1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kavala Gezi davasını 'Ergenekon kumpasına' benzetti

24 Haziran 2019

Gezi davasının ilk duruşması Silivri’de görülmeye başladı. Bir buçuk yıldır tutuklu bulunan iş insanı Osman Kavala, Gezi iddianamesini Gülen Cemaati mensuplarının Ergenekon davasına benzetti.

https://p.dw.com/p/3KzVZ
Türkei Prozess gegen Osman Kavala und weitere Aktivisten
Fotoğraf: Getty Images/AFP/G. Ozturk

Gezi davasının ilk oturumuna Silivri'deki duruşma salonunda başlandı. İstanbul 30'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen celseye tutuklu sanıklar Osman Kavala ve Yiğit Aksakoğlu ile birlikte yedi tutuksuz sanık katıldı.

Salona ilk olarak bir buçuk yıldır tutuklu bulunan Anadolu Kültür AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala getirildi. Salonda hazır bulunan 200'e yakın izleyici, tutuklu sanıkların getirildiği koridordan çıktığı sırada Kavala'yı ıslık ve alkışlarla karşıladı. Kavala'nın ardından diğer tutuklu sanık, sivil toplum alanında çalışan Yiğit Aksakoğlu duruşma salonuna getirildi.

Duruşmayı izleyenler arasında ABD, Almanya, İsveç, Fransa ve Kanadalı diplomatlar, HDP'li Garo Paylan, Ahmet Şık, Meral Danış Beştaş ile CHP'li Aykut Erdoğdu, Sezgin Tanrıkulu, ve Özgür Özel'in de aralarında bulunduğu pek çok vekil vardı.

Gezi davasında yargılanan sanıkları savunmak için de 100'e yakın avukat hazır bulundu. Aynı zamanda Gezi davası iddianamesinde isimleri bulunan müştekilerden bazıları da duruşma salonundaki yerini aldı.

Duruşma, sanıkların kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı. Mahkeme başkanı, sanıklar hakkında düzenlenen iddianamenin 650 sayfa olduğunu, hemen hemen Türkiye'de herkes tarafından okunduğunu savunarak kısa bir özet geçti. Heyet başkanı şüphelilerin 'cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs', 'mala zarar verme', 'tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması ve el değiştirmesi', 'ibadethanelere ve mezarlıklara zarar verme', 'nitelikli yapma' ve 'nitelikli yaralama' ile suçlandıklarını söyledi.

Osman Kavala
Osman KavalaFotoğraf: Imago/Zumapress

Kavala: Fantastik suçlamalarla tutuklu bulunuyorum

Duruşmada savunmasını ilk yapan isim Kavala oldu. Uzun bir savunma metni okuyan Kavala, 20 aydır mantığa aykırı, fantastik suçlamalarla tutuklu olduğunu, Gezi protestolarının işadamı George Soros tarafından finanse edildiğini, kendisinin de organizatörü olmakla suçlandığını söyledi.

Yıllardır aynı cep telefonu numarasını kullandığını belirten Kavala, bilgisayarında silinmiş ya da gizlenen herhangi bir belge olmadığını da sözlerine ekleyerek "Örgüt yöneticisi olsam bu kadar şeffaf yaşamazdım" dedi.

"Sorgulanmadan hakkımda iddianame hazırlandı"

Savcının kendisini sorgulama gereği duymadan iddianame hazırladığını aktaran Kavala, "Suçlu olduğum kanaatine ben daha gözaltına alınmadan varılmıştır. Bu iddianame, Gülen Cemaati mensuplarının hazırladığı Ergenekon kumpasına benzemektedir" diye konuştu.

Soruşturma ilk olarak o dönem hala görevde olan Cemaat mensubu polis ve savcılarca 2013 yılında başlatılmıştı. Buna vurgu yapan Kavala, telefon dinlemelerinin de hakim kararı olmaksızın, usülsüz bir şekilde yapıldığını söyledi.

Soros finansmanı ile Gezi protestolarını organize etmenin mümkün olmadığını savunmasında dile getiren Kavala, "Bu kadar büyük parayı iz bırakmadan aktarmak mümkün değil. MASAK kayıtlarında da bunu net bir şekilde görebiliyoruz. MASAK kayıtlarından daha önemli bir delil olabilir mi" diye sordu.

İddianamenin bir bölümünde Arap Baharı kastedilerek Soros'un, Mısır ve Tunus'ta da devrimleri finanse ettiği öne sürülüyordu. Bu iki ülkedeki devrimlerin hükümetin de yakın ilişkilerde olduğu Müslüman Kardeşler tarafından yapıldığını hatırlatan Kavala, hükümete yakın SETA'nın hazırladığı bir raporu da referans gösterdi. Raporda şöyle denmişti: "Mısır ve Tunus'ta Soros etkisi görülmemiştir.  Aksine iki ülkede de Türkiye, Müslüman Kardelşler'e destek vermiştir."

"Müzakere yürüten hükümeti nasıl devirmeye çalışır?"

Kavala ayrıca, Soros'un Gezi'yi finanse eden kişi olarak iddianamede kendine yer bulmasına karşın kendisi hakkında herhangi bir soruşturma ya da yakalama kararı da bulunmadığını aktardı.

Bugüne dek yazılmış tüm bilimsel makalelerde Gezi'nin, hükümeti devirmeye yönelik bir hareket olmadığına vurgu yapıldığını söyleyen Kavala, kendisinin de Gezi sürecinde hükümetle görüştüğünü ve eylemcilerle hükümet arasında müzakere yürüten biri olduğunu belirtti. "Müzakere yürüten biri nasıl olur da hükümeti devirmeye çalışır" diye soran Kavala, beraatini ve tahliyesini talep etti.

Aksakoğlu: İddianamede bakanlıklarla yaptığımız projeler var

Kavala'nın ardından sanık kürsüsüne yedi aydır tutuklu bulunan sanık Yiğit Aksakoğlu çıktı. Hayatının hiçbir döneminde şiddeti savunmadığını söyleyerek söze başlayan Aksakoğlu iddianamede delil olarak gösterilen bazı konuşmaların aslında Aile ve Sosyal Politikalar ve Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptıkları projelerle ilgili olduğunu söyledi. Aksakoğlu bakanlıklarla yapılan telefon konuşmalarının sanki Gezi ile ilgiliymiş gibi iddianameye konduğunu savundu.

Aksakoğlu tutuklanmadan önce bir başka proje kapsamında Gaziantep'in AKP'li belediye başkanı Fatma Şahin ile görüştüğünü, iddianamedeyse Şahin'in müşteki sıfatıyla yer aldığını söyledi.

Silivri'deki duruşmaya katılanlar
Silivri'deki duruşmaya katılanlarFotoğraf: Getty Images/AFP/G. Ozturk

"Soruşturmayı yürüten Cemaat savcılarıyla aynı cezaevindeyim"

2013 yılında Gezi soruşturması yürüten Cemaat mensubu savcılarla şimdi aynı cezaevinde kaldığını aktaran Aksakoğlu, "O savcılar çözüm sürecini desteklediğim için beni usülsüz bir şekilde dinlettiler" dedi.

Beraat ve tahliyesini talep eden Aksakoğlu sözlerini şöyle sonlandırdı: "İddianame 650 sayfa konuşuyor ama hiçbir şey söylemiyor. Ben neden buradayım hakim bey? Çocuklarımı, kapanmadan son üç gün okula götürmek istiyorum."

Yapıcı: Benim durumum da İstanbul seçimleri gibi

Aranın ardından savunmalara Taksim Dayanışması’ndan Mücella Yapıcı ile devam edildi. Aynı suçtan ikinci kez yargılandığını hatırlatan Yapıcı, 2014’deki davadan beraat ettiğini söyledi. Beş yıl önce yaptığı savunmayı olduğu gibi okuyan Yapıcı, "Benim durumum da İstanbul seçimleri gibi. Olmadı bir daha” diye konuştu.

"Sevgili yargıç, ben şakacı bir kadınım" diyerek savunmasına devam eden Yapıcı, usülsüz dinlemelerdeki "Devrim yapacağız" sözüne de açıklık getirdi. 

Yapıcı, "Telefon konuşmalarımda devrim yapacağız demem suçlama konusu yapılmış. Ben 68 kuşağındanım ve devrim sözünün ne kadar güzel olduğunu bilseydiniz siz de kullanırdınız" dedi. 

Yapıcı savunmasını, "Her şeyle suçlanmışız ama hiçbir delil konmamış. Ben buraya iddianame hakkındaki suçlamalarımı yöneltmek üzere geldim" diyerek sonlandırdı. 

Mücella Yapıcı
Mücella YapıcıFotoğraf: DW/A. Duran

Duruşmanın son savunmasınıysa Açık Toplum Vakfı’nın eski yönetim kurulu başkanı Ali Hakan Atınay yaptı. Gezi protestoları süresince Taksim’e iki ya da üç kez gittiğini söyleyen Atınay, "Yalnızca gözlem yapmak için gittim. Hükümeti devirmek gibi bir niyetim yoktu" dedi ve beraatini talep etti.

Diğer sanıkların savunmalarının dinleneceği  duruşma Salı günü devam edecek. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede Osman Kavala, Ali Hakan Altınay, Ayşe Mücella Yapıcı, Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Çiğdem Mater Utku, Gökçe Yılmaz, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekci, Mehmet Ali Alabora, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ali Ekmekci şüpheli olarak yer alıyor.

Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları talep edilen şüpheliler, 2013'teki Gezi protestolarının finansmanı ve koordinasyonunu sağlamakla suçlanıyorlar.
 

Tunca Öğreten

© Deutsche Welle Türkçe