çok sosyal medyadan yararlanıyorlar. Ancak ırkçı propagandalarını açıkça yapmıyorlar.

https://p.dw.com/p/1CtRD
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Facebook'ta şu sıralarda paylaşılan bir Youtube linki ilk bakışta oldukça sıradan görünüyor. Link Hollywood'un ilgi çeken yapımlarından "Karayip Korsanları 5" filminin adını taşıyor. Ancak paylaşılan linkin arkasında filmin tanıtımı değil ırkçılık propagandasıyla yüklü mesajlar var. Bunu yapanlar ise kendilerine "Die Unsterblichen" yani "Ölümsüzler" adını veren bir Neonazi grubu. Neonaziler, ırkçı ideolojilerini yayabilmek için bu tarz yöntemleri kullanıyorlar. Sosyal medya kullanıcıları ise gizlenen mesajı genelde çok geç fark ediyorlar. Fark edildiğinde ise mesaj çoktan "Beğendi" tuşuyla onbinlerce kişiye ulaşmış oluyor.

Federal Siyasal Eğitim Merkezi Direktörü Thomas Krüger, ırkçıların Facebook, Twitter ve Youtube gibi sosyal platformlarda az önce sözünü ettiğimiz yöntemlerle kendilerine taraftar bulmaya çalıştıklarını belirterek, bu yöntem yüzünden ırkçı zihniyete sahip olmayanların bile bu zihniyete dolaylı olarak hizmet eder hale geldiklerine işaret ederek, "Bu durumda, söz konusu gruplardan gelen iletilerin içerikleri bilinmediğinden, istenmeden sosyal medyada sıkça paylaşılıyor. Böylece ırkçılara sempatisi olmayanlar bile kendi bilgileri dışında bu düşüncenin paylaşılmasına katkı sağlayabiliyorlar" diye konuştu.

Rechtsextreme Propaganda im Netz Screenshot Neonazi Video mit dem Titel Fluch der Karibik
Fotoğraf: YouTube

Rapordan çıkan ilginç sonuçlar

Federal Siyasal Eğitim Merkezi ile gençleri internet tehlikelerinden korumak için çalışmalar yapan "jugendschutz.net" kuruluşu yayınladığı güncel bir raporda, kendi bilgileri dışında ırkçı düşüncenin yayılmasına aracılık yapanların profilleriyle ilgili ilginç bilgilere yer verdi.

"jugendschutz.net" genel müdür yardımcısı Stefan Glaser, ırkçıların internetteki sosyal paylaşım sitelerini özellikle tercih ettiklerini belirterek, "Tesbitimize göre internetteki sosyal ortamlar ırkçıların en önemli propaganda aracı haline gelmiş. Taradığımız 5 bin 500 iletinin yüzde 70'ten fazlası Facebook, Youtube, Twitter ve diğerlerinde yer alıyordu" dedi.

Glaser, araştırmalar sonucunda ırkçıların mesajlarını, popüler eğlence unsurlarının arkasına gizlediklerinin belirlendiğini söyledi. Örneğin Susam Sokağı'nın kült figürlerinden Kurabiye Canavarı'nın bile ırkçı propagandaya alet edildiğini vurguladı. Glaser yine bir Miki Fare figürünün ırkçıların sembolü olan kuru kafa görüntüsüyle kullanılarak, internette ırkçı bir sembole dönüştürüldüğünü kaydetti.

Kışkırtıcıların da tercihi

Araştırmadan çıkan diğer bir sonuç ise, internetin sadece ırkçıların değil, şiddet yanlısı ve kışkırtıcı grupların da ilgi odağı haline gelmiş olması.

Stefan Glaser
Stefan GlaserFotoğraf: picture-alliance/dpa

Bu konuda elde edilen bilgileri Glaser şöyle açıkladı:

"Müslümanlara, Yahudilere, Sinti ve Romanlara, homoseksüellere yönelik internet ortamındaki kışkırtıcı eylemler çoğu kez gizli değil, açık yapılıyor. Sosyal medya elbette buna oldukça fazla katkı sunuyor. Bu ortamda bazı şeyler çok kısa sürede dalga dalga yayılıyor. Bilhassa insanları duygulandıran konular hızlı paylaşımları da teşvik ediyor. İnsanlar ne gibi sonuçlar doğuracağını hiç düşünmeden paylaşımlarda bulunabiliyor, yorum yapabiliyorlar. Böylece içimizdeki radikalleşme potansiyeli de görünür hale geliyor."

Kamuflaj imkanı ve internet dünyasının herkese açık olması sanal suçların geçen yıl tavan yapmasına neden oldu. 2013'te gençlere yönelik zararlı içeriklere sahip 1842 ileti tepti edildi. Bu rakam, bir önceki yıl bin civarında bulunuyordu.

Artan eğilim, gençlerin bilinçlendirilmeleri gerektiğini ortaya koyuyor. Federal Aile Bakanı Manuela Schwesig de gençleri internetteki zararlı içeriklerle ilgili bilgilendirmeye yönelik projeye maddi desteklerinin en az beş yıl süreceği konusunda güvence verdi. Federal Aile Bakanlığı 2015-2019 arası yaklaşık 30 milyon euroyu ırkçı zihniyetle mücadele eden merkezlerin geliştirilmesi için harcayacak.

©Deutsche Welle Türkçe

Richard Fuchs