1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

"Laiklik anlayışına aykırı bir görüntü"

2 Eylül 2021

Yargıtay'daki dualı açılışı değerlendiren siyaset bilimci Prof. Dr. Tosun, Erdoğan'ın seçim öncesi dinsel sembollerle Anadolu'daki seçmenine mesaj vermeye çalıştığını, popüler desteğini artırmak istediğini kaydetti.

https://p.dw.com/p/3zqYE

Yüksek yargıda dualı açılış rahatsızlığı

2021-2022 Adli Yıl Açılış Töreni'nde Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca ile birlikte dua etmesi tartışma yarattı. Bu durumun Yargıtay'da bazı üyeler arasında "geleneklere aykırı olduğu" gerekçesiyle rahatsızlık yarattığı öğrenildi. Siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim öncesinde dinsel simge ve sembollerle Anadolu'daki seçmenine mesaj vermeye çalıştığını kaydetti.

2021-2022 Adli Yıl Açılış Töreni'nde Diyanet İşleri Başkanı Erbaş'ın dua etmesi, buna Yargıtay Başkanı Akarca'nın da katılması tepkilere neden oldu. Tören sırasında bazı yüksek yargıçların duaya eşlik ettiği görülürken, bazılarının ise buna dâhil olmadıkları görüldü.

Alınan bilgiye göre, tartışma yaratan bu görüntüler Yargıtay ve Danıştay'da da kısmen rahatsızlık yarattı. DW Türkçe'nin konuştuğu bazı yüksek yargıçlar, adli yıl açılışında Diyanet İşleri Başkanı'nın dua etmesinin Yargıtay geleneklerinde olmadığına dikkat çekti. Bir Yargıtay üyesi, şu görüşleri ifade etti:

"Bizim için de sürpriz oldu. Programda böyle bir şey yoktu. Bu görüntülerden yargı açısından biz de rahatsız olduk. Yargının ruhuna Fatiha okunmuş gibi bir görüntü oluştu."

Ali Erbaş'ın Yargıtay'daki açılışta dua etmesini, yargıdaki milliyetçi ve muhafazakâr kökenli bazı üyelerin de eleştirdiği öğrenildi.

DW Türkçe'nin konuştuğu bazı üyeler ise bunun normal olduğunu, bu tür bina açılışlarında dua edilebileceğini ifade etti.

Dua sahnesi ne anlama geliyor?

Peki, adli yıl açılış töreninde dua edilmesi ne anlama geliyor?

Siyaset bilimci Prof. Dr. Tanju Tosun, laikliğin kavramsal anlamına bakıldığında, 'laiklik ezberiyle örtüşmeyen bir görüntü' olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu:

"Şimdi geleneksel olarak laikliğe atfettiğimiz kavramsal anlama baktığımızda, ister din ve devlet işlerinden ayrılması isterse de devletin bütün inanç gruplarına tarafsız kalması anlamında bakıldığında, bizim laiklik ezberlerimizle örtüşmeyen, laiklik anlayışına aykırı bir görüntü. Burada tabii, mesele aslında yargının eylem ve işlemlerinin laik referanslar üzerinde mi yoksa bir takım inanç sistemleri üzerinden yapılacağıdır. Batılı anlamda düşündüğümüzde böyle bir görüntü batıda olsa problem olmaz. Ancak Türkiye'de din ve inanç sistemi bir takım simgeler ve semboller üzerinden meşrulaştırılmaya çalışılıyor."

Türkiye'de Diyanet'in konumu tartışması sürüyor

'AKP sosyolojisine mesaj'

Siyaset bilimci Tanju Tosun, Yargıtay'daki görüntülerle iktidarın bir takım inanç simgeleri ve sembolleri aracılığıyla topluma mesajlar vermeye çalıştığına dikkat çekti. "İktidarın 'biz sizin inanç sisteminizi de din anlayışınızı da kamuda temsil ettiriyoruz ve görünür kılıyoruz' dediğini" ifade eden Tosun, şöyle konuştu:

"Devletin yapısının dinselleştirildiği gibi iddialı bir değerlendirmede bulunmak için yargı fonksiyonlarının referanslarında dinin ne kadar yer aldığına bakmak lazım. Burada gördüğüm kadarıyla simgeler ve semboller aracılığıyla özellikle Anadolu'da AKP'nin sosyolojisine yönelik bir mesaj verilmek isteniyor. Ama bunun daha ileri adımları olabilir mi, ben Türkiye'nin koşullarında böyle bir şey olacağını düşünmüyorum."

Yargıtay'daki görüntüler; Ayasofya'nın ibadethaneye açılması, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkılması ve Diyanet'in devlet protokolünde yükselmesinin ardından geldi. Siyaset bilimcisi Tosun, buna ilişkin şu yorumu yaptı:

"Bütün bu puzzle'ı bir araya getirdiğimizde, Türkiye'nin cari halk İslam'ından geleneksel olarak AKP'ye kadar egemen olan İslam ve laiklik anlayışına karşı bir alternatif laiklik anlayışı dikkat çekiyor. AKP bunu savunurken batıda da işte devlet başkanının parlamentolarda açılışta dini referansla dua etmesinde kimi kamu kurumlarındaki inanç referanslarını kullanıyor. Ama Türkiye'nin koşulları düşünüldüğünde batıdaki laiklik anlayışını birebir Türkiye'de uygulamak mümkün değil. Özellikle (iktidar) seçime giden süreçte bu tür simge ve semboller aracılığıyla kendi seçmenine bir anlamda bu inanç sisteminin kamuda simgesel anlamda da olsa görünür hale gelmesiyle popüler desteğinin artması projesi olarak düşünülebilir."

'Alternatif laiklik kurumsallaşamaz'

Peki, Türkiye'deki devlet kurumlarında laiklik anlayışı değişir mi?

Prof. Tanju Tosun, burada semboller ve simgelerin, kitlelerle temas kurma anlamında önemli olduğunu ancak Türkiye'de laiklik kurumunun tüm bu simgesel girişimlere rağmen kitle nezdinde tuttuğunu kaydetti, "alternatif bir laikliğin Türkiye'deki devlet sistemi içinde kurumsallaşması pek mümkün görünmüyor" diye konuştu.

 

Alican Uludağ

© Deutsche Welle Türkçe

Türkei DW Mitarbeiter Alican Uludağ
Alican Uludağ 2008'den bu yana gazetecilik yapan Alican Uludağ, yargı ve insan hakları gibi konulara odaklanıyor.alicanuludag