1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katılım bankalarına ilgi artıyor

15 Aralık 2011

Fiyat hareketlerinden daha az etkilenen yapıları nedeniyle piyasa riskine daha az maruz kalan katılım bankalarına ilginin önümüzdeki dönemde gerek Türkiye’de gerekse dünyada artması bekleniyor.

https://p.dw.com/p/13TXm
Fotoğraf: RIA Novosti

2008 krizi sonrası ders çıkarmaya çalışan dünya ekonomi yönetimi ve oyuncuları alternatif çözümleri tartışmaya devam ediyor. Birçoklarının 1929 Büyük Buhranı’ndan sonra dünyanın geçirdiği en ciddi ekonomik kriz olduğunda hemfikir olduğu krizde, uzun yıllardır belki de ilk kez, piyasaların “görünmez elinin” kendi kendini düzenlemeye yetkin olduğundan şüphe ediliyor.

Spekülatif fonlar, kısa dönemli sermaye hareketleri ve "carry trade" (düşük faiz getiren bir para biriminden borçlanıp krediyi yüksek faiz getiren bir para birimine yatırmak) gibi finans oyunlarının krizdeki rolünün sorgulandığı finans piyasalarında yeni çözümler aranıyor. Katılım bankacılığı, diğer bir adıyla faizsiz ya da İslamî bankacılık da alternatif finansal çözümler arasında büyüklüğünü artıranlardan.

İstanbul İktisatçılar Derneği (İKDER), Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi tarafından İstanbul’da düzenlenen “Faizsiz Bankacılık ve Günümüz Uygulamaları” adlı sempozyumda 60'tan fazla ülkede faaliyet gösteren katılım bankacılığında gelinen nokta ve katılım bankacılığının Türkiye’deki uygulamaları ele alındı.

1 trilyon dolarlık hacim

Islam und Wirtschaft Symposium
“Faizsiz Bankacılık ve Günümüz Uygulamaları” adlı sempozyumda 60'tan fazla ülkede faaliyet gösteren katılım bankacılığı masaya yatırıldıFotoğraf: DW

Dünyada 1950’li yıllarda ilk yasal çerçevenin oluşturulmaya başlandığı katılım bankacılığı, 2010 yılsonu itibarıyla küresel olarak aktif büyüklük açısından yaklaşık 1 trilyon dolarlık hacme ulaştı. Türkiye'de ise 1985 yılında iki banka ve iki şube ile başlayan katılım bankacılığı, bugün 4 banka, 680 şube ve 14 bin çalışanla hizmet veriyor. 30 Kasım 2011 itibarıyla 55 milyar lira aktif toplamı bulunan katılım bankaları, 39 milyar liralık toplanan fon büyüklüğü ve 41 milyar liralık kullandırılan fon büyüklüğüne sahip. Bu bankaların toplam sektördeki payları ise aktifte yüzde 4,4, toplanan fonlarda yüzde 5,4, kullandırılan fonlarda ise yüzde 5,7.

Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, bu yıl sektörde yüzde 10’larda kâr azalması söz konusu olduğunu, ancak katılım bankalarında yüzde 15’ler seviyesinde kâr artışı olacağını ifade ederek, “Katılım bankacılığında ürün üretimi kolay değil, kısıtlarımız var. Yine de fon kullandırmada yeni ürünler çıkaracağız. Çünkü son kriz, bu sektörün finansal krize karşı supap görevi gördüğünü ortaya koydu. Yurtdışındakiler ve batı bu sisteme yoğun ilgi duymaya başladı” dedi.

Konuşmasında katılım bankalarının kâr-zarar katılım çerçevesi içinde krizlerden çok daha az etkilendiğini belirten Arap Bankalar Birliği Başkanı Adnan Ahmed Yusuf Abdulmalek ise “Avrupa'da borçlar türev ürünler sebebiyle ekonomik çöküntü yaşadı. İslamî bankacılıkta türev ürünler yok, çünkü bu ürünlerin riskini kontrol etmek zor. Çünkü reel ekonomiye çalışıyoruz. Katılım bankaları olarak kumar oynamıyoruz” dedi.

Faizsiz bankacılığın küresel bankacılık içindeki payının arttığını kaydeden Abdulmalek, aktif büyüklük açısından faizsiz bankacılığın küresel bankacılıktaki payının hala yüzde 1 civarında olduğunu, bunun sektörel olarak büyük bir gelişme potansiyeli bulunduğuna işaret etti.

Sektörden hızlı büyüme

Kredilerde yüzde 25-30, mevduatta yüzde 25, kârlılıkta da yüzde 20 civarında artış yaşadıkları 2011’i iyi geçirdiklerini belirten Kuveyt Türk Genel Müdürü Ufuk Uyan ise katılım bankalarının riski paylaşarak daha korunaklı bir yapıya sahip olduklarına vurgu yaptı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) son verilerinde, yılın ilk dokuz ayında bankaların aktif büyüklükleri yüzde 20 artarken, sektördeki 48 bankadan 21’inin kârının, son bir yılda yüzde 13 azaldığını açıklanmıştı.

Bank Asya Genel Müdürü Abdullah Çelik de 2023’e kadar katılım bankacılığının Türkiye bankacılığı içindeki payının yüzde 15’e kadar çıkabileceği öngörüsüne katıldığını belirtti. Şu anda dünyanın en çok ihtiyacı olan şeyin stabilite ve sürdürülebilirlik olduğunu ifade eden Türkiye Finans Katılım Bankası Genel Müdürü Derya Gürerk ise katılım bankalarının da stabiliteyi en çok destekleyen kurumlar olduğunu söyledi. Faizlerin arttığı dönemde katılım bankacılığının daha çok hassasiyet kazandığına işaret eden Gürerk, “Bizim yapmamız gereken mevzuat ürünlerini çeşitlendirip daha stabil yapıya ulaşmak. 2012’de kâr artışı devam edecek” dedi.

Islam und Wirtschaft Symposium
Maliye Bakanı Şimşek, sadece katılım bankacılığı yapılsaydı, küresel mali kriz olmayacağı görüşündeFotoğraf: DW

Piyasa riskine daha az duyarlı

Peki, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Dünyada sadece katılım bankacılığı yapılıyor olsaydı küresel finansal krizle karşı karşıya kalınmazdı” sözleriyle değerlendirdiği katılım bankacılığının farklı yönleri nedir?

Körfez ülkelerinden, Türkiye ve Avrupa’ya değişebilen uygulamaları olmakla birlikte katılım bankalarının diğer sektör bankalarından en büyük farkı, müşterilerin kâr ve zarara ortak olması... Diğer bankalar gibi doğrudan faizli kredi vermiyorlar, ortaklık, kiralama, peşin alıp vade farkıyla satım yapıyorlar. Bu nedenle bu bankalara katılım bankası deniyor; bu “kâr ve zarara katılım” anlamına geliyor.

Örneğin “katılım hesabı” adı altında topladıkları mevduatlardan verdikleri krediler batarsa, batık kredinin maliyetini de müşteriyle paylaşıyorlar. Ayrıca örneğin kambiyo kârları, alım satım kârları yok. Böylece fiyat hareketlerinden daha az etkilenen yapısı sayesinde piyasa riskine daha az maruz kalıyorlar. İngiltere ve Fransa’da hızla yayılan İslamî bankacılık, Almanya’da Federal Finansal Denetleme Kurumu (BaFin) tarafından inceleme altında. BaFin’den bankacılık danışmanı Johannes Engels, İslamî bankacılığın çok önemli bir konu olduğunu, 2012 yılının Mayıs ayında bu konuda bir konferans düzenleyeceklerini belirtiyor.

Katılım bankacılığında büyümenin işin doğası gereği olacağını, bunu doğrudan krize bağlamamak gerektiğini belirten Global Menkul Değerler Bankacılık Analisti Sevgi Onur ise “Faizlerin düştüğü ortamlarda diğer bankalar faizden para kazanmaya devam ederken, katılım bankalarında bu durumun tersi olur. Faizlerin yükselmeye başlayacağı beklenen önümüzdeki dönemde katılım bankalarındaki kâr marjları daha yüksek olacaktır” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kıvanç Gülaslan/ İstanbul

Editör: Ercan Coşkun