1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kuraklığın ürküten sonuçları

16 Mart 2010

Sert kışlar, kurak yazlar küresel ısınmanın etkilerini artan oranda hissettiriyor. Son yüzyılın en büyük kuraklık dönemine sahne olan dünyada, insanoğlunun yaşam kaynağı olan su tehdit altında.

https://p.dw.com/p/MUBx
Fotoğraf: AP

Bilinçlendirme kampanyaları ve konferanslarla iklim değişimi ile etkileri konusunda farkındalık yaratılmaya çalışılırken, siyasilerden de doğanın çığlığına kulak vererek, harekete geçmeleri istendi. Aralık ayında Kopenhag'da yapılan Dünya İklim Konferansı'daysa bir antlaşma üzerinde mutabakat sağlanamadı ve ancak hedefler konusunda uzlaşılabildi.

Peki, alınan önlemler hayata geçirilene kadar geçen süre zarfında küresel ısınma ne boyuta ulaşacak? İnsanlığın en önemli yaşam kaynağı olan suyu tehdit eden küresel ısınma etkisini ne kadar göstermiş durumda?

Suyun önemi

Yerkürenin yüzde 71’ini, insan vücudunun da yüzde 60’ını suyun oluşturduğu dikkate alındığında suyun hayati önemini açıkça gözler önüne seriliyor. İnsan vücudu hergün ortalama 2,5 litre suya ihtiyaç duyarken, içme suyunun, küresel ısınmanın etkilerinden sadece "biri" olarak günden güne azalmasıyla ortaya vahim bir tablo çıkıyor.

Flash - Galerie Gletscherschmelze Grönland
Fotoğraf: AP

"Buzulların erime hızı şoke edici"

Küresel ısınmanın buzullar üzerindeki etkilerini araştıran çevrebilimcilere göre, buzullar günümüzde çok daha hızlı bir şekilde eriyor. Alp Dağları’nda yıllardır araştırmalar yapıp, buzulları takip altına alan Sylvia Hamberger, "İlk olarak eski kartpostal ve fotoğraflardan buzulların fotoğrafını çektik. Son üç dört yıldır da aynı noktalara gidip, buzulları takip ediyoruz. Erimenin hızı şoke ediciydi. Bu bizim için küresel ısınmanın en büyük işareti"diye konuştu.

Bugüne kadar kuruyan nehir yatakları ve çöle dönüşen arazilerle ilgili olarak dünyanın farklı yerlerinden haberler yayınlanıyor. En son haber ise Avustralya'daki Murry Nehri ile ilgili. Su yetersizliğinden çoraklaşan alanlarda ziraai faaliyetler sekteye uğrarken, susuz yaşamanın sancıları biraz anlaşılmaya başlandı.

Yüzde 71’i su olan yerkürede, içme suyu olarak kullanılabilecek tatlı su miktarı bütün suların yalnızca yüzde 2,5'unu oluşturuyor. Milyarlarca insanın içme suyu Alpler, Himalayalar, Ant Dağları ve Rocky Dağları’ndaki buzullara bağlı. Çünkü bu buzullar dünya tatlı su rezervinin dörtte birine tekabül ediyor.

Yarını düşünerek yaşamak

Uzun ve ortalamanın üzerinde sıcak geçen yazlar buzulların daha hızlı erimesine yol açıyor. Buzul bilimleri komisyonu başkanı Dr. Ludwig Braun durumu bir yatırım hesabına benzetiyor. Yatırım hesabımızdan, yatırdığımızdan daha fazla para çektiğimizde, harcayabileceğimiz para daha fazla olsa da biriktireceğimiz para daha az olacaktır. Bu örnekten yola çıkarsak, Dünya’nın su yatırım hesabı, küresel ısınmanın etkileri sonucunda günden güne boşalıyor.

Bildgalerie Katrina 9 Endlich Trinkwasser für die Opfer der Katastrophe
Fotoğraf: dpa

Buzullara içme suyu rezervi olarak ihtiyaç duyulması ülke ve iklimlere göre değişikenlik gösterirken, Dünya’da bazı ülkeler buzullara bağımlı, bazı ülkeler ise konumları ve iklimleri itibariyle daha şanslı. Dünyanın sahip olduğu su oranı değişmese de, buzullar eridikçe yaz ayları için depolanan su rezervleri gittikçe azalacak. Yağış oranları kesinlik içermese de, çevrebilimcilerin tek umudu yağmur.

Bugün Amerika ve Asya kıtası içme suyunu buzullardan sağlıyor. Sadece Asya kıtasında içme suyunun yüzde 70'i Himalaya Dağları'ndan karşılanıyor. Bu oran üç milyar insanın su ihtiyacına eşit olduğunda, milyarlarca insanın su ihtiyacının karşılanamamasının yaratacağı felaketi hesaplamak o kadar da zor değil. Su sorununun belirgin ve anında bir felakete dönüşme tehlikesi olmasa da, yapılan araştırmalar göz önünde bulundurularak, su yatırım hesabının kontrollü kullanılması şart. Bugün olmasa da, gelecek yıllarda milyarlarca insanın hayatı bu yatırım hesabına bağlı olacak.

Deutsche Welle Türkçe

Andrew Shale / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Ahmet Günaltay