1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Küresel ısınma alarm veriyor

Ajanslar1 Kasım 2004

Pekin’de bir araya gelen iklim uzmanları, küresel ısınmanın etkilerini masaya yatırdı. Kyoto Protokolü’nün yürürlüğe girmesinin etkili olmayacağını savunan uzmanlar, Kyoto 2 müzakerelerinin başlaması gerektiğini söylediler...

https://p.dw.com/p/Aaf8
İklimdeki ısınma, farklı bölgeleri farklı şekillerde etkiliyor...
İklimdeki ısınma, farklı bölgeleri farklı şekillerde etkiliyor...Fotoğraf: AP

Tüm dünyadan iklim uzmanları Pekin’de buluştu. 26 ülkeden 60 bilim adamı ve politikacının hedefi, dünya iklimindeki ısınmanın kabul edilebileceği düzey üzerine anlaşmaktı. Böyle bir düzey bulunamadı. Çünkü iklimdeki ısınma farklı bölgeleri farklı etkiliyor.

İklimdeki bir derecelik ısınma, Afrika ve Avustralya’da ekolojik sistemi altüst edebilir. İki derecelik ısınma ise Güney Asya’yı mahvedecek düzeyde. Isı artışı 2,5 dereceye çıktığında kutup bölgesindeki buzullar erimeye başlayacak. Yüz yıl içinde ise kutupların tamamen yok olması bekleniyor. İşte bu kötü senaryonun önlenmesi için hemen önlem alınması gerekiyor. Bilim adamları ısı artışının 2050 yılına kadar iki derece ile sınırlı kalması halinde büyük başarı elde edilmiş olacağını düşünüyor.

Kyoto Protokolü yetersiz

Pekin’den bir araya gelen iklim uzmanlarından Avrupa İklim Forumu temsilcisi Carlo Jaeger, Kyoto Protokolü‘nün Rusya tarafından imzalanarak yürürlüğe girmesinin yeterli olmayacağını daha fazla önlem alınması gerektiğini söyledi. Norveçli iklim uzmanı Ola Johannessen’e göre ise sera etkisine yol açan gazların Kyoto Protokolü‘nde öngörüldüğü kadar azaltılması, dünya ikliminin ısısında hiçbir değişikliğe yol açmayacak.

İklim uzmanları Kyoto Protokolü‘nün sadece psikolojik etkisi olacağını, ama dünya iklimindeki sera etkisini önlemek için karbondioksit ve diğer gazların çok daha büyük oranda azaltılması gerektiğini söylüyorlar. Zaten bu amaçla gelecek yıl Kyoto 2 adı verilen yeni müzakereler başlayacak. Bu kez protokole Hindistan ve Çin gibi dünyanın zengin nüfuslu ülkeleri de dahil edilmeye çalışılacak. Pekin’deki konferansa Rusya’dan katılan uzman Vladimir Sacharov ise kimsenin sözleşme dışında kalma lüksüne sahip olmadığını söyledi.

ABD ve Çin

Sözleşme dışında olan ve dünyadaki sera emisyonlarının % 25’ine yol açan ABD’nin ne yapacağı seçimden sonra belli olacak. Ama aynı derecede önemli bir başka ülke hızla endüstrileşen ve karbondioksit emisyonu gittikçe artan Çin. Çin, karbondioksit üretiminde ABD’den sonra ikinci sırada geliyor. Buna rağmen kalkınmakta olan ülke statüsünde olduğu için bazı sorumluluklardan muaf tutuluyor.

Avrupa İklim Forumu Başkanı Jaeger, Çin’in bu konumunun tartışmalı olduğu görüşünde. Ülkedeki dev termik tesisler karbondioksit emisyonunun gittikçe artmasının baş kaynağı. Bu santrallerin emisyonunun azaltılması için dev yatırımlar yapılması gerekiyor. Jaeger, Çin’in zaten kalkınmakta olan ülke olarak enerji sektöründe büyük yatırımlar yapmaya hazırlandığını hatırlatıyor ve bu yatırımların akıllı biçimde yapılması, yenilenebilir enerji kaynaklarına öncelik tanınmasını öneriyor.

Kutuplarda doğal hayat bozuldu

Dünyanın ne kadar kötü durumda olduğunun göstergesi kutupların durumu. Özellikle de kuzey kutbu. Bu bölgede yaşayan eskimoları temsilen Pekin’e giden Michael Pederson, Alaska’da yaşamın ne kadar zorlaştığının en büyük göstergesinin hayvanlar olduğunu anlatıyor. Hayvanların sağlıksız olduğunu, postlarının inceldiğini, et kalitesinin düştüğünü belirten Pederson, buz tabakalarının da güvensiz olduğunu belirtiyor. Buzulların yüzölçümünün azalması ile eskimoların geleneksel yaşamı tehlikeye giriyor, av sahaları daralıyor.

Amerikalı iklim uzmanı ve hukukçu Paul Crowley, ”Inuit eskimolarının küçük bir halk olduğunu, ancak kaderlerinin dünyanın geri kalanını da etkileceğini” hatırlattı. Kutuplardaki erime, dünya denizlerinin seviyesini yükselteceğinden ”The Day After Tomorrow” filmindeki sel baskınlarının sadece film senaryosu olarak kalmayacağından endişe ediliyor. Dünya iklimindeki üç derecelik ısı artışı, deniz seviyesinin üç ila beş metre yükselmesine neden olacak. Bu da Amsterdam, Venedik ya da Londra gibi kentlerin haritadan silinmesi anlamına gelebilir.