1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

BACKGROUND: Der Klimawandel machts möglich - Ausbeutung der Erdpole

30 Kasım 2009

Yer kabuğundaki hammaddeleri değerlendirme yarışı dünyamızın en ücra köşelerine kadar ulaştı. Şimdi kutuplar kazılıyor. İklimin ısınması, derinlerde yatan zengin rezervlerin çıkarılmasını kolaylaştırdı.

https://p.dw.com/p/KkeE
Rusya önceki sene Kuzey Kutbu bölgesinde denizaltı ile araştırmalar yapmış ve hak iddia ettiği alana Rus bayrağını dikmiştiFotoğraf: AP
Nordpol Russland Moskau erhebt mit Expedition Anspruch auf Rohstoffe in der Arktis
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Rusya, ABD, Kanada, Danimarka ve Norveç Kuzey Kutbundaki arama ve çıkarma çalışmalarına milyarlar harcıyor. Yağmalanmaktan korunması kararlaştırılan Güney Kutbu da teknoloji zengini ülkelerin iştahını kabartıyor.

Kuzey Kutbunun ebedi buz örtüsü altındaki zengin rezervler iklim değişikliği nedeniyle erişilmez olma özelliğini kaybediyor. Amerikalı bilimciler, dünyadaki bütün ham petrol ve doğalgaz rezervlerinin dörtte birinin Lomonossov bölgesinde bulunduğunu tahmin ediyorlar. Deniz dibindeki sıradağlardan oluşan bu bölge Grönland’dan doğu Sibirya’ya kadar uzanıyor ve Kuzey Kutbunun tam altından geçiyor. Uzun yıllar Hannover’deki Alman Jeoloji ve Hammadde Enstitüsü'nde çalışan Hermann Rudolf bu bölgede geniş çaplı madencilik yapılabileceğinden şüpheli:

“Kuzey kutbundaki yer altı zenginlikleri bence biraz abartılıyor. Rusya, Kanada ve ABD’nin 200 mil sınırları dâhilinde ham petrol ve doğalgaz bulunduğu kesin. Ancak bu sınırdan Kuzey Kutbuna kadar uzanan bölgede madenlerin bulunduğu ise şüpheli.”


Maliyetlerin yüksekliği yıldırmıyor

Güney Kutbunda ise petrol ve doğalgaz yerine kömür ve demir cevheri bulunuyor. Diğer bazı madenlerin bulunduğu da tahmin ediliyor ama bu kesinlikle kanıtlanabilmiş değil. Nikel, bakır, platin, altın ve gümüş de olup olmadığı sondajla anlaşılabilecek. Ama bu çalışmalar çok pahalı. Alman Jeoloji ve Hammadde Enstitüsü’nden Christian Reichert aynı olumsuz faktörün Kuzey Kutbunu işletmeye açmak isteyen ülkeler için de geçerli olduğunu söylüyor:

“Denizin derinliği 4 bin metreyi buluyor. Teknik, henüz buna çare bulamamış. Deniz dibindeki sondaj deliklerinin ne kadar derinliğe ineceği de bilinmiyor. Son derece pahalı bir proje. Buralara yatırım yapabilmek için ürün fiyatının çok yüksek olması gerekiyor. Nihayet yatırımcı da para kazanmak ister.”

Yatırım maliyetlerinin yüksekliği Kuzey Kutup bölgesine sınırı olan Rusya, Kanada, ABD, Norveç ve Danimarka’yı yıldırmıyor. Bu ülkeler 200 millik karasuları içinde araştırma, avlanma ve maden işletme hakkına sahip. Bazı ülkeler bu hakkı karasuları dışına taşırabilmeyi umuyor. Kiel Üniversitesi deniz hukuku uzmanı Alexander Proelss öncelikle Rusya’nın ticari karasularını genişletmeyi hayal ettiğini söylüyor:

“Kuzey Kutbuna sınırı olan diğer ülkeler gibi Rusya da söz konusu bölgedeki deniz diplerinin kıta sahanlığına dâhil olduğunu, yani topraklarının deniz dibindeki uzantısı sayıldığını kanıtlamaya çalışıyor.”


Kuzey-Güney kutupları kıyaslaması

Erdkugel, globale Erwärmung
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Lomonossov bölgesinin doğal uzantısı olduğunu kanıtlayabilen ülke bu bölgede maden çıkarma hakkına kavuşacak. Güney Kutbunda ise İngiltere sahip olduğu küçük kara parçasının BM deniz hukukuna göre kendine petrol arama hakkı tanıdığını iddia ediyor. Ancak İngiltere’nin Antartika’daki toprak varlığını kimse resmen tanımadığı için bu sularda arama yapması söz konusu değil. Kaldı ki, Antartika sözleşmesi 2041 yılına kadar bu bölgede madencilik yapılmasını da yasaklıyor. Deniz hukuku uzmanı Proessl benzeri bir sözleşmenin Kuzey Kutbu için de hazırlanabilmesi için sınır komşusu devletlerin aralarında anlaşmaları gerektiğini belirtiyor:

“Öncelikle çevrenin korunması için bazı küçük adımlar atıldı. Ama devlet ve hükümet liderlerinin Grönland ziyaretleri somut ekonomik çıkarlara öncelik verildiğini gösteriyor. Antartika’nın hukuki statüsünün Kuzey Kutbuna birebir aktarılması da imkânsız.”


© Deutsche Welle Türkçe

Jutta Wasserrab / Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Topcu