Koalisyon ilk yılını doldurdu

Hristiyan Demokrat Birlik, Hristiyan Sosyal Birlik ve Hür Demokrat Parti, bundan bir yıl önce koalisyon anlaşmasının altına imzalarını attılar. Ortaklığın ilk döneminde atmosfer gayet umutluydu. Ancak Başbakan Angela Merkel'in açıklamasının satır aralarında, seçimden önce müstakbel ortak olarak gönlünden geçen Liberaller ile işbirliğinin sanıldığı kadar kolay olmayabileceği yönünde bir önsezi okunuyordu. Merkel, "Bu koalisyonu oluşturmak için uzun süre çaba sarf ettik ve bu eforun, zorlu dönemlerde de bize destek olacağını umuyorum.” şeklinde konuşuyordu.

Geçimsiz ortaklar

Gerçekten de, koalisyon zorlu dönemler geçirdi. Bir yıl boyunca ortaklar arasında gerilim ve anlaşmazlık eksik olmadı. Neredeyse her yasa tasarısına görüş ayrılıkları damgasını vurdu. Anlaşmazlıklar zaman zaman kişisel hakaretlere kadar vardı. Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grup Başkanı Frank-Walter Steinmeier, rüya çift edasıyla yola çıkan Hristiyan Birlik Partileri ile Hür Demokrat Parti'nin, vatandaşlar için bir kabusa dönüştüğünü söylüyor. "İlk yıl gördüğümüz şekliyle iktidar olunmaz. Bunlar başlangıçta olabilecek normal tökezlemeler değil, aksine uzun vadede birbiriyle uyuşmazlığın göstergeleri." diyen Steinmeier, "Çünkü bu koalisyonu gerçekten birarada tutan birşey yok. Ne ortak bir proje, ne ortak bir fikir, ne de özde bir dayanışma.” ifadesini kullanıyor.

Neredeyse her alanda uyuşmazlık

Örneğin vergi indirimleri. Liberaller için bu en önemli hedeflerden biriydi. Muhafazakarlar ise, ekonomik kriz döneminde bütçedeki rekor açıkla vergi indiriminin sözkonusu bile olmayacağını savunuyordu. Ortaklar arasındaki tartışma ancak Başbakan Merkel'ın masaya yumruğunu vurmasıyla noktalanabildi. Örneğin Euro İstikrar Paktı konusunda... Hür Demokratların lideri Guido Westerwelle, Başbakan Merkel'in Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile vardığı uzlaşmayı kamuoyu önünde eleştirmekten çekinmiyordu. Ancak Westerwelle, koalisyonun ilk yılının sonunda yine de olumlu bir bilanço çıkarıyor. Ekonominin büyüdüğünü, işsizliğin azaldığını ve bunların, siyasetin sağladığı şartlarla da bağlantılı gelişmeler olduğunu belirten Westerwelle, öncelik verdikleri eğitim ve araştırmada yeni fırsatlar yarattıklarını, güvenlik ve vatandaş haklarında özgürlük arasında daha iyi bir denge sağladıklarını ve sosyal güvenlik sisteminde reform konusunda da önemli ilerlemeler kaydettiklerini söylüyor. Bakan ayrıca - icraatları nasıl değerlendirilirse değerlendirilsin – dışişlerinde de başarılı olduklarının görmezden gelinemez olduğunu vurguluyor.

Hür Demokratlar dibe vurdu

Fakat bu başarılar, kamuoyu araştırmalarına yansımıyor. Koalisyon ortaklarına verilen desteğin oranı hızla eriyor. Özellikle Hür Demokrat Parti'ye seçmen desteği kelimenin tam anlamıyla dibe vurmuş denebilir. Son anketlere göre, şu anda Federal Meclis seçimleri olsa, partinin yüzde 5'lik barajı aşıp aşamayacağı bile meçhul. Hükümetin yarattığı hayal kırıklığından en çok Yeşiller Partisi kârlı çıkıyor. Almanya'nın bazı bölgelerinde Yeşiller, Sosyal Demokratları geçip ikinci büyük siyasi güç olma yolunda ilerliyor. Sosyal Demokratlar ise şu anda kendi eksiklerinden çok, birinci yılını dolduran hükümetin bilançosuna yoğunlaşmış durumda. Sosyal Demokrat Parti Federal Meclis Grup Başkanı Steinmeier, "Bu yıl tam bir beceriksizlikti. Hiç birşey olmadı, hiç bir şey olmayacak. Şimdiden söylüyorum, bu sonbaharda da kararlar alınamayacak. Aksine bu, hükümetin sonbaharı olacak ve yaprak dökümü devam edecek.” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Bettina Marx / Berlin, Çeviri: Aydın Üstünel

Editör: Meltem Karagöz