Leipzig 1000 yaşında. Mutlu yıllar!

Leipzig Avrupa ticaret yolları Via Regia ve Via Imperii’nin kavşağında kurulu olması nedeniyle dünyadaki en eski fuar merkezleri arasında sayılır. Bugüne kadar etkileyici ticarethaneler, hanlar ve pasajlar şehre şekil vermiştir. 20’nci yüzyılda fuar etkinlikleri şehir dışına kaydırıldı. Geleneksel Leipzig Kitap Fuarı 1996’dan beri yeni fuar alanında düzenleniyor.

Leipzig’in kalbindeki Aziz Nikolai Kilisesi aynı zamanda zengin tarihi de yansıtıyor. Yapımına 1165’te başlanan kilisede reformist Martin Luther vaaz vermiş, besteci Johann Sebastian Bach’ın John Passion eseri ilk kez burada icra edilmiştir. Nikolai Kilisesi’nde başlayan barış duaları 1989’daki Barışçıl Devrim ve Duvar’ın yıkılmasıyla taçlandı.

Şehirdeki ikinci önemli kilise konumunda. Johann Sebastian Bach’ın uzun yıllarını geçirdiği kilise girişinde bir de heykeli dikili. Bach burada yıllarca dünyaca ünlü Aziz Thomas erkek korosunu da yönetti. Ünlü bestecinin mezarı da bu kilisede bulunuyor.

Bach’ın yanı sıra Leipzig’den çıkan diğer büyük isimler de dünya müziğine yön vermiştir. Felix Mendelssohn Bartholdy, Edvard Grieg, Gustav Mahler, Clara ve Robert Schumann burada yaşamış ve çalışmış, Hanns Eisler ve Richard Wagner Leipzig’de doğmuştur. Dünyaca ünlü Gewandhaus Orkestrası 1981’den beri fotoğraftaki yeni binasında çalıyor.

Yazar Friedrich Schiller ünlü “Neşeye Övgü” şiirini 1785’te burada yazdı. Daha sonra Ludwig van Beethoven’ın 9. Senfonisi’nin bir bölümüne uyarladığı eser, yüzyıllar sonra Avrupa Birliği’nin resmi marşı haline geldi. Bir süre Leipzig’de yaşayan Johann Wolfgang von Goethe için de ünlü draması Faust’un ortaya çıkmasında Auerbach Lokantası gibi otantik mekanlar esin kaynağı oldu.

91 metre yüksekliğindeki anıt, 1813’teki kanlı savaşta Rusya, Prusya, Avusturya ve İsveç müttefik ordularının Napolyon ve müttefikleri karşısında kazandığı zafer anısına dikilmiştir. Sonuç: yüzbinlerce ölü ve yaralı. Bugün anıtın tepesindeki seyir platformu ziyaretçilere güzel bir Leipzig manzarası sunuyor.

2009’da 600’üncü yılını kutlayan Leipzig Üniversitesi Almanya’nın en eski üniversitelerinden biri olma özelliğini taşıyor. Bu bölümde 1968’e kadar üniversitenin 13. yüzyıldan kalma kilisesi bulunuyordu. Ancak Doğu Alman hükümeti kampüsü genişletmek için kiliseyi yıktı. Kilisenin yeniden inşası birkaç yıldır sürüyor.

Tüm Almanya’dan gençleri kente çeken sadece üniversitesi değil. Leipzig, duvarın yıkılmasından 25 yıl sonra sanatçılara ve Startup girişimcisine kendilerini geliştirmeleri için birçok imkan sunuyor. Bu gençler birçok küçük dükkan, bar ve galerilerin bulunduğu Karl-Liebkneht caddesi gibi yerlerle şehrin yaratıcı hayatına şekil veriyorlar.

Leipzig müzik, edebiyat ve tarihin yanı sıra çağdaş resim sanatının da merkezi haline geldi. Sanatçılar 1990’daki birleşme öncesi Plagwitz ilçesindeki terkedilmiş endüstri alanına taşınarak ‘Yeni Leipzig Okulu’nu kurdu. En ünlü temsilcisi Neo Rauch’un tabloları bugün dünyaca ünlü ve yüksek fiyatlara alıcı buluyor.

Kentin güneyindeki Cospuden Gölü, Lago Cospuda olarak da anılır. Eski bir kömür madeni işletmesi üzerinde oluşan yapay göl 1993’den beri kenttekilere Akdeniz havası yaşatıyor. Ziyaretçiler bugün kıyıdaki birçok kafede dinlenip, sahillerinde yazın tadını güneşlenerek, yüzerek ya da sörf yaparak çıkarıyor. © Deutsche Welle Türkçe