1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katliamlara önlem aranıyor

18 Aralık 2012

27 kişinin hayatını kaybettiği Newtown katliamı, ABD’de silah yasasının sertleştirilmesi beklentisini arttırdı. Bireysel silahlanma, yalnızca ABD değil, tüm dünya için büyük bir sorun olarak görülüyor.

https://p.dw.com/p/174IQ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Newtown’daki saldırıda, çoğu çocuk 27 kişi hayatını kaybetti. Yaşanan büyük trajedi, ABD’de bireysel silahlanmayı ve gevşek silahlanma yasalarını yeniden tartışmaya açtı. 310 milyon nüfuslu ABD’de, evlerde yaklaşık 270 milyon silah bulunuyor. New York ve San Francisco’da her gün ortalama 25 kişi silahlı saldırılar sonucu yaşamını yitiriyor.

Simone Wisotzki
Simone WisotzkiFotoğraf: HSFK

Silah yasalarının sertleştirilmesinin, bu rakamları aşağı çekip çekmeyeceği, tartışma konusu. ABD’deki güçlü silah lobisi, yasal silah teminini zorlaştırmanın, ters sonuçları olacağı uyarısında bulunuyor ve “öğretmen ve öğrenciler silahlı olsalardı, bu tür saldırılar engellenirdi” görüşünü savunuyor. Bu görüşe karşı olan ve kamuoyu anketlerine göre çoğunluğu oluşturanlar bu konuda Başkan Obama’ya ümit bağlamış durumdalar. Obama’nın silah yasalarını sertleştireceği beklentisi içindeler. ABD’nin bazı eyaletlerinde bir silah edinmenin, sürücü ehliyeti almaktan bile kolay olduğuna işaret ediliyor.

875 milyon ateşli silah

Bireysel silahlanma, yalnızca ABD değil, tüm dünya için büyük bir sorun. Dünya genelinde 875 milyon ateşli silah, adeta kitle imha silahı niteliğinde.

BM’in eski Genel Sekreteri Kofi Annan, küçük ateşli silahlar nedeniyle hayatlarını kaybedenlerin sayısının, Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları sonucu ölenlerden daha fazla olduğunu önemle vurguluyor.

Peki, büyük felaketi yaşamış Japonya’da silah yasaları düzenlemesi nasıl? Tokyo, Osaka, Hiroşima ve Nagazaki’de kimsenin evinde tabanca ya da tüfek bulunmuyor. Hatta Japonya’da her yüz kişiye tek bir hafif silah bile düşmüyor ve ülkede cinayete kurban gidenlerin sayısı yıldan yıla azalıyor. Peki, daha az silah, daha az ölüm anlamına mı geliyor?

Almanya’nın Hessen eyaletindeki Barış ve Anlaşmazlık Araştırmaları Vakfı’ndaki hafif silahlar uzmanı Dr. Simone Wisotzki şunları söylüyor:

Dünya silahlanmaya devam ediyor

„Konu sanılandan daha karmaşık. Silahlara ulaşılabilir olunması, insanların cinnet geçirip etraflarına ateş açmasının ya da ateşli silahlarla şiddete başvurmalarının nedenini oluşturmuyor. İstatistiklere bakıldığında, örneğin Güney Afrika’da hafif silah sayısı az olmasına rağmen her yıl hafif silahlara kurban gidenlerin sayısında artış görülüyor.”

Avustralya örneği

Güney Afrika’da istatistikî verilere göre her 100 kişiye 13 hafif silah düşüyor. Bu sayı hem ABD’dekinden, hem de Almanya’dakinden çok daha az. Almanya’da her 100 kişiye 30 hafif silah düşüyor. Ancak nüfus oranıyla karşılaştırıldığında dünyanın hiçbir ülkesinde Güney Afrika’daki kadar, ateşli silahla cinayet işlenmiyor. Uzmanlar, bu durumu farklı gerekçelerle açıklamaya çalışıyor. Örneğin şiddetin güçlü bir şekilde kınanmaması, çok fazla toplumsal anlaşmazlık bulunması, büyük yoksulluk, sosyal eşitsizlik, cezaî suçların takip edilmemesi ve tabii gevşek silah yasaları… . Güney Afrika bir süreden bu yana yasalar bazında yeni düzenlemeler getiriyor. Bu önlemlerin sonucunda hafif silahlara kurban gidenlerin sayısının yavaş ama istikrarlı bir biçimde gerilediği görülüyor.

Aynı durum Avustralya için de geçerli. Orada 1996 yılında yaşanan bir olay, silah yasalarında yapılan bir değişikliğin ve dönüşümün yolunu açmış. 1996 yılında Avustralya'nın güneydoğu adası Tazmanya eyaletinde etrafına ateş açan genç bir adam 35 kişiyi öldürmüştü. Bu olay üzerine kamuoyu, medya, siyasetçiler ve siyasi partiler, daha katı düzenlemelerin getirilmesi konusunda uzlaşma sağladı. Dönemin Avustralya Başbakanı John Howard, Amerikalıların silah düşkünlüğüne atıfta bulunarak, “Bu Amerikan hastalığının bize de sirayet etmesini istemiyoruz” diye konuşuyordu. O tarihten bu yana, sadece yetişkinler, önceden aldıkları ruhsatla silah temin edinebiliyorlar. Silah edinirken mantıklı bir gerekçe de göstermeleri gerekiyor; kendini savunma gibi genel gerekçeler kabul görmüyor. Silah almak isteyen bunu resmî makamlar nezdinde kayıt ettirmek ve silahı güvenli bir biçimde muhafaza etmekle de yükümlü.

Sabine Leutheusser-Schnarrenberger
Sabine Leutheusser-SchnarrenbergerFotoğraf: dapd

Avustralya’daki o düzenlemeden bu yana etrafına gelişigüzel ateş açan kişilere rastlanmadığına dikkat çekiliyor. Bu tür “sansasyon” yaratan kitlesel cinayetlerin ötesinde, diğer cinayet olaylarında da kurban sayısında azalma saptanıyor. Kesin bir bilimsel açıklama olmasa da buradan şöyle bir sonuca ulaşılıyor: Ateşli silahlara erişmek ne kadar zorlaştırılırsa, bu önlem sayesinde kurban sayısını azaltma şansı da o ölçüde artıyor.

Almanya'da silah kayıtları

Barış ve Anlaşmazlık Araştırmaları Vakfı’ndaki hafif silahlar uzmanı Dr. Simone Wisotzki şunları söylüyor: “Hafif silahların denetimi, genel tablo içindeki önemli bir yapı taşını oluşturuyor. Ama tabii burada söz konusu olan başka bir şey de, anlaşmazlıkların çıkmaması için önceden tedbir alınması, şiddetin çıkış nedenlerinin daha iyi araştırılması ve bunlara karşı daha iyi önlem alınmasıdır.”

Silah sanayii kriz dinlemiyor

Alman Adalet Bakanı Sabine Leutheusser-Schnarrenberger’e göre, Almanya’daki mevcut silah yasaları ABD’dekinden çok daha sert. Ülkede silahların mevcut yasalara aykırı biçimde muhafaza edilmesi suç kapsamına giriyor. Almanya’nın silah kayıtlarına ilişkin yeni bir AB düzenlemesinin de 2013 yılından itibaren uygulamaya geçmesi bekleniyor. Muhalefetteki Yeşiller Partisi ise ateşli silahlar konusunda daha katı önlemler talep ediyor, Almanya’da evlerde silah bulundurulmasının tamamen yasaklanmasını istiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hendrik Heinze / Çelik Akpınar

Editör: Ayhan Şimşek