1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Boğaziçi: "Öğrenciler peşinen cezalı"

1 Mart 2021

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki Kâbe görseliyle ilgili öğrenciler hakkında istenen cezanın yatarı olmamasına rağmen iki öğrencinin tutuklu bulunması avukatlara göre siyasi bir karar. 

https://p.dw.com/p/3q3xE
Fotoğraf: Ozan Kose/AFP/Getty Images

Boğaziçi Üniversitesi'nin Güney Kampüsü'nde 29 Ocak'ta açılan sergideki Kâbe görseliyle ilgili hazırlanan iddianamede dini referanslara yer verilmesi, Yeni Şafak gazetesinin bir haberinin ihbar olarak kabul edilmesi ve yatarı olmayan ceza nedeniyle iki öğrencinin tutuklu olması avukatların tepkisine neden oluyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Enes Kocakale tarafından hazırlanan iddianamenin giriş bölümünde, Yeni Şafak gazetesinin haberindeki "Daha önce DHKP-C marşı eşliğinde halay çeken grupların sahneye çıktığı üniversitede bu kez Kâbe fotoğrafı yere serilip üzerine LGBT paçavrası yerleştirildi" şeklindeki ifadeler aynen yer alıyor. İddianamede, Kâbe resminin fotoğrafının üzerine Şahmeran resmi konulduğu, fotoğrafın dört yanına LGBT-İ bayraklarının yerleştirildiği, görselin yere serildiği ve altına da bir not iliştirildiği belirtiliyor.

Dinî refaranslara da yer verilen iddianamede "Kâbe resminin İslam dini literatüründe yasak ve haram olarak kabul edilen eşcinsellik ve benzeri cinsel yönelimlere dair imgeler ile İslam'ın tek yaratıcı olan Allah inancı ve Tevhid inancına aykırı olan Şahmeran figürünün yine İslam'ın ve Müslümanların yeryüzündeki en kutsal mekan ve yapı olarak kabul ettiği Kâbe'nin tasvir edildiği bir resim üzerine yapıştırılmak suretiyle halkı kin ve düşmanlığı tahrik suçu" işlendiği öne sürülüyor.

"Hukukçu gibi değil, ilahiyatçı gibi"

Öğrencilerin avukatlarından Levent Pişkin ise iddianamade yer alan bu ifadelerin sorunlu olduğu görüşünde.

Pişkin, "Savcı bir hukukçu gibi değil de ilahiyatçı gibi yorumda bulunmuş. Şahmeran'ın İslam'a ters olduğunu yazmış. Nerede bir kamu düzenini tehdit eden bir bulgu var? Tamamen ilahiyat göndermeli bir iddianameden bahsediyoruz. Hukukî olarak kabul edilebilir bir iddianame değil. Mahkemede de bunu tartışacağız zaten" şeklinde tepkisini dile getirdi. 

İddianamede yedi sanık bulunuyor. Bunların ikisi halen tutuklu. Sanıklar hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 216'inci maddesindeki "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek" suçundan üçer yıla kadar hapis cezası isteniyor.

Avukat Pişkin, söz konusu cezanın üst sınırının üç yıl olduğuna, öğrenciler aslında ceza alsa bile yatarı olmayacağına işaret ederek dava kapsamındaki tutuklamaların da hukuki değil, siyasi olduğu değerlendirmesini yaptı.

"Yeni Şafak'a da soruşturma açılmalı"

Soruşturmanın Yeni Şafak gazetesinde çıkan bir haber üzerine başlatılmasını da eleştiren Pişkin'e göre, aslında sergi kampüs içinde sınırlı sayıda kişinin görebileceği bir etkinlik iken gazetenin bu haberi yapması nedeniyle olay geniş kitlelere ulaştı. Bir suç unsuru varsa o da haberi yapan kurum. Pişkin bu nedenle haberi yapanların da soruşturulması gerektiğinin altını çizdi.

Pişkin sözlerini "Her gazete ihbar kabul edilebilir ancak neden sadece bazı gazetelerin ihbar kabul edildiğini biz de merak ediyoruz?" diye sürdürdü.

Savcılığın hazırladığı iddianame mahkemeye sunuldu. Bundan sonra mahkemenin 10 gün süresi var. Ya iddianameyi bu haliyle kabul edecek ya da usül yönünden düzenlenmesi için iade edecek. Kabul ettiği takdirde de ilk duruşma için gün belirlenecek.

Serkan Ocak

©Deutsche Welle Türkçe