1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Japon ekonomisi sallanıyor

14 Mart 2011

Japonya’da 9 büyüklüğündeki deprem ve tsunami felaketinin ardından nükleer tesislerdeki tehlike büyüyor. Öte yandan büyük şokun ardından depremin ekonomik boyutları da yavaş yavaş tartışılmaya başlanıyor.

https://p.dw.com/p/10Yr7
Fotoğraf: AP

İnsanlık tarihinde atom bombası faciasını yaşayan tek ülke olan Japonya, şimdi bir başka nükleer facia tehdidiyle karşı karşıya. 1945 yılında İkinci Dünya Savaşı’nın sonlarına gelinirken Hiroşima ve Nagazaki’ye ABD’nin attığı atom bombaları 200 bin insanın yaşamına mal olmuştu. Ülke dünyanın en tehlikeli deprem bölgesinde yer alıyor. Hammadde açısından zengin olmayan ve enerjide büyük ölçüde ithalata bağımlı yaşayan bu sanayi ülkesi enerji üretiminde nükleer enerjiye bel bağlamış durumda.

Kömür ve doğalgazın yanında nükleer enerji, elektrik ihtiyacının üçte birini karşılıyor. Japonya, ülke çapında 17 nükleer tesis ve 55 reaktörle, ABD ve Fransa’nın ardından dünyada üçüncü sırada geliyor.

1945 yılındaki atom bombası faciasında 200 bin insan hayatını kaybetti
1945 yılındaki atom bombası faciasında 200 bin insan hayatını kaybettiFotoğraf: AP

Son deprem ve tsunami felaketi, 127 milyon nüfuslu ülkenin son dönemde pek de parlak bir tablo sergilemeyen ekonomisini de vurdu. Dev otomobil üreticileri Toyota, Honda, Nissan ve teknoloji devi Sony gibi pekçok şirket üretime ara vermek zorunda kaldı. Dünyanın en büyük otomobil üreticisi Toyota, Pazartesi günü 12 fabrikasının tümünde üretimi durdururken, Nissan, Japonya'daki dört fabrikasında üretime ara verdi. Honda, tesisteki bir binanın çökmesi sonucu bir çalışanını kaybettiğini, 30 çalışanın yaralandığını, dört fabrikayla bir araştırma tesisinin pazartesi kapalı kalacağını açıkladı. Elektronik devi Sony de felaket bölgesindeki altı tesisinde üretimi durdurdu. Sony'nin tesislerinden birinin sular altında kaldığı bildirildi.

Nükleer santrallerin faaliyetinin durmasıyla yaşanan elektrik kesintileri, tüm sektörleri etkiliyor. Depremde altyapısı yerle bir olan çok sayıda şirket de zor durumda. Hükümet sözcüsü Yukio Edano da çok sayıda sektörde ekonomik faaliyetin mevcut durumdan büyük ölçüde etkileneceğini belirtti.

Depremin ardından gelen tsunaminin en kötü vurduğu Tohoku bölgesi, Japonya’da GSYİH’nın yüzde 8’ini karşılıyor. Başkent Tokyo’nun da dahil olduğu Kanto’da da büyük hasar var. Bu bölge de Japon GSYİH’nın yüzde 40’ını karşılıyor. Uzmanlar, ülkenin toplam borçlarının daha şimdiden, GSYİH’nın yüzde 200’üne ulaştığını belirtiyor. Felaket sonrası yeniden imar çalışmalarına yapılması gereken yatırımlar, borç dağını daha da büyütecek.

Ünvanını Çin'e kaptırmıştı

Japonya Hükümet Sözcüsü Yukio Edano
Japonya Hükümet Sözcüsü Yukio EdanoFotoğraf: AP

Japonya'da ekonomik durgunluk, deprem felaketi öncesinde başlamıştı. Bir ay kadar önce Japon hükümeti, kırk yıllık aranın ardından Japonya’nın dünyanın en büyük ikinci ekonomik gücü unvanını Çin’e kaptırdığını resmen kabullenmek zorunda kaldı. Deprem felaketinin ardından ekonomik durgunluğun en az 6 ay süreceği tahmin ediliyor. Japon ekonomisi, dokuz aylık büyüme döneminin ardından 2010 yılının son çeyreğinde hafif bir daralma yaşamıştı. Ekonomistler, bu nedenle depremin zamanlamasının daha kötü olamayacağını belirtiyor.

Mali piyasaların istikrarını korumak için elinden gelen herşeyi yapacağını açıklayan Japonya Merkez Bankası ise Pazar gününe kadar 13 mali kuruluşa toplam 483 milyon euro para aktardı. Başbakan Naoto Kan, Pazar günü muhalefet temsilcileriyle toplantısının ardından yaptığı açıklamada, felaket sonrası yeniden imar faaliyetlerinin vergi zammıyla finanse edilmeyeceğini bildirdi. Başbakan, halkı da ekonomi konusunda karamsarlığa kapılmamaya çağırdı ve felaket bölgelerinde yeniden imar sırasında güçlü talep nedeniyle ekonomik canlanma yaşanacağını söyledi. Uzmanlar, Kan'ın açıklamalarında hiç de haksız sayılmayacağını belirtiyor ve Kobe depremine gönderme yapıyor. 1995 yılında Japonya'nın Kobe kentinde meydana gelen deprem büyük hasara yol açmış, kısa süreli ekonomik durgunluğun ardından imar alanında ortaya çıkan ek talep, ekonomide canlanmayı beraberinde getirmişti.


© Deutsche Welle Türkçe


( AFP,dpa,RTR,dapd) Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Hülya Topçu