Johannesburg’u mahalle güvenliği koruyor

2010 Dünya Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak olan Güney Afrika'da günde yaklaşık 50 cinayet işleniyor. Ev ve dükkanlarda meydana gelen hırsızlık vakaları, günlük hayatın bir parçası haline gelmiş durumda. Bu nedenle artık bazı semtlerde vatandaşlar kendi güvenliğini sağlamak için semt sakinlerinin girişimiyle özel güvenlik ekipleri oluşturuyor. Tıpkı Johannesburg'un Alexandra semtinde olduğu gibi.

Her akşam Alexandra semtinde iki araç, ekip hâlinde devriye geziyor ve sokaklarda yasadışı silah taşıyanları arıyor. Ekip üyeleriyse silah taşımıyor. Bu ekibin gönüllü üyelerinden biri de Mary. Yaptığı bu işten herhangi bir maddi kazanç elde etmiyor, ama böyle bir girişimin içinde yer almaktan da büyük gurur duyuyor.

Mary, “Sokaklarda devriye gezerken silah taşıyan biriyle karşılaşırsak, o kişinin ruhsatı olup olmadığını öğrenmeye çalışıyoruz. Eğer yoksa polise haber veriyoruz. Çok tehlikeli bir iş yapıyoruz tabii. Hayatımızı riske atıyoruz bu şekilde. Ama bunu semtimizin güvenliği için yapıyoruz, çünkü burayı seviyoruz” diyor.

Polisle ortak çalışıyorlar

Polis de buna benzer pek çok sivil inisiyatifle ortak çalışıyor. Hatta artık neredeyse her semtte "polis forumu" adı verilen yerel güvenlik birimleri bulunmakta. Alexandra semti sakinleri, artık Güney Afrikalıların şiddete karşı mücadelede kendilerine daha çok güvenmeleri gerektiğini düşünüyor.

Keshas da bunlardan biri: “Aslında hepimizin birbirimize göz kulak olması gerekiyor. Medeni cesaret göstermek kendi güvenliğimiz, çocuklarımızın ve turistlerinde güvenliği için çok önemli. Gezip gördüğüm dünyanın diğer ülkelerinde de bu böyle yapılıyor. Onlar da bizim güvenliğimiz için sorumluluk üstleniyorlar. Bizim de böyle yapıp, şiddeti kafamızdan çıkarmamız gerekiyor.“

“Şampiyona'ya hazırız”

2010 Dünya Futbol Şampiyonası öncesinde güvenlik konusunda Güney Afrika'da yapılması gereken çok iş var. Ancak emniyet yetkilileri, şiddetin ve suç işleme oranının genelde aile içi sorunlardan kaynaklandığını, bu nedenle de turistlerin etkilenmediğini belirtiyor. Johannesburg Emniyet Müdür Bheko Cele, 2010 Dünya Kupası nedeniyle alınması gereken çok fazla önlem olmadığını düşünüyor.

Güney Afrika ayrıca terörle mücadele deneyimi olan bir ülke. Bundan beş yıl önce İngiliz emniyeti, El Kaide üyesi olduğundan şüphe edilen bir şahsın evinde yasadışı yollardan edinilmiş bir sandık dolusu Güney Afrika pasaportu ele geçirmişti. 2005'de Londra metrosuna yapılan saldırıda parmağı olanların, bu eylemlerden kısa bir süre önce Güney Afrika'dan telefonla arandığı tespit edilmişti. Ardından eylül ayında da ülkedeki ABD Büyükelçiliği ve diğer ABD'ye ait diğer tesisler, güvenlik nedeniyle iki gün kapatılmıştı.

Johannesburg Emniyet Müdürü Cele ise 2010 Dünya Kupası konusunda içinin rahat olduğunu, ülkesinin terör dâhil her türlü tehlike karşı donanımlı olduğunu söylüyor. Cele, ''11 Eylül saldırısı Johannesburg'da olmadı sonuçta. Diğer bütün ülkelere gibi biz de her duruma karşı hazırlıklı ve donanımlıyız. Kendimizi sürekli yeniliyor ve geliştiriyoruz. Başkalarının deneyimlerinden ders çıkarıyoruz. Dünya Kupası'na en iyi donanımla hazır hâle gelebilmek için, gerkirse dışardan destek almaya da hazırız'' şeklinde konuşuyor.

Lezbiyenlere saldırı

Ancak ülkede hırsızlık ve dolandırıcılık gibi adî suçlar hâlâ çok yaygın. Son dönemde medyada da geniş şekilde yankı bulan haberlere göre, lezbiyenlere sokak ortasında tecavüz eden çeteler ülkede dehşet saçıyor. Saldırganlar 'düzeltici tecavüz' adını verdikleri bu eylemlerle, kadınları lezbiyen eğilimlerini yok etmeye çalıştıklarını iddia ediyorlar.

Bu nedenle Alexandra semtindeki gibi sivil toplum inisyatifleri, Güney Afrika'da şiddetle mücadele konusunda giderek daha fazla önem kazanıyor.

Jana Genth / Johannesburg, Çeviri: Başak Demir

Editör: Hülya Köylü

© Deutsche Welle Türkçe