1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Korsanlar’ın sessizliği

6 Ağustos 2013

Alman Korsanlar Partisi 22 Eylül genel seçimlerinde varlık gösterebilecek mi? Dijital casusluk skandalından yeterince yararlanamayan parti, anketlerde geriye düştü.

https://p.dw.com/p/19KWH
Fotoğraf: Creative Commons/Piratenpartei Deutschland/Bastian Greshake

Video filmindeki çizgi insan figürlerinden oluşan kalabalık, fondaki müziğin ritmine uyarak pankart açıyor. Amaç, protesto. Protesto edilen de Amerikan ve İngiliz gizli servislerinin, Almanya dâhil olmak üzere birçok ülkedeki haberleşmeyle kişiye ait özel verileri izleme ve denetlemesini içeren Prizma ve Tempora adlı casusluk programları. İnternette yayınlanan videonun vermek istediği mesaj, ‘Uyan ve gücün yettiğince siber ajanlıkla mücadele et!'

Korsanlar Partisi bu video mesajını, Edward Snowden'ın Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı'nın gözetleme ve arşivleme çalışmalarının kapsamını ifşa etmesinden iki hafta sonra internete aktarmıştı. Filmde Amerikan gizli servislerinin muhtemelen Alman kuruluşlarının da işbirliğiyle nasıl özel bilgileri toplayıp, istediği kişiyi gözetlediği anlatılıyor. İnternet ortamında özel verilerin korunması Korsanlar Partisi'nin uzmanlık alanına giriyor. Bilgisayar uzmanlarının kurduğu partinin en öncelikli program maddesi de zaten internette gözetlenmeme özgürlüğü. İlk kez 2011 yılında bir eyalet parlamentosuna girmeyi başaran Korsanlar Partisi dört eyalet meclisinde temsil ediliyor.

Skandaldan yararlanamadılar

Gözetleme ve denetleme skandalı partiye fazla yarar sağlamadı. 22 Eylül genel seçimlerinde yüzde beşlik oy barajını aşıp Federal Meclis'e girme ihtimali oldukça zayıf. Oy oranının yüzde iki ile dört arasında gidip gelmesinin nedenleri arasında, gözetleme skandalıyla seçmenin fazla ilgilenmemesi de var. Kamuoyu araştırmacıları, halkın sel felaketini ya da Mısır'daki gelişmeleri çok daha yakından izlediğini, denetleme skandalını idrak edenlerin oranının ise yüzde 40'ı aşmadığını belirtiyor. Aktif internetçiler dijital şebekenin denetlenmesinin bireyin özel hayatını nasıl etkileyebileceğinin fark edilmediğini ve sanal casusluk elle tutulur bir şey olmadığı için tepki çekmediğini öne sürüyor. Öte yandan bu konuya muhalefet partileri ile Almanya Cumhurbaşkanı Gauck da el atmış ve Snowden'ın itiraflarının infial uyandırdığını dile getirerek meydanı Korsanlara bırakmayacaklarını göstermişlerdi.

Korsanlar Partisi Genel Başkanı Bernd Schlömer diğer partilerin de iktidarı eleştirmek için bu konuya yüklenmelerinin kendilerine zarar verdiğini söylüyor. Schlömer, “Kanaatimce geniş kesimlerin skandalın uyandırdığı tepkiye ortak olması arka planda kalmamıza yol açtı. Ama biz başından beri bu tepkinin içindeyiz” diyor.

Parti başkanının konuyla ilgili ilk açıklamasını skandalın patlak vermesinden yaklaşık iki ay sonra yapması ilginçti. Schlömer, “Korsanlar Partisi'nin konuyu ihmal ettiği söylenemez. Biz de başından beri internet kanalıyla ve yoğun bir şekilde tartışmalara katıldık” diye konuşuyor.

Parti son haftalarda Almanya'nın çeşitli yerlerinde ‘kripto partileri' düzenleyerek ilgilenenlere, internet ve elektronik posta haberleşmesinin şifreyle nasıl korunabileceğini öğretiyor.

Anketlerde geriye düştüler

Diğer partilerin bu alandaki rekabeti kadar kendi hataları da Korsanlar Partisi'nin anketlerde geriye düşmesinde rol oynadı. Parti içi çekişmeler, istifalar ve öne sürülen aşırı talepler de partiye taraftar kaybettirdi. Güven kaybı, partinin medeni haklar ve internet gibi alanlardaki yetkisine de gölge düşürdü. Parti Genel Sekreteri Katharina Nocun ise iyimserliğini koruyor ve skandalın parti bünyesindeki kenetlenmeye ve seçime odaklanmalarına yarayacağını söylüyor. Genel Başkan Schlömer de genel seçime şimdiden kaybedilmiş gözüyle bakmıyor.

“Şimdiye kadar pek kale alınmamıştık. Ama durum şimdi değişiyor. Kamuoyu gibi medya da gözetlenme ve kontrole direnme, meclisin kontrol gücünü arttırma ve özel verilerin korunmasıyla ilgili somut önerilerimizin olduğunu fark etmeye başladı. Bu alanda ne kadar ehliyet sahibi olduğumuzu göstermemiz gerekir ve göstereceğiz de.”

© Deutsche Welle Türkçe

DW/NC/AG/BS/NH