İsrail'in operasyonuna uluslararası tepki

Yasin’in öldürülmesi haberi uluslararası alanda da şok yarattı. AB Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana olayı şiddetle kınadı. AB’nin politikası, yargısız infazların her zaman kınanması yönünde olduğunu söyleyen Solana, bu olayda ise kınamanın daha da şiddetli olması gerektiğini savundu. Solana tepkisini şöyle dile getirdi:

"Bu tür eylemler özellikle de Gazze’de ne yapılacağı üzerine bu kadar kafa yorulduğu bir dönemde barış ve diyalog zemini oluşturulmasına hiçbir şekilde katkıda bulunmayacaktır. Bu eylem, yapıcı, olumlu bir katkı sağlamayacaktır. Tam tersine barış süreci için son derece kötü bir haberdir. Ve bir kez daha vurgulamak istiyorum. AB yargısız infazları hep kınamıştır ve kınamaya devam edecektir. Bugünkü, gerçekten de çok kötü bir gelişmedir."

Almanya ve İngiltere

Terörle mücadele konusunu görüşmek üzere toplanan AB dışişleri bakanları toplantısına katılan Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer de Yasin’in öldürülmesinin Ortadoğu’daki duruma olası etkilerinden endişe duyduğunu belirtti ve şöyle devam etti:

"Durum, gerginliğin tırmanmasını önlemek için mümkün olan herşeyin yapılmasını gerektirmektedir. Her iki tarafı da katkıya çağırıyoruz. Ortadoğu için yeni adımlar getirecek bir girişim için çalışmalarımızı sürdürüyoruz."

İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw da Yasin’in öldürülüşünün uluslararası hukuka aykırı olduğunu vurguladı. Straw, "İsrail’in kendisini savunma ihtiyacını hepimiz anlıyoruz. Teröre karşı kendini savunmaya uluslararası hukuk çerçevesinde hakkı vardır. Ancak yargısız infaz yetkisi yoktur. İşte bu noktada İsrail’i kınıyoruz. Bu kabul edilemez, haklı gösterilemez ve bu şekilde hedeflerine ulaşması da mümkün değildir" dedi.

Devletler hukukuna aykırı

Devletler hukuku uzmanları ise İsrail’in eyleminin uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtiyor. İsrail’in, BM’nin vatandaş hakları ve siyasi haklar paktına 1992 yılından beri üye olduğunu hatırlatan uzmanlar, anlaşmanın 14’üncü maddesine göre her suçlunun adil yargı hakkına sahip olduğunu vurguluyorlar.

Uluslararası hukukta bunun tek istisnası, Şaron’un da saldırıları haklı çıkarmak için gösterdiği, devletin kendini savunması. Uzmanlar, devletin meşru müdafaa hakkının BM kurucu anlaşmasının 51’inci maddesi gereği sadece, ülkenin bir bölgesinin saldırıya uğraması durumunda doğacağını belirtiyorlar.