1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kıbrıs'ta gözler New York'a çevrildi

24 Eylül 2016

Kıbrıs'ta çözüm için kritik bir aşamaya gelindi. Kıbrıslı liderler BM Genel Sekreteri'nin ev sahipliğinde hafta sonu New York'ta biraraya gelecek. Görüşmeler öncesi Lefkoşa'dan Selim Sayarı Ada'nın nabzını tuttu.

https://p.dw.com/p/1K73Y
Fotoğraf: Getty Images/AFP/I. Hatzistavrou

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon, hafta sonu New York'ta Kıbrıslı liderlere ev sahipliği yapacak. Kıbrıs barış sürecinin geleceği açısından büyük önem taşıyan bu üçlü zirvede, çözüm çabalarının ileriki safhaları planlanacak.

Ada’da 16 aydır süren müzakerelerde gelinen nokta hakkında bir durum değerlendirmesi yapmak için New York’a giden Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ile Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis, Ban Ki Moon'dan sürece aktif katılımını isteyecek. Liderlerin “aktif katılım” veya “arabulucuk” talebi, mevcut görüş ayrılıklarının çıkmaza dönüşmesini önleyerek sürecin önünü açmaya yönelik bir yardım çağrısı. Liderler sona yaklaşıldıkça giderek daha da zorlaşacak müzakerelerde Genel Sekreter’in varlığına gereksinim duyacak.

Liderlerin gündeminde Türkiye, Yunanistan, İngiltere ve Kıbrıs’taki tarafların katılımıyla yapılması planlanan, al-ver yöntemiyle süreci sonuca götürecek 5’li konferansın planlanması da var. Bu konuda da süreci “iyi niyet misyonu” çerçevesinde yürüten Genel Sekreter'den yardım istenecek, konferansa giden yolun açılması talep edilecek.

New York’taki üçlü toplantıyı Ada'nın iki tarafı da yakından izliyor. Ancak görüşmelerden beklentiler ve görüşme ile ilgili yapılan değerlendirmeler birbirinden farklı.

Lefteris Adilinis: Greentree tipi müzakereler gerekiyor

Rum gazeteci Lefteris Adilinis, hafta sonu BM ev sahipliğinde yapılacak görüşmeden büyük bir ilerleme beklemiyor. Adilinis ayrıca Kıbrıs görüşmelerinde formatın değiştirilmesi gerektiğini savunuyor.

Rum gazeteci Lefteris Adilinis
Rum gazeteci Lefteris AdilinisFotoğraf: DW/S.Sayari

Adilinis, “New York zirvesinden çok fazla beklentimiz olmamalı, 45 dakikalık bir görüşmeden zorlu konuların çözümü gibi çarpıcı gelişmeler de beklenmemeli. Toplantının amacı Genel Sekreter ile durum değerlendirmesi yapmak ve Ban Ki Moon’un sürecin gelecek aşamalarında aktif katılımın yollarını araştırmaktır. Ayrıca liderler Genel Sekreter’den Greentree tipi müzakereler yapılması için rol üstlenmesini talep edebilir. Greentree tipi dediğimiz format, Ada'daki müzakerelerde uğranan çıkmazların aşılması amacıyla Genel Sekreter’le liderler arasında olacaktır, ilk elden çıkmazın aşılmasına yönelik tavsiyelerin alınması maksadıyla" diyor.

Prof. Niyazi Kızılyürek: Barış için toprak gerekir

Kıbrıs’ta iki tarafta ama özellikle yaşadığı Rum kesiminde siyasetin nabzını iyi tutan, sosyopolitik olayları titizlikle analiz eden ve bu konularda birçok kitabı bulunan Profesör Niyazi Kızılyürek ise New York'ta Genel Sekreter'in sürece aktif katılımının yanı sıra beşli konferansın da ele alınacağını belirtiyor.

Niyazi Kızılyürek
Profesör Niyazi KızılyürekFotoğraf: DW/S.Sayari

Niyazi Kızılyürek’e göre toprak konusu en önemli konu. Burada Rumları tatmin edecek esnekliklerle, çözümün önündeki engellerin aşılabileceğini belirtiyor. Kızılyürek “Kıbrıs’ta formül bazılarımız hatırlamak ya da unutmak istese de, 'Land for peace' yani 'Barış için Toprak' formülüdür. Rum toplumu açısından federal bir devleti oluşturmak, Türk toplumunun orada iktidarı ve egemenliği eşit olarak paylaşması sadece karşılığında tatminkar bir toprak verilmesiyle mümkündür" diyor.

Rum halkındaki sosyolojik değişimleri de gözlemleyen Kızılyürek, sokaktaki vatandaşta 2004’te başarısız olan Annan Planı’ndan bu yana olumlu değişiklikler meydana geldiğini söylüyor. Kızılyürek “Rum toplumunda çözüme yatkınlık, zihnin çözüme açık olması bakımından önemli farklar var 2004’e göre" ifadelerini kullanıyor.

Kudret Özersay: Rumlar zirveyi kuşa çevirdi

New York zirvesindeki beklentiler yalnız halkların değil, siyasetçilerin de öncelikli gündemi. Bu noktada geçmişteki üç Türk cumhurbaşkanıyla müzakereci olarak çalışmış olan, şimdilerdeyse yeni kurduğu “Halkın Partisi” ile adından ve fikirlerinden sıkça söz ettiren profesör Kudret Özersay, zirveden pek umutlu olmadığını söylüyor. Eski müzakereci yeni siyasetçi Kudret Özersay, sonuç almaya yönelik müzakereler öneriyor, Genel Sekreter’in arabuluculuğunda, anlaşmazlıkların aşılmasına yönelik önerilerin de yapılabileceği bir formatı savunuyor.

Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski müzakereci Kudret Özersay
Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski müzakereci Kudret ÖzersayFotoğraf: DW/S.Sayari

Özersay, "Bu buluşmanın Kıbrıs Rum tarafınca kanatları kırpılmış bir kuşa dönüştürüldüğünü düşünüyorum zira Rum tarafından yapılan açıklamalarda görüşmenin 45 dakikayla sınırlı olduğu, Rum lider Anastasiadis’in süreyi kısıtlamaya meyil ettiği, liderlerin Kıbrıs’ta yaptığı ortak açıklamadaki ifadelerden bu toplantının genel sekretere bilgi vermeye yönelik bir toplantı formatına dönüştürüldüğü anlaşılıyor. Bu unsurlara baktığımda New York’ta Genel Sekreter ile bir müzakere yapılmayacağını düşünüyorum" görüşünü dile getiriyor.

Yorgos Kakuris: Beşli konferansın başarısızlığı felaket olur

Rumların önde gelen gazetesi Politis’in genç yazarlarından Yorgos Kakuris ise New York’ta özellikle beşli konferans konusunda bir ilerleme kaydedilmesini umut ediyor. “Beşli konferans için çok iyi hazırlık yapılmalı” diyen Rum lider Anastasiadis’le hemfikir olan Kakuris’e göre 5’li konferansın mutlaka başarılı olması gerekiyor.

Yorgos Kakuris
Rum gazeteci Yorgos KakurisFotoğraf: DW/S.Sayari

Kakuris, “Toprak” konusu ile “Güvenlik ve Garantiler” başlıklarının en zor konular olduğu görüşünde. Bu konulardaki derin görüş ayrılıklarının aşılması için yeni formüller bulunması gerektiğini savunuyor. Kakuris, “Masadaki en büyük zorluk toprak yani yeni harita. Bunu çözmek için iki taraf da kırmızı çizgileri aşmak zorunda. İki lider de kırmızı çizgilerden bahsediyor. Örneğin Anastasiadis Güzelyurt’un verilmesi konusunda ‘kırmızı çizgimdir’ diyor diğeri de ‘verilmemesi öyledir’ diyebiliyor. Bu pozisyonlarda orta yol bulunamaz" diye konuşuyor.

Kakuris, diğer bir zor meselenin de Güvenlik ve Garantiler konusunda Rum halkının nasıl ikna edileceği olduğunu ifade ediyor. Kakuris, "Buna çözüm bulunabilir ancak iki tarafın da ikna edilmesi gerekir bu durum işi zorlaştırıyor. Akıncı halkının Türkiye’nin varlığını istediğini söylüyor diğer halk ise bunu ve garantileri istemiyor. Bir formül bulunabilir ancak bu formülün iki halka da verilen sözlerle örtüşeceği konusunda insanların ikna edilmesi çok güç görünüyor” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Selim Sayarı / Lefkoşa