1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Lübnan misyonuna asker arayışı

Ajanslar23 Ağustos 2006

BM Güvenlik Konseyi’nin kararı doğrultusunda Lübnan’a gönderilmesi planlanan barış gücüne ilişkin belirsizlik sürüyor. Bölgeye asker göndermekte çekimser davranan Avrupa ülkeleri Brüksel’de konuyu değerlendirmeye alırken, BM’nin barış gücünün kapsamına açıklık getirmesi bekleniyor.

https://p.dw.com/p/AZjV
Lübnan'da görev yapan BM barış gücü UNIFIL güçlendirilmeyi bekliyor
Lübnan'da görev yapan BM barış gücü UNIFIL güçlendirilmeyi bekliyorFotoğraf: AP

BM Güvenlik Konseyi’nden Lübnan’a barış gücü gönderilmesi yönünde karar çıkmasına rağmen, birçok ülke bu güce katılım konusunda çekimser davranıyor. Nedeni ise dengelerin hassas olduğu bölgede konuşlanması öngörülen 15 bin kişilik barış gücünün görev kapsamının ne olacağına ilişkin belirsizlik. Bu konuda çeşitli görüşler gündeme gelirken, tutumlarını netleştirmek isteyen Avrupa ülkeleri, konuyu Brüksel’de kapsamlı olarak değerlendiriyor.

AB’nin Siyaset ve Güvenlik Komisyonu’ndaki toplantının ardından Cuma günü de AB dışişleri bakanlarının Brüksel’de bir araya gelmesi bekleniyor. Buluşmaya BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın da katılacağı açıklandı. AB ülkelerinin beklentisi, Annan’ın Lübnan misyonuna açıklık getirmesi. Dışişleri bakanlarını bilgilendireceği açıklanan Annan’ın, bölgeye asker gönderilmesinin aciliyetini de değineceği belirtiliyor.

AB diplomatları, AB Ortak Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi Javier Solana’nın Lübnan’da görev yapan BM barış gücü UNIFIL’in güçlendirilmesi için AB ülkelerinin en az 4000 asker destek verebileceğini düşündüğünü belirtiyor. Ancak AB ülkeleri, daha önce 6000 ila 8000 arasında asker gönderebileceklerini açıklamıştı. BM’nin aldığı karar ise bölgeye 15 bin BM gücü konuşlanmasını öngörüyor.

İtalya komutaya talip

AB ülkelerinden İtalya, şu ana kadar yüksek sayıda asker gönderebileceğini açıklayan ülke oldu. Aynı zamanda barış gücünün komutasını üstlenmeye hazır olduklarını duyuran İtalya Başbakanı Romano Prodi’ye göre ülkesinin, barış gücüne 2000 bin kadar asker vermesi söz konusu ve bu rakam, AB’nin göndermesi muhtemel toplam asker sayısının üçte birine tekabül ediyor.

Barış gücüne sadece 200 asker göndereceği için eleştirilen Fransa ise İsrail’den Lübnan’a yönelik hava ve deniz ambargosun kaldırmasını istiyor. Fransız Dışişleri Bakanı Philippe Doust-Blazy, basına yaptığı açıklamada, Lübnan’ın ekonomik olarak yeniden kendine gelebilmesi için ambargonun kalmasının şart olduğunu belirtti. Doust-Blazy, bu yöndeki talebini Fransa’yı ziyaret eden İsrail Dışişleri Bakanı Zipi Livni’ye bugün bizzat ileteceğini de sözlerine ekledi.

Almanya ve Türkiye

BM’nin Lübnan’a göndereceği barış gücüne katılmaya niyetli iki ülkenin Türkiye ve Almanya’nın başbakanları Recep Tayyip Erdoğan ve Angela Merkel da dün akşam yaptıkları telefon görüşmesinde, Ortadoğu’da kalıcı barışın nasıl sağlanabileceğini ele aldı. Merkel’ın Ekim ayında yapacağı Türkiye ziyaretine de konunun damgasını vurması bekleniyor.

Türkiye Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ise Suriye dönüşü yaptığı açıklamada olumlu mesajlar verdi. Gül’e göre, Türkiye’nin Lübnan’a asker gönderme konusunda Suriye’den lojistik destek alması söz konusu. BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın 6 Eylül’deki Türkiye ziyaretine kadar Lübnan’a asker gönderme meselesinin netlik kazanması bekleniyor.

Suriye sınırda BM gücü istemiyor

Bu arada barış gücü tartışmalarına Suriye de katıldı. Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Suriye sınırına BM barış gücünün konuşlandırılmamasını istedi. Bunun ülkesine karşı düşmanca bir tavır olacağını ve iki ülke arasında bir düşmanlık yaratacağını kaydetti.

Bunun, Lübnan'ın egemenliğine tecavüz olacağını belirten Esad, Lübnan hükümetinden sorumluluklarına bağlı kalmasını ve iki ülke arasındaki ilişkileri bozabilecek herhangi bir şeye girişmemesini de istedi.

Barış gücünün yetkileri

Bu arada BM barış gücünün yetki çerçevesi de belli olmaya başladı. Reuters haber ajansının eline geçen BM’ye ait gizli bir belge mavi bereli askerlere gerektiğinde kendini savunma amacıyla ateş açma ve şiddet kullanma hakkı tanınacağına işaret ediyor. Şiddet kullanmak ise sivil halkı korumak ya da silahlı düşmana karşı koymak şartına bağlanıyor. BM Genel Sekreteri’nin Özel Danışmanı Vijay Nambiar, Güvenlik Konseyi’nde kabul edilen 1701 sayılı BM kararının uygulanmasına ilişkin belgenin, barış gücüne katılmak isteyen ülkelere iletildiğini söyledi. Danışmana göre, belgeyle ilgili BM’ye şu ana dek büyük çapta değişliklik önerisi getirilmedi.