1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstanbul yine uyumadı

3 Haziran 2013

Türkiye'nin büyük kentlerinde protestocular ve polis arasında yaşanan çatışmalar dün gece de sürdü. Yaşananları DW Türkçe editörlerinden Hülya Schenk değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/18ihh
Fotoğraf: Reuters

DW: İçişleri Bakanı Muammer Güler dün yaptığı açıklamada, Taksim Gezi Parkı ile ilgili 28 Mayıs'tan beri 67 ilde 235 eylem ve etkinliğin yapıldığını, bunlarla ilgili  bin 730 kişinin gözaltına alındığını açıklamıştı. Ancak gözaltına alınanların sayısının çok daha fazla olduğu ifade ediliyor. İstanbul’da dünden bu yana neler yaşandı, bize aktarabilir misin?

Hülya Schenk: İstanbul yine hareketli bir gece geçirdi. Gündüz saatlerini sakin geçiren Beşiktaş'ta dün akşam saatlerinde göstericilerle polis arasında yeniden çatışmalar çıktı ve polisin müdahalesi gece geç saatlere kadar sürdü. Polis tarafından atılan gaz bombaları nedeniyle Beşiktaş yine tam anlamıyla bir savaş alanına dönüştü. Dün akşam çok sayıda yaralı ve çok sayıda gözaltına olduğuna ilişkin bilgiler geldi. Sosyal medyada ve sokaklarda ise polisin uyguladığı şiddete yoğun tepki vardı. Başka semtlerde yine tencere tavalarla sokaklara dökülen halk, polisin uyguladığı şiddeti protesto etti. Beşiktaş ve çevresinde yaşayanlar evlerindeyken polis müdahalesinden etkilendi. Özellikle evlerinde yaşlı, çocuk ve hasta olanlar sosyal medya üzerinden sesini duyurmaya çalıştı. Evlerin içine kadar giren gaz yüzünden insanlar yine zor bir gece geçirdi.

DW: Sen dün Taksim'deydin, Gezi Parkı’ndaydın… Bize oradan da izlenimlerini aktarır mısın?

Hülya Schenk: Gezi Parkı cumartesi günü polisin çekilmesinin ardından tamamen bir şenlik alanına dönüşmüş durumdaydı. Yerlerdeki çöpleri, polisle yaşanan arbedenin ardından kalanları temizleyerek güne başlayan eylemciler daha sonra adeta bir piknik havasında çimlerde oturarak keyifli bir gün geçirdi. Eylemcilerin oldukça büyük bir bölümü de Taksim Meydanı'nda toplanmıştı… Ve orada sloganlar atarak hükümetin açıklamalarına ve tutumuna tepki gösterdi. Taksim’de tanık olduğum dikkat çekici bir diğer manzara da Atatürk Kültür Merkezi'nin (AKM) çatısına çıkmış ve ‘boyun eğme’ yazılı pankartı açmış kalabalıktı. Bu da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘AKM’yi yıkacağız’ açıklamasına bir tepki niteliğindeydi. Öte yandan insanlar Beşiktaş ve Türkiye’nin diğer şehirlerinden gelen çatışma haberleri nedeniyle tedirgindi.

DW: Peki, kimler vardı Taksim’de? Kimler toplanmıştı?

Hülya Schenk: Bazı sol partiler ve sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra hiçbir parti üyesi olmayan insanlar vardı Taksim'de, her yaştan ve çeşitli kesimlerden. Ama bunların çoğunluğunu çevreci gençlerin oluşturduğunu söylemek gerekiyor. Bu gençler protestolarını barışçıl bir şekilde sürdürmek istediklerini her şekilde yansıtmaya çalışıyordu, ancak şunu da belirtmek gerekiyor ki dün üzücü görüntülere de tanık oldum. Gezi Parkı’nın çevresinde ve Taksim Meydanı’nda ters çevrilmiş polis minibüsleri ve basın kuruluşlarına ait araçlar vardı. Ayrıca barikat olarak kullanılmak istenen ve zarar verilmiş belediye otobüsleri gördüm. Ve bu araçlar cuma gecesinden bu yana İstanbul’un kalbinde, göbeğinde öylece duruyor ve Taksim'de resmi üniformalı tek bir polis memuru yoktu, en azından ben görmedim. Ancak sivil polislerin Taksim’de bulunduğu söyleniyor. Hatta İçişleri Bakanı Muammer Güler önceki gün yaptığı açıklamada, polis Taksim’den çekilmiş olsa da Taksim’deki gelişmeleri izlediklerini söylemişti. Ama Taksim’den şöyle bir manzara da yansıyor: Taksim’de polisin cumartesi günü geri çekilmesinin ardından bir kontrol mekanizması yokmuş gibi görünüyor. Bu da ortamı provokasyona açık hale getiriyor. Nitekim az sayıda da olsa, gösterilerini barışçıl şekilde sürdürmek isteyen göstericiler tarafından uyarılırsalar da ortamı istismar etmeye çalışan bazı aşırıların bulunduğunu söylemek gerekli. Twitter üzerinden haberleşen eylemciler tahrikleri kapılınmaması konusunda sık sık uyarılar yaptı.

DW: Gösterilerin boyutu değişiyor, ne söylemek istiyor göstericiler? Ne talep ediyorlar?

Hülya Schenk: Eylemler aslında geçen hafta Gezi Parkı’ndaki ağaçların kesilmek istenmesi nedeniyle başlamıştı. Çevreci gençler ağaçların kesilmemesi için nöbet tutuyordu. Ancak polisin sert kullanarak göstericileri dağıtmaya çalışması ve sert müdahalesinde ısrar etmesi tepkilerin yayılmasına ve büyümesine neden oldu. İnsanlar ellerinde tavalar tencerelerle sokaklara çıkarak polisin şiddetini ve hükümetin uygulamalarını protesto etmeye başladı. Bunlar arasında alkol tüketimi ile ilgili kabul edilen yeni düzenlemeler de var. Giderek hükümet karşıtı eylemlere dönüşen protestoların hedefinde ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bulunuyor. Erdoğan’ın geri adım atmaması, son dönemde kullandığı sert ifadeler ve yaşanan olaylar üzerine şimdiye dek ılımlı bir açıklama yapmaması tepkilerin daha da artmasına neden oluyor. Göstericiler özellikle Başbakan’ın ‘üç-beş çapulcu’ tanımını kullanmasına tepkili. Başbakan’ın sert tutumu nedeniyle şimdi gözler Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e çevrilmiş durumda. Göstericiler polisin şiddetten vazgeçmesi konusunda Gül’ün bir girişimde bulunmasını bekliyor.

©Deutsche Welle Türkçe

Söyleşi: Banu Wöltje

Editör: Başak Özay