1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İspanya'da Franco'nun izleri

Oliver Glaap19 Kasım 2005

İspanya’da 40 yıl boyunca iktidarda kalan 20. yüzyılın diktatörlerinden Francisco Franco ölümünün üzerinden 30 geçti. Ancak İspanya hala Franco döneminden kalan izleri taşıyor ve ülkede Franco kurbanlarının kimlik tespit çalışmaları ağır aksak ilerliyor. Oliver Glaap’ın haberi…

https://p.dw.com/p/AaNo
Franco'nun son heykeli de bulunduğu yerden indirildi
Franco'nun son heykeli de bulunduğu yerden indirildiFotoğraf: AP

20 Kasım 1975’te dönemin İspanya Başbakanı, diktatör Franco’nun öldüğünü gözyaşları içinde “İspanyol halkının başı sağolsun, Franco öldü” diye duyuruyordu. Franco, ölümünden yaklaşık 40 yıl önce cumhuriyetçi hükümete karşı darbe girişiminde bulunmuş ve bu girişimi üç yıl sürecek kanlı bir iç savaşın başlangıcı olmuştu. Bu savaştan galip çıkan Franco, ölene kadar İspanya’da ipleri elinde tutmuştu.

İspanya’da hala Franco taraftarları var ve sağ görüşte olan bu kişiler için Franco bir iyi bir liderdi ve komünizm tehlikesini bertaraf etmişti. Bu kesim, Franco’yu bugün bile aleni biçimde anmaktan çekinmezken, bazıları ise eski diktatöre gösterilen bu bağlılığı büyütmemek gerektiğini, Franco’nun artık güncel bir siyasi aktör olmadığını savunuyor.

İspanyol halkı ise farklı düşünüyor. İspanyollar’ın büyük bir kısmı için Franco, dünyanın en acımasız diktatörlerinin başında geliyor. Tarihçiler de aynı görüşü paylaşıyor. Tarihçi Julio Vidal, Franco’nun 40 yıllık iktidarı döneminde siyasi rakiplerini bedensel ve zihinsel olarak yok etme yolunu seçtiğine dikkat çekiyor ve infaz, işkence ve hapis cezaları da dahil olmak üzere baskı yöntemleri uyguladığını hatırlatıyor.

Kurban yakınlarının çabaları

İspanya’da Franco döneminin izleri ise hala taze. Günümüzde Franco döneminden kalan toplu mezarların bulunması için arkeologlar ve bu mezarlardaki kurbanların kimlik tespiti için ise DNA uzmanları görev yapıyor. Kurban yakınlarının çabası sonucu ilk kez 2003 yılında bir kurbanın kimliği belirlenebildi.

Bu alanda çaba sarfeden uzmanlardan Jose Antonio Lorente, her fırsatta amacının eski yaraları kaşımak olmadığını, ama aslında bu yaraların hala iyileşmediğini söylüyor. Siyasi gözlemcilere göre, eski yaraların iyileşmemesinin sebebi ise Franco’nun bir savaş yenilgisi ya da devrimle değil, doğal yoldan ölümü ile iktidardan ayrılması.

Franco’nun 1969’de belirlediği halefi, son İspanyol kralının torunu Prens Juan Carlos, diktatörün ölümünden sonra demokrasiyi tercih etmişti, ancak geçmişle hesaplaşmadan. Bu nedenle toplu mezarlar hala kurban yakınlarının çabası ile gün yüzüne çıkarılabiliyor. Son Franco büstünün daha bu yıl sesiz sedasız kaldırılmış olması da cabası.

Zapatero hükümetine eleştiriler

İspanya’nın Sosyalist Başbakanı Jose Luis Zapatero, bir Avrupa ülkesinde hala kamuya ait alanlarda diktatörlerin anılmasının akla hayale sığmadığını belirtiyor. Eski Franco yanlılarının ittifakı sonucu oluşan muhafazakar Halk Partisi ise Zapatero’yu eski yaraları kaşımakla suçluyor.

Diğer yandan, Zapatero hükümeti Franco döneminin aydınlatılması için yeterince çaba göstermediği gerekçesi ile de eleştiriliyor. Dönemin kurbanlarına yönelik ne rehabilitasyon ne de tazminat öngörülüyor. Başbakan Zapatero tarafından görevlendirilen komisyon da henüz somut bir sonuç ortaya koyabilmiş değil. Sözün kısası Franco’nun ölümünden 30 yıl sonra bile kurban yakınları kendi başlarınınn çaresine bakmak durumunda.