TÜR 0207 Assad Abdullah

Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile Suudi Arabistan Kralı Abdullah, Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Süleyman ile Beyrut'ta bir araya gelerek üçlü zirve gerçekleştirdi. Suudi Arabistan Kralı Abdullah 1957 yılından bu yana, Suriye lideri Esad ise 7 yıl sonra ilk kez Lübnan topraklarına ayak bastı. Ayrıca bu buluşma kritik bir döneme denk geliyor.

Beyrut'ta Lübnan, Suriye ve Suudi Arabistan liderlerinin katılımıyla düzenlenen üçlü zirve sembolik açıdan büyük önem taşıyor. Sokakları Suriye ve Suudi Arabistan bayraklarıyla süslenen ve olağanüstü güvenlik önlemlerinin alındığı Beyrut'taki zirve, Arap dünyasının kendi sorunlarının üstesinden gelmek için çözüm üretme iradesini ortaya koyuyor.

İstikrara vurgu

Suriye lideri Esad ile Suudi Kralı Abdullah Beyrut'ta istikrara vurgu yaparak Lübnan'daki siyasi gruplara, ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutması yönünde çağrı yaptı. İki liderin ortak açıklamasında ayrıca tüm tarafların diyalog yolunu benimsemesi gerektiği vurgulandı ve İsrail'in saldırıları hazırlığı içersinde olduğu yönündeki iddialara atıf yapılarak, “Dış tehditlerin olduğu bir dönemde milli birlik güçlendirilmelidir” görüşüne yer verildi.

BM de üçlü zirveyi Lübnan için tarihi bir adım olarak nitelendirdi. BM'nin Lübnan Özel Temsilcisi Michael Williams, “Arap liderlerin ziyareti Lübnan'ın geleceği ve istikrarı için büyük önem taşıyor” diye konuştu.

Peki bu zirve neden kilit önem taşıyor? Beyrut Amerikan Üniversitesi'nden Profesör Rami Khoury Suudi Arabistan ile Suriye'nin Arap dünyasındaki iki farklı ideolojik kutbu temsil ettiğine dikkat çekti ve taraflar arasındaki işbirliğinin bölgedeki tansiyonu düşürebilecek nitelikte olduğunu vurguladı. Khoury bu zirve sayesinde Lübnan'da en az 6 ay boyunca sükûnet olacağının altını çizdi.

Gerilimin kaynağı

Lübnan'daki gerilimin kaynağı Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın Hariri suikastini aydınlatmaya çalışan BM Lübnan Özel Mahkemesi'ne ilişkin yaptığı bir açıklama. Nasrallah sonbahar aylarında açıklanması beklenen soruşturma raporunda 2005 yılındaki Hariri suikastından bazı Hizbullah üyelerinin sorumlu tutulduğunu iddia etti ve mahkeme üyelerini İsrail ve ABD'nin işbirlikçileri olarak nitelendirdi. Nasrallah Hizbullah üyelerinin gerçekten Hariri suikastinden sorumlu tutulması halinde Lübnan'da işlerin daha da kötüye gideceğini söyledi.

Hizbullah'ın kimseden korkmadığını ifade eden Nasrallah, “ O zaman sonuçlarına da katlanırlar” sözleriyle tehdit savurdu.

Suriye'nin Hizbullah ile özel ilişkileri var. Hatta Lübnan, suikasttan Suriye'yi sorumlu tutmuş, Şam yönetimi iddiaları reddetmişti. Ancak oluşan uluslararası baskılar üzerine Suriye askerlerini Lübnan'dan çekmek zorunda kalmıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

Jens Wiening/Ajanslar

Çeviri: Değer Akal

Editör: Hülya Topcu