1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kosova konusunda meşruiyet tartışmaları

Belma Fazlagiç-Sestiç, Rainer Sütfeld19 Şubat 2008

Kosova'nın bağımsızlık ilânından sonra uluslararası kamuoyunda farklı sesler yükselmeye devam ediyor. ABD ve AB ülkelerinin çoğu bağımsızlığı tanırken, Rusya ve Çin'in muhalefeti nedeniyle BM'de uzlaşma sağlanamadı.

https://p.dw.com/p/D9up
Kosova'nın bağımsızlık ilânı, uluslararası kamuoyunda farklı sesleri de beraberinde getirdi
Kosova'nın bağımsızlık ilânı, uluslararası kamuoyunda farklı sesleri de beraberinde getirdiFotoğraf: picture-alliance/ dpa
Kosova Parlamentosu'nun, 17 Şubat Pazar günü aldığı bağımsızlık kararı sonrası uluslararası kamuoyunda başlayan tartışmalar devam ediyor. ABD, Fransa, İngiltere, Belçika ve Türkiye gibi ülkeler Kosova'nın bağımsızlığını tanıdığını açıklarken, Almanya'nın da aralarında olduğu pek çok AB ülkesi de kısa süre içinde aynı adımı atmaya hazırlanıyor. Ancak AB içinde varolan çatlak, dün akşamki Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi toplantısında da giderilemedi. İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya ve Slovakya, bağımıszlık kararını, çeşitli gerekçelerle tanımayacaklarını duyurdular. Konu BM Güvenlik Konseyi'nin de gündemindeydi ancak veto hakkına sahip ülkelerden Rusya ve Çin'in karşı tutumu nedeniyle uzlaşma sağlanamdı. Sırbistan: Vargücümüzle mücadele edeceğiz!
Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında ve sonrasında hayli gergindi
Sırbistan Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, BM Güvenlik Konseyi toplantısı sırasında ve sonrasında hayli gergindiFotoğraf: AP
New York'daki BM merkezinde "Kosova" özel gündemiyle toplanan Güvenlik Konseyi'nde bağımsızlık ilânının tanınması konusunda gergin anlar yaşandı. Oturuma katılan Sırbistan Devlet Başkanı Boris Tadiç'in ağzını bıçak açmazken, Sırp Dışişleri Bakanı Vuk Jeremiç, Kosova'nın bağımsızlık kararını kesinlikle kabul etmeyeceklerini bir kez daha açık bir şekilde vurguladı ve aksi yönde tutum sergileyen BM üyelerini eleştirdi. Jeriç, "Bugün burada, sınırları uluslararası toplum tarafından tanınan bir devletin etnik parçalara ayrılmasının 'meşru' olarak nitelendirildiğine şahit olduk. Sırbistan bunu kesinlikle kabul etmeyecektir. Uluslararası arenada politik ve diplomatik yollarla, vargücümüzle buna karşı mücadele edeceğiz" şeklinde konuştu. Pekçok AB ülkesinin yanısıra ABD ve Türkiye de Kosova'nın bağımıszılığını tanırken, Sırbistan bu duruma sert tepki göstererek Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ülkelerden büyükelçilerini çekmeye başladı. Dışişleri Bakanı Jeremiç, ülkesinin "uluslararası hukuku ayaklar altına alanlarla ilişkilerini sürdüremeyeceğini" söyledi. Rusya ve Çin'in muhalefeti sürüyor Sırbistan'ın yanısıra uluslararası arenada Kosova'nın bağımısızlığına -kendi topraklarındaki farklı etnik gruplar için emsal teşkil edebileceğil kaygısıyla- şiddetle karşı çıkan ülkelerin başında Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti geliyor. Aynı zamanda BM Güvenlik Konseyi'nde veto hakkına da sahip olan bu iki ülkenin tutumunu, Konsey'in bugünkü oturumunda da değiştirmesi beklenmiyor. Yine benzer gerekçelerle İspanya, Yunanistan, Kıbrıs, Romanya ve Slovakya da Kosova'nın bağımsızlığını reddediyor. Meşru mu gayrımeşru mu?
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, meşruiyet tartışmalarına girmekten kaçındı
BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun, meşruiyet tartışmalarına girmekten kaçındıFotoğraf: AP
Peki Kosova'nın bağımsızlık ilânı, devletler hukuku açısından değerlendirildiğinde meşru bir adım olarak nitelendirilebilir mi? Bu soru Güvenlik Konseyi oturumu çerçevesinde BM Genel Sekreteri Ban Ki-Mun'a da soruldu. Genel Sekreter, "Ben burada Kosova'nın bağımsızlığının meşru ya da gayrımeşru olduğunu değerlendirmek için bulunmuyorum" diyerek politik bir cevapla işin içinde sıyrılmasını bildi. Ancak hukukî açısıdan durum hayli karmaşık görünüyor ve konunu uzmanları farklı görüşler ileri sürüyor. Alman devletler hukuku uzmanı Michael Bothe, Kosova'nın tanınmasının hukuki açıdan meşru olmayacağını savunuyor. Bothe'ye göre "Kosova'da yaşayan Arnavutlar'ın, azınlık halklarına tanınan her türlü hakkı talep etmeleri elbette sözkonusu ancak bağımsız bir devlet ilânı, bu haklar arasında yeralmıyor." Michael Bothe, devletler hukukunun, sadece ağır insan hakkı ihlalleri olması durumunda, bir azınlık grubunun bağımsızlık iân etmesini meşru saydığını söylüyor. "Hukuk, yeni durumlara uyum sağlamalı" Bremen Üniversitesi'nden Prof. Dr. Dieter Senghaas ise devletler hukukunun, afâkî bazı kurallarının pratikteki durumlarla çeliştiğini, bu bakımdan bazı prensiplerin yeniden ele alınması gerektiğini düşünüyor. Senghaas, "Bu öyle birden bire alınan bir karar değil. Uzun bir geçmişi olan bir süreçten sözediyoruz. Bu geçmişi incelemeden bağımsızlık ilânının anlamak zaten imkansız. Böyle olunca da devlet hukukunun bu yeni duruma uyum sağlaması dışınında başka bir alternatif de yok" sözleriyle yeni bir tartışmanın fitilini ateşliyor.
Sonraki bölüme git Bu konuda daha fazla içerik