1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gece yarısı ziyareti

17 Temmuz 2014

Kuzey Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KIKBY) Başkanı Mesud Barzani’nin, sürpriz Ankara ziyaretinin 24 saat sonrasında, Ankara gece yarısı Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Thani'yi ağırladı.

https://p.dw.com/p/1CeKB
Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Thani
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

72 saate sığan sıcak gelişmelerin perde arkasında, Kuzey Irak Petrolleri ve petro-dolarlar ile IŞİD var. Geçtiğimiz Pazar günü, KIKBY Başbakanı Neçirvan Barzani, özel jetle gelip, Sabiha Gökçen havaalanından, özel helikopterle, Başbakan Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki çalışma ofisine geçerek, 1 saati aşkın görüştü. Mesud Barzani'nin gündemde olmayan ziyareti de bu buluşmanın hemen ertesi günü gerçekleşti.

Kuzey Irak-Türkiye arasında, Bağdat Yönetimi ve Başbakan Maliki’nin uluslararası tahkim mahkemesine götürdüğü, “enerji anlaşmaları” nedeniyle yaşanan gerilime rağmen, Türkiye, petrol boru hattından akan petrolün satışını gerçekleştirdiğini açıklamıştı.

Bölgesel Kürt Yönetimi ile yapılan anlaşma gereğince, bankada biriken petrol gelirlerinin alınabilmesi için Başbakan Neçirvan Barzani, Başbakan Yardımcısı Kubat Talabani, Maliye Bakanı Rebaz Muhammed ve Enerji Bakanı Aşti Havrami'nin imzasının gerektiği belirtiliyor.

Ancak bir banka hesabı açtırmak için, Barzani ve Kuzey Irak kabinesinin neredeyse yarısının, Ankara’ya apar topar gelmesi yine de kafaları karıştırdı. Çünkü, Kuzey Irak'ta banka sistemi yok ve Halkbank'ta biriken petro-dolarlar, özel uçaklarla ve bavullarla taşınıyor. Burada akla takılan soru şu: Irak Anayasası uyarınca satılan petrol gelirinin yüzde 17’si Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin, kalan yüzde 83 Irak Merkezi Hükümeti’nin.

Bakan Yıldız, Haziran ayında hesaptaki paranın 97 milyon dolar olduğunu, BM kararı uyarınca, Kuveyt için yüzde 5 savaş tazminatı kesintisinden sonra, 93 milyon dolar kaldığını belirtti. Paranın paylaşımına Türkiye’nin karışmadığını, Irak anayasası uyarınca, Iraklıların karar verdiğini kaydetti.

Maliki yönetimiyle, Paris’teki Uluslararası Tahkim Kurulu’nda mahkemelik olan Türkiye’nin Bağdat’a ait parayı nasıl ileteceği ise belirsizliğini koruyor.

Barzani'nin ardından gece yarısı gerçekleşen Katar Emiri’nin ziyaretindeki ortak nokta ise IŞİD.

IŞİD’in bölgedeki en büyük destekçisi olan Katar’ın, aynı zamanda Müslüman Kardeşler’e ve diğer radikal İslamcı gruplara da destek olması, müttefikleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri ile de (BAE) arasını açtı ve büyükelçiler karşılıklı geri çekildi.

PKK-KCK ise Barzani'yi, Türk Hükümeti ile birlikte IŞİD’i desteklemekle, Rojava’da PYD ve YPG ile savaşması için teşvik etmekle suçlayan bir yazılı açıklama yaptı. KCK, Katar-Barzani-Türkiye’nin, IŞİD’le işbirliği yaptıklarını öne sürerek, Barzani’yi ve AKP Hükümetini itham ederken, IŞİD’e karşı YPG’nin yanında olmak için “seferberlik” çağrısı yaptı.

Bu çağrı sonucu, Şanlıurfa’dan 300 Kürt genci, IŞİD’e karşı savaşmak üzere, Suriye sınırını geçti.

KCK, Türk Hükümetinin, IŞİD ile olan bağlarını ve desteğini örtmek için “danışıklı döğüş” içinde bulunduğunu, Musul Başkonsolosluğu baskını ve 49 rehinenin, bunu gizleme amaçlı bir senaryo olduğunu öne sürüyor.

Katar Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Thani’nin, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile ve ardından gece yarısı, Başbakanlık Konutunda; Başbakan, Dışişleri Maliye ve Enerji Bakanlarıyla, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın da katıldığı uzunca bir toplantı gerçekleştirmesinin de ana konusu IŞİD idi.

Bu para nereden ve kime?

Aynı gün, İran resmi Fars Haber Ajansı’nın Tacik savaşçıların, 2 Temmuz'da, THY'nin 254 sefer sayılı saat: 21.10 uçağıyla, Tacikistan'ın başkenti Duşanbe'den İstanbul 'a getirildiği, ardından IŞİD'e katılmak için Irak'a transfer edildiğini öne sürmesi dikkat çekti.

İran daha önce de, Katar’ın IŞİD’e aktarılmak üzere, Türkiye’ye 5 milyar dolar gönderdiğini açıklamış, bu açıklamaya hükümetten ve Türk Dışişlerinden bir yanıt verilmemişti.

Merkez Bankası’nın en son Mayıs 2014 verilerini açıkladığı, Ödemeler Dengesi bilançosunda “Kaynağı belirsiz, izah edilemeyen” döviz girişinin, 6 milyar dolar 708 milyon dolara ulaşmasının temelinde yatanın, Katar’dan akan para olduğu, TBMM'de muhalefet milletvekillerince gündeme getiriliyor.

ABD Merkez Bankası FED’in, Ziraat Bankası New York şubesini, “Kayıt dışı, Kara Para Aklama” konusundaki taahhütlerine uymadığı için uyarması, 60 gün süre vererek bir “eylem planı” talep etmesi ve başka ülkelerle ilgili benzer uyarıların aksine, bu uyarıyı FED'in “resmi sitesine” koyarak, Ziraat Bankası’nı “teşhir” etmesi de, kayıt dışı, kaynağı belirsiz para akımlarıyla alakalı.

ABD Hazinesi, daha önce de benzer uyarıları Halkbank’a yapmıştı. Bu uyarılar bir yanıyla da “terörün finansmanı” uyarılarını da içeriyordu.

Bakanlar Kurulu, 16 Haziran’da Resmi Gazete’de yayınlanan kararıyla, El Nusra ve bağlı örgütleri terör örgütleri listesinden çıkartırken, muhtemelen bu uyarılar üzerine IŞİD’i listenin sonuna eklemek durumunda kaldı.

© Deutsche Welle Türkçe

Zülfikar DOĞAN-ANKARA