1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İstenmeseler de gelmeye devam ediyorlar

29 Aralık 2011

Lampedusa'da mültecilerin ateşe verdiği kamp binaları hâlâ yenilenmedi ve ada halkı arasında yabancı aleyhtarlığı da artmış durumda. Monti hükümeti ise mülteciler için henüz bir konsept geliştirememiş görünüyor.

https://p.dw.com/p/13bTy
Fotoğraf: picture-alliance/Milestone Media

Tunus’taki dikta rejiminin yıkılması ve Libya’daki savaş sırasında ülkelerinden kaçan binlerce mülteci İtalya’nın Lampedusa adasına sığınmıştı. Bu yılın ilkbahar aylarında İtalyan hükümetinin sergilediği mülteci politikası tam anlamıyla bir felaketti. Kabiliyetsizlikle kasıtlı aldırmazlık karışımı bu tutumun ceremesi ada halkına çektirilmiş ve İtalya’da yabancı düşmanlığının artması sineye çekilmişti.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin sözcüsü Laura Boldrini, İtalya hükümetinin vurdumduymazlığını eleştirdi: "İtalyan makamları uzun süre bu tehlikeyi görmezden geldi ve küçümsedi. Uluslararası organizasyonların uyarılarına kulaklarını tıkadı."

Lampedusa Migration
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Irkçı saldırılarda artış

Gerçekten de son zamanlarda ırkçı saldırılar artmaya başladı. Aralık ayı ortalarında Floransa’da iki Senegalli bir Neonazi tarafından öldürüldü. Bir kadının yalan söyleyip, ırzına geçildiğini söylemesi üzerine Torino’daki bir Roman kampı yakıldı. Bu ve benzeri taşkınlıklar, eski Başbakan Berlusconi ile yabancı aleyhtarlığını sürekli körükleyen sağ popülist Lega Nord partili İçişleri Bakanı Maroni’nin hanesine yazıldı.

İtalya bu anlamda Lampedusa adasında da ‘başarılı’ oldu. İlkbahardaki İtalyan Milli Birliği'nin 150'nci yıldönümü kutlamaları sırasında ada halkı hükümet tarafından yüzüstü bırakıldı. Tunus'taki Bin Ali rejiminin yıkılmasından ve Libya savaşının patlak vermesinden sonra Roma hükümeti, ‘eşi görülmemiş bir mülteci akını tehlikesi’ karşısında halkı uyarmış ve Avrupa Birliği’nden yardım istemişti. Avrupalı ortaklarının yardım etmemesi üzerine Berlusconi yönetimi, adeta durumun vahametini göstermek istercesine, deniz yoluyla adaya varan mültecilerin Lampedusa’dan ayrılmalarına izin vermemişti.

Şiddet olayları

Mart ayında mültecilerin sayısı Lampedusa nüfusunu aşmaktaydı. Eylül ayında adadaki kampa tıkılan Tunusluların sayısı iyice artmış, gelişmeler kontrolden çıkmış ve mülteciler kampı ateşe vermişti. Bu olaylar, İtalya’nın sevilen tatil beldelerinden Lampedusa’ya son darbeyi indirmiş ve ada halkı en önemli gelir kaynağı olan turizmin çöküşüne tanık olmuştu. Yerel politikacıların da körüklemesiyle adalıların yabancı düşmanı kesilmesi kimseyi şaşırtmadı. Mülteciler Yüksek Komiserliği sözcüsü Laura Boldrini, ‘sonunun böyle olacağı belliydi’ dedikten sonra şunları ekledi: "Lampedusalılar kendilerini yalnız bırakılmış, kaderlerine terk edilmiş hissettikleri için normal olarak yapmadıkları bir şekilde tepki gösterdiler. Hava son derece elektriklendi ve hissi tepkiler başladı. Adanın merkezine kaçan mülteciler taşa tutuldu. Ada halkının mültecileri taşlamasına fırsat verilmemeliydi."

Kamp yangınından sonra, faili meçhul sayısız yangın çıktı. Mültecilere yapılan bağışların bulunduğu depo yandı. Mültecileri taşıyan otobüsler ve kamp müdürünün otomobili yakıldı. Bütün bunlar yabancı düşmanı eylemlerle kampın yeniden inşa edilmesinin önlenmeye çalışıldığını gösteriyordu.

Flash-Galerie 2011 Jahresrückblick International Lampedusa
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Boldrini, "Bildiğimiz kadarıyla hiçbir şey yapılmıyor. Ağır hasar gören kamp kapatıldı. Ama sırf mülteci kampı bulunmadığı için bir adanın ‘güvenli liman’ olduğu da söylenemez" diyor.

Mültecilere kapalı

Berlusconi’nin bir diğer tasarrufu da Lampedusa’yı mültecilere kapatmak oldu. Deniz kurtarma merkezi 200 kilometre kadar kuzeydeki Sicilya’ya taşındı. Böylece kurtarma ekiplerinin yolu yedi saat uzamış oluyordu. Mültecilerin hayatını tehlikeye atan bu karara rağmen Noel sırasında da İtalya’ya Akdeniz’den tekneler gelmeye devam etti.

Boldrini, "16 Aralık’ta Lampedusa’ya 69 Somalili geldi. Kamp yarı yıkık olmasına rağmen adada onlara yer bulunabildi" şeklinde konuştu.

Aralıkta gelen mülteciler, eskiden turistlerin kaldıkları otellere yerleştirildi. BM Yüksek Komiserliği yeni hükümetten Berlusconi yönetiminin kararlarını geçersiz kılıp mülteci kampını yeniden inşa ettirmesini bekliyor. Monti’nin bu adım için yeterli siyasi desteği bulacağı şüpheli. İtalya’nın yeni başbakanı şimdiye kadar bu konuda susmayı tercih etti.

© Deutsche Welle Türkçe

Stefan Troendle / Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Banu Wöltje