1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Katolik ve Ortodoksların bin yıllık ayrılığı

DW30 Kasım 2006

İstanbul’da Katolik ve Ortodoks kiliselerinin yakınlaşması açısından tarihi bir adım atılıyor. Kiliseler açısından Papa ile Bartolomeos arasında bugünkü deklarasyon, uzun ve tartışmalı bir dönemi açan tarihi bir başlangıç olarak görülüyor. Zira iki kilise arasındaki ayrılık, bin yıl öncesine dayanıyor…

https://p.dw.com/p/AZbZ
Ortodoks ve Katolik kiliseleri arasında son yıllardaki yakınlaşma güçleniyor
Ortodoks ve Katolik kiliseleri arasında son yıllardaki yakınlaşma güçleniyorFotoğraf: AP

İstanbul, tarihteki adıyla Konstantinopolis, kilise geleneğine göre dünya Ortodoksluğunun ruhani merkezi. Fener-Rum Patriği Bartholomeus ise dünya Ortodoksluğunun ruhani lideri olarak görülüyor. Papa’nın Türkiye ziyaretinin temel amacını oluşturan bugünkü ortak deklarasyon işte bu açıdan önem taşıyor.

Katolik ve Ortodoks kiliseleri arasındaki ayrılık bin yıl öncesine dayanıyor. Eski kilise hiyerarşisinde dönemin Konstantinopolis Patriği, Roma Patriğinden sonra ikinci adamdı. Roma’daki Papa ile Konstantinopolis Patriği yüzyıllar boyunca güç ve nüfuz için kıyasıya rekabet halindeydi. Teolojik ve siyasi anlaşmazlıklar 1054 yılında Batı Kilisesi ile Doğu Kilisesi arasında ilişkilerin kopması ile sonuçlandı.

16 Haziran 1054’te Papa’nın temsilcisi, Ayasofya’da tüm Doğu Kilisesi’ni ve Konstantinopolis patriğini aforoz etti. Patrik de Papa’nın temsilcisini. 1054’teki karşılıklı aforoz ile resmileşen bölünme, 1204 yılında Haçlı ordularının dönemin Konstantinopolis’ine girerek Doğu’daki dindaşlarını katletmesiyle düşmanlığa dönüştü. Günler süren kanlı baskında Haçlılar, Bizans İmparatoru’nu gözlerini oyarak öldürdü, kutsal hazineler çalındı, ikonlar tahrip edildi. Kilise birliğinin çökmesi, Osmanlıların Konstantinopolis’i fethetmeleriyle sonuçlanan dağılma sürecinin en önemli nedenlerinden biri olarak görülüyor.

İlk adım 1965’te atıldı

İki kilise arasında yakınlaşmanın en önemli adımı ise 1965 yılında karşılıklı aforoz ilanının geçersiz sayılmasıyla atıldı. Almanya’nın Giessen kentinden tarihçi Rudolf Grulich, son yıllarda yakınlaşma sürecinin somut sonuçlar verdiğini belirterek şunları söylüyor: “Konstantinopolis Patrikhanesiyle Roma arasında son on yıllarda çok fazla sorun yaşanmadı. 60’lı yıllardaki İkinci Vatikan Konseyi’nin hemen ardından karşılıklı aforoz ilanının geri alınmasıyla aslında iki kilisenin yeniden birleştiği düşünülebilir. Ama henüz bunun izlerini görmüyoruz.”

Grulich, yeniden birleşmek istiyorlarsa iki tarafın da tavizlerde bulunması gerektiğini vurguluyor ve Papa 16’ncı Benedikt’in bunu gerçekleştirmek için çok uygun bir kişilik olduğunun altını çiziyor. Grulich, “Sadece 16’ncı Benedikt gibi muhafazakar bir teolog, kilise içinde bile koyu radikal tarzıyla bilinen bir kişi kendi kilisesine böyle birşeyi kabul ettirebilir, Ortodoks kilisesine yakınlaşmak için taviz verebilir.”

Papa’nın birleşmi isteği

Papa 16’ncı Benedikt göreve başladığı andan itibaren Ortodoks kilisesiyle birleşme iradesini açıkça ortaya koydu. Papa’nın Ortodoks kilisesiyle birleşme isteğinde Avrupa kimliği ile ilgili görüşleri de önemli rol oynuyor. Son AB genişlemesinin ardından Bulgaristan ve Romanya’nın 1 Ocak’ta üye olmasıyla 40 milyon Ortodoks daha AB’ye dahil olacak. Tarihçi teolog Rudolf Grulich, Katolikler’in Ortodokslar ile, Protestanlara oranla daha fazla ortak yanları olduğunu belirterek, yıllar süren ayrılığı hemen aşmanın mümkün olmadığını, ancak bölünmenin basit bir eylemle giderilebileceğini belirtiyor.

Grulich’in bu konudaki değerlendirmesi şöyle: “İki ruhani lider birlikte ayin düzenlerse kiliseler arasındaki ayrılığın aşılmış olması gerekir. Ancak iki kilisede de buna karşı sesler olduğu için liderler böyle bir eyleme cesaret edemeyecektir. Bartholomeos sadece tüm Ortodoksların onursal lideri ve Türkiye’de 3 bin üyeli bir cemaati var. Yunanistan’daki Ortodoks Kilisesinde ise birleşmeye karşı çıkan güçlü bir kesim var.”

15 ayrı patrikhane var

Ortodoksluk günümüzde, inanç ve kilise yapılanması konusunda geniş bir görüş birliği içindeki 15 bağımsız Patrikhane’den oluşuyor. Ancak Rus Ortodoks Kilisesi, Yunan Ortodoks Kilisesi ve Türk Ortodoks Kilisesi ile Bartholomeos’un Fener-Rum Patrikhanesi arasında milli yaklaşımlar nedeniyle kısmen ayrılıklar bulunuyor.

Katolik papaz ve kardinaller arasında da Ortodoksluğa yaklaşmak için geleneklerden taviz verilmesine karşı çıkanlar var. Kiliselerin birleşmesi durumunda Katoliklerin ikinci evlilik, boşanma, cemaatin yönetimi gibi konuları yeniden düşünmeleri gerekecek. Bu konularda Ortodoks kilisesi daha liberal bir yaklaşım içinde. Kiliselerin birleşmesi için Papa’nın rolünün de yeniden tanımlanması gerekecek. Kiliseler açısından Papa ile Bartolomeos arasında bugünkü deklarasyon, uzun ve tartışmalı bir dönemi açan tarihi bir başlangıç olarak görülüyor.