1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İsrail'in operasyonları!

Peter Phillip / DW20 Mayıs 2004

İsrail askerleri dün Gazze Şeridi’nde füzelerle vurdukları Filistinliler‘den en az 10’unun ölümüne neden oldular. 50’den fazla Filistinli de yaralandı. Bunun üzerine BM Güvenlik Konseyi, İsrail operasyonunu kınayan ve Filistinliler‘in evlerinin yıkımını derhal durdurulmasını talep eden bir karar aldı. Deutsche Welle’den Peter Philipp’in yorumu...

https://p.dw.com/p/Aa3b

”İsrail’in işgal altında tuttuğu topraklarda, son 37 yılın belki de en şiddetli çatışmasına tanık oluyoruz. 24 saat içinde en az 25 kişi İsrail tanklarının, helikopterlerinin açtığı ateş üzerine yaşamını yitirdi.

Uluslararası Af Örgütü, İsrail operasyonunu zaten ‘savaş suçu’ olarak değerlendirmişti. Şimdi Birleşmiş Milletler de uluslararası topluluktan yükselen protestoya katıldı: Güvenlik Konseyi, Washington’un da sessiz onayıyla İsrail’i sert şekilde kınadı.

İsrail’in işinin her geçen gün daha da zorlaştığını görmezden gelmek mümkün değil. Ancak gelin de bunu İsrail’de karar verici mercilere anlatın: Olaylarda yaşamını yitiren siviller için son derece üzgünlermiş! Ancak sivillerin de savaş koşullarının egemen olduğu bölgelerde dolaşmamaları gerekiyormuş. Eh bu kadarına da pes doğrusu!

Beyler, savaş bölgesi ilan ettiğiniz yerler bu insanların evleri, yuvaları. Yaptığınız değerlendirmeler Filistin halkıyla alay etmekten başka bir anlam taşımıyor.

İsrail’in uygulamaları hem Cenevre Konvansiyonu’na hem de diğer uluslararası sözleşmelere aykırı... Ama İsrailli yetkililer ayrı telden çalışıyorlar. Onlara bakarsanız, Gazze Şeridi ve Batı Şeria işgal altında sayılamayacağı için bu bölgelerde Cenevre Konvansiyonu’nun uygulanması da mümkün değil!

Yıllar önce işkence ve kötü muameleyi ”belli koşullar altında” uygulanabilir ilan eden İsrail Yüksek Mahkemesi de bu zihniyete yeşil ışık yakan bir karar aldı.

Son operasyon, silah kaçakçıları ile İsrail askerleri öldüren bazı militan Filistinliler'in ele geçirilmesini amaçlıyor. İsrail’in bu gerekçelerine anlayışla karşılanabilir. Ama sivil halkın, hele hele çocukların hiçbir şekilde gözetilmeksizin atılan adımları hoşgörmek mümkün değil.

Bunca karamsar gelişmeye karşın, Ortadoğu’da yine de barış umudunu canlı tutan noktalar var: Bunlardan ilki İsrail kamuoyunda Filistin topraklarındaki işgalin bitirilmesi yönündeki görüşün giderek daha yüksek sesle dile getirilmesi. Diğer yandan İsrail’in kadim dostu Washington’un BM'de yapılan oylamada yalnız bırakması rüzgarın döndüğünün başka bir işareti.”