1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kafkaslar'da insan hakları ihlali

Horst Kläuser24 Haziran 2004

Kafkasya kanlı saldırılarla gündeme gelirken, insan hakları örgütleri de bölgedeki insan hakları ihlallerine dikkat çekiyor. Uluslararası Af Örgütü, Rus ordusunun ve Moskova yanlısı yönetimlerin bölgede yoğun biçimde insan hakları ihlaline neden oldukları suçlamasında bulundu....

https://p.dw.com/p/AbEb
Uluslararası Af Örgütü, Kremlin yönetimini bölgedeki politikası nedeniyle kınadı...
Uluslararası Af Örgütü, Kremlin yönetimini bölgedeki politikası nedeniyle kınadı...Fotoğraf: AP

Kafkasya’da, İnguş Cumhuriyeti’nde meydana gelen son şiddet olayları dün yapılan resmi açıklamalara göre en az 95 kişinin yaşamına mal oldu. Çeçenistan’dan sızdığı iddia edilen asi güçlerin iki gün önce düzenlediği şiddet olaylarında ölenlerden çoğu resmi görevli. İnguş Cumhuriyeti hünez saldırıların şokunu atlatamamışken, olayla ilgili soruşturma sürüyor.

Ancak ülkede çıkan taşkınlıkların önlenmesi için müdahale eden Rus ordusunun şiddet kullanmasına yönelik eleştiriler artarak sürüyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Berlin Bürosu isyancı saldırganlar dışında Rus ordusunun da İnguş Cumhuriyeti’nde de insan haklarını yoğun biçimde ihlal ettiği suçlamalarında bulundu.

Sokak ortasında infaz, keyfi tutuklama, işkence ve taciz olayların artık gündelik yaşamın bir parçası haline geldiğine dikkat çekiliyor. Bu yöndeki eleştiriler Moskova’dan da ulaşıyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Moskova’da açıklanan raporunda, Kremlin’in Çeçenistan’a yönelik politikası bir kez daha sert biçimde kınandı. Moskova ve Moskova yanlısı Grozni yönetiminin ülkedeki durumun normale döndüğü şeklindeki açıklamalarının, gerçeği yansıtmadığı kaydedildi.

İnsan hakları savunucuları seslerini yükseltiyor

Rusya’daki insan hakları savunucuları da giderek seslerini yükseltiyorlar. Ülkedeki insan hakları savunucularının duayeni sayılan Sergey Kovalyof, ”Ülkenin en üst düzeydeki sorumluları bile haydutça bir politika izliyor. Bugün Çeçenistan ve Kuzey Kafkasya’da tanık olduklarımızın en basit izahı; devlet terörizmidir” şeklinde eleştirilerde bulunuyor.

Kovalyov, Boris Yeltstin döneminde ayrılıkçı Çeçen güçlere karşı başlatılan kanlı mücadele sırasında, Moskova’nın Grozni’deki insan hakları sorumlusu olarak görev yapmıştı. Artık resmi bir sıfat taşımayan Kovalyov, sık sık Moskova yönetimini sert bir dille eleştiriyor.

Moskova yanlısı yönetimler de eleştiriliyor

Çeçenistan’daki Moskova yanlısı yönetim de insan hakları örgütlerinin hedefinde. Moskova tarafından Çeçenistan devlet başkanlığına getirilen Ahmed Kadirov, 9 Mayıs’ta bombalı saldırıda öldükten sonra oğlu Ramazan emrindeki 6000 kişilik özel ordu ile komşu devletleri tehdit ediyor. Rus askerlerini zarar verilmemesi için misilleme tehdidinde bulunan Ramazan, şu sıralar Kremlin’in yakın adamlarından biri. Sergey Kovalyov bu durumu, Sovyet döneminin hortlayışı olarak tanımlıyor.

Çeçenistan’daki durumun ne denli normale dönüştüğünü anlatan devlet güdümlü programlar açıklanırken, Uluslararası Af Örgütü de raporunda, ülkede yaşanan adam kaçırma, cinayet, keyfi siyasi baskı, gerekçesiz tutuklama, yargısız infaz ve tecavüz olaylarını sıralıyor. Af Örgütü’nün Rusya bürosundan Mariane Kazarova, Çeçenistan’da Rus askerlerinden korkanların başında kadınların geldiğini söylüyor.

”Bunlar Rus askerleri tarafından tecavüz ve elektrik verme gibi işkence yöntemleriyle gerçek dışı itiraflara zorlanan kadınlar” diye anlatan Kazarova, bazılarının böylece intihar komandosu olarak Rusya topraklarında saldırı planladığını söylemeye zorlandığını anlatıyor.

Uluslararası topluluğa çağrı

Tanıkların iz bırakmadan kaybolduğunu, aile fertlerinin sokak ortasında katledildiğini söyleyen Af Örgütü’nün Rusya sorumlusu, Çeçenistan’da ya da İnguş Cumhuriyeti’nde yaşanan olumsuzlukları uluslararası yargı organlarına taşımak isteyenlerin insanlık dışı baskıya maruz kaldığını belirterek uluslararası devletler topluluğunu göreve çağırıyor ve ”Avrupa Konseyi, BM ve diğer uluslararası örgütler artık Çeçenistan konusundaki suskunluk ve kayıtsızlığa son vermelidir” diyor.