1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kadınlar “Duygu”sunu omuzladı

Şebnem Aksoy / İstanbul1 Ağustos 2006

Türkiye’de feminist hareketin öncü isimlerinden gazeteci – yazar Duygu Asena, son yolculuğuna kadınların omuzlarında uğurlandı. Ardında büyük bir iz bırakan Duygu Asena’yı meslektaşları ve kadınlar yalnız bırakmadı. İstanbul’dan Şebnem Aksoy’un haberi...

https://p.dw.com/p/AaMv
Duygu Asena, son yolculuğuna kadınların omuzunda uğurlandı
Duygu Asena, son yolculuğuna kadınların omuzunda uğurlandıFotoğraf: AP

Türkiye’deki feminist hareketin öncü isimlerinden olan gazeteci - yazar Duygu Asena, son yolculuğuna uğurlandı. Beyin tümörü teşhisiyle iki yıldır tedavi gören Asena’nın hastalığına yenilmesi, Türkiye kadın hareketi için de büyük bir kayıp olarak değerlendiriliyor.

Pazar günü hayatını kaybeden Duygu Asena için ilk tören çalıştığı son gazete olan Vatan gazetesinde düzenlendi. Mecidiyeköy'deki Vatan Gazetesi'nin binası önünde düzenlenen törende, Asena'nın cenazesi sarı güllerle süslendi. Gazeteci yazar Haşmet Babaoğlu törende gazete adına yaptığı konuşmada, “Türk gazeteciliğinde Duygu Asena bir milattır, Türk gazeteciliğinde kadınların yeri ve kadının yeri açısından gerçek bir milattır” dedi. Kadın gazeteciler adına iyi ve doğru ne varsa bunların Duygu Asena sayesinde olduğunu ifade eden Babaoğlu, “Kadının adı var artık. Güle güle Duygu” diye konuştu.

Vatan gazetesindeki törenin ardından Asena'nın cenazesi alkışlarla Atatürk Kültür Merkezi’ne götürüldü. AKM’deki törende, Asena’nın kendisini “Donkişot gibi kendi kendime savaştım” diyerek tanımladığı Nebil Özgentürk imzasını taşıyan belgesel izlendi.

“Türkiye’de artık kadının adı var”

Törenin sunuculuğunu yapan Metin Uca, törene beyazlar giyerek geldiklerini, çünkü bunun Duygu Asena'nın isteği olduğunu ifade ederek, törende sadece kadınların konuşacağını söyledi. Törende konuşan Şirin Tekeli, Duygu Asena ile zaman zaman farklı uçlarda da olsa feminizm adına aynı mücadeleyi verdiklerini belirterek, “Mutlu uyu Duygu, çünkü artık Türkiye'de kadının adı var” dedi. Gazeteci İpek Çalışlar da Asena'nın gazeteci yönüne işaret ederek, onun mutlaka bir gazetenin genel yayın müdürü olması gerektiğini söyledi.

Törende söz alan ve Ürdün'den geldiğini ifade eden Semahat El Raşdan da ressam ve heykeltıraş olduğunu belirterek, “37 yıldır yurt dışında yaşıyorum. Bana hep Atatürk'ü, Nazım Hikmet'i ve Aziz Nesin'i soruyorlardı. Buna bir Türk kadını da eklendi. Bu Duygu Asena'ydı. Hepsi haksızlığa göğüs gerdi ve fikirleri ölmedi, hala yaşıyor” diye konuştu. Törende sosyolog Pınar Selek de bir konuşma yaptı. Selek konuşmasında, Asena ile anılarına işaret ederek, “Asena hep mağdurların yanında oldu. Kendi doğruları için yaşayan bir kadındı. Her konuda öncü bir kadındı” dedi.

Güllerle uğurlandı

Duygu Asena'nın cenazesi, Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen törenin ardından Teşvikiye Camii'ne getirildi. Burada sarı güllerle süslü Asena'nın tabutunun üzerine kırmızı güller de konuldu.

Duygu Asena'nın tabutu başından ayrılmayan bir grup kadın, namaz vaktinde de burada kalarak, saf tuttu ve Asena'nın cenaze namazını kıldı. Kadınlar, Asena'nın tabutunu omuzlarına alarak, “Kadınlar vardır, kadınlar her yerde” sloganıyla cenaze aracına kadar taşıdılar. O sırada, feminist hareketin marşı haline gelen “Kadınlar vardır her yerde” adlı marş söylendi. Asena, Zincirlikuyu Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Duygu Asena kimdir?

19 Nisan 1946’da İstanbul’da doğan Duygu Asena, bir gazetede yazmaya başladığı ilk yıllarda "Şirin" imzasını da kullandı. Asena, Kadıköy Özel Kız Koleji’ni ve İstanbul Üniversitesi Pedagoji Bölümü’nü bitirdi. Haseki Hastanesi Çocuk Kliniği ve İÜ Çocuklarevi’nde pedagog, bir reklam şirketinde metin yazarı olarak çalıştı. İlk yazısı "Hürriyet" gazetesinin "Kelebek" ekinde çıkan (1972) Duygu Asena, "Kadınca" (1978), "Onyedi", "Ev Kadını", "Bella", "Kim", "Negatif" dergilerini yönetti. TRT-2’deki "Ondan Sonra" programını hazırlayıp sundu (1992-1997).

"Milliyet", "Cumhuriyet" ve "Vatan” gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. İlk kitabı "Kadının Adı Yok"la adını duyuran Asena’nın geniş bir okur kitlesine ulaşan bu yapıtı 1998’de müstehcen bulunarak yasaklandı. İki yıl süren dava sonucunda yayımına tekrar izin verildi ve aynı yıl yönetmen Atıf Yılmaz tarafından filme alındı. Asena’nın diğer kitapları ise, “Aslın da Aşk da Yok”, “Kahramanlar Hep Erkek”, "Aslında Özgürsün" “Aynada Aşk Vardı”, "Aşk gidiyorum demez" “Paramparça” bulunuyor.

Kitapları olay yarattı

60 yaşında yaşama veda eden Duygu Asena, Türkiye’de feminist akımın öncülerinden biri kabul ediliyordu. Asena’yı Türkiye; feminist düşüncenin en ateşli savunucusu olarak tanıdı. Kadın hakları için birçok faaliyetin içinde bulunan Asena, bu konuyu köşe yazılarında ve kitaplarında sürekli gündeme getirdi.

“Kadının Adı Yok” 1987 yılında yayınladı. Kitap bir yıl içinde 40 baskı yaparak Türkiye'de satış rekoru, daha sonra filme çekilerek gişe rekoru kırdı. 40. baskının satışları sürerken, Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından muzır bulunarak satışı yasaklandı. Bunun üzerine Asena’nın açtığı davada kitap aklandı. Yeni baskıları yayınlandı. Kitap 53 baskısıya ulaştı. “Kadının Adı Yok”, Almanya, Hollanda ve Yunanistan'da, bu dillere çevirilerek yayımlandı. İlk baskıları kısa sürede tükendi... Yunanistan'da "best seller" oldu.

İkinci kitabı Aslında Aşk Da Yok, Kadının Adı Yok'un devamı niteliğindeydi. 36. baskıya ulaşan bu kitap da Almanya, Hollanda ve Yunansitan'da yayımlandı.
Üçüncü kitabı Kahramanlar Hep Erkek 14 öyküden oluşuyordu. Bu kitap Kasım 1992'de piyasaya çıktı 18 baskı yaptı. Kadınca'daki sevilen yazılardan derlediği dördüncü kitabı Değişen Bir Şey Yok, Temmuz 1994'de piyasaya çıktı, gazete bayilerinde 20 bin liradan satışa sunularak, farklı bir yayıncılık anlayışı getirdi ve bir haftada 70 bin adet satarak yeni bir rekor kırdı. Beşinci kitabı olan Aynada Aşk Vardı çıktı. Kitap dört ayda 12 baskı yaptı.