1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Likeminds” mobiliteyi tartışıyor

8 Ağustos 2012

Robert Bosch Vakfı tarafından desteklenen “Likeminds” programının ikincisi bu sene yapılıyor. Genç Türk ve Alman uzmanların katıldığı programın konusu ise “Günümüzde Mobilite”.

https://p.dw.com/p/15lj9
Fotoğraf: Europäische Akademie Berlin

Türk-Alman ilişkilerini yakından ilgilendiren konuların akademik bir çerçevede tartışılmasını sağlayan “Likeminds – Alman Türk Genç Uzman İnisiyatifi” programına sekizi Türk sekizi Alman olmak üzere 16 genç uzman katılıyor. Robert Bosch Vakfı’nın desteğiyle hayata geçirilen "Likminds"ın geçen yılki konu başlığı dış politika idi. Programda bu sene ise teknolojinin gelişmesi, küresel ticaretin hızlanması ve sınırların esnemesi ile birlikte önemi gittikçe artan ‘mobilite' konusu üzerinde duruluyor. Programın koordinasyonunu Türkiye’de Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi, Almanya'da ise “Europäische Akademie Berlin” (Berlin Avrupa Akademisi) üstleniyor.

Fikir Robert Bosch Vakfı’na ait

Her iki ülkeden belli bir alanda uzmanlık kazanmış, profesyonel meslek hayatının başındaki parlak gençleri buluşturan projeyi Avrupa Akademisi yöneticilerinden Dr. Andrea Despot şu sözlerle anlatıyor: “Bu düşünceyi Robert Bosch Vakfı ortaya attı. Kanımca projenin içeriksel amacı, katılımcıların iki ülke arasında sürekli gündeme gelen klasik tartışma konularının dışındaki konular hakkında görüş alışverişinde bulunabileceği, uzmanlık gerektiren bir konu hakkında tartışabileceği ve zamanla da birbirleriyle bir ağ oluşturabileceği bir Alman-Türk projesi geliştirmek.”

Dr. Andrea Despot.
Dr. Andreas DespotFotoğraf: Europäische Akademie Berlin

Programın katılımcıları arasında akademisyenlerden, sivil toplum kuruluşu çalışanlarına, uluslararası kuruluşlarda görevli uzmanlardan, mühendislere ve hukukçulara kadar geniş bir yelpazede mesleki tecrübeye sahip uzmanlar bulunuyor. Konuların seçiminde güncel sorunların ön planda tutulduğunu belirten Andrea Despot, her iki ülke için de ilginç olabilecek ve çeşitli açılardan tartışılmaya müsait konulara programda yer vermeye çalıştıklarının altını çiziyor. Katılımcıların seçiminde ise iki aşamalı bir başvuru süreci izlendiğini vurgulayan Despot, adayların başvurularında gönderdikleri niyet mektubunun seçim aşamasında rol oynadığını belirtiyor.

Her yönüyle mobilite

“Likeminds”ın bu seneki konusu olan mobilite ise üç bölümden oluşan programda her yönüyle tartışılıyor. Programın ilk aşamasında Türk katılımcılar üç günlük bir seminerde İstanbul’da, Alman katılımcılar ise Berlin’de bir araya gelmişti. Her iki grubun buluştuğu ikinci seminer haftası ise geçtiğimiz günlerde Berlin’de düzenlendi. Çeşitli uzmanların mobilite konusunu farklı açılardan ele aldığı seminerlerde katılımcılar da kendi gözlem ve tecrübelerini aktarma imkanı buldu. İki ülke arasındaki farklılıklarının da üzerinde durulduğu seminerlerde, özellikle büyük kentlerdeki ulaşım sorunları, çevre, teknolojik gelişmeler ve mobilite-göç ilişkisi gibi konular ön plana çıkıyor. Katılımcılar ekim ayında da programın üçüncü ve son bölümünde yeniden İstanbul'da buluşacak.

Katılımcılardan Sabancı Üniversitesi Siyaset Bölümü öğretim üyesi Dr. Özge Kemahlıoğlu, programın kendisi için faydalarını şu sözlerle anlatıyor: “Ben daha çok mobiliteyi yerel hükümetlerle ilişkisi açısından düşünmüştüm. Mesela sosyal bilimlerde genelde dikey mobilite üzerinde durulur, yani kişilerin eğitimleriyle pozisyonları değişiyor mu, ya da yıllar içerisinde gelirleri değişiyor mu? Ama onun dışında da bir de yatay mobilite, yani yerel hükümetlerin bu süreçte nasıl yer aldığı da sorgulanır. Ben de yerel hükümetlerle çalıştığım için ilgimi çeken bir konuydu.” Kemahlıoğlu, mobiliteyi çok farklı açılardan düşünmenin bu programın kendisine en önemli katkısı olduğunu söylüyor.

Veranstaltung Likeminds
Likeminds Berlin'deFotoğraf: Europäische Akademie Berlin

Ankara'da Uluslararası Göç Örgütü’nde görev yapan Susanne Schulz ise programın Alman katılımcıları arasında. Schulz, kendisinin esas uzmanlık alanının "göç" olduğunu, ancak program sayesinde göç meseleleri dışında da mobiliteyi tartışabildiğini vurguluyor. “Bir Türk-Alman programı olması da çok ilgimi çekti” diyen Schulz, Ankara’da yaşayan bir Alman olarak Türk-Alman girişimlerinde bugüne kadar fazla yer alma fırsatı bulamadığını, bu programın kendisine bu yönde bir fırsat verdiğini sözlerine ekliyor.

“Amacımız Likeminds topluluğu oluşturmak”

Geçen yıl başlayan Likeminds programının başvuru tarihleri her yıl Robert Bosch Vakfı tarafından ilan ediliyor. Proje Yöneticisi Dr. Andrea Despot programı sürdürmeyi planladıklarını belirterek, “Sonunda büyük bir Likeminds topluluğu oluşturmak istiyoruz” şeklinde konuşuyor. Katılımcıların çoğu da, programın kendileri için yalnızca akademik açıdan faydalı olmadığını belirterek, aynı zamanda farklı alanlarda uzman, yeni insanlarla tanışmış olmanın kendileri için büyük bir kazanç olduğunu vurguluyor. Avukat Faruk Davos, “Bu programın bana en büyük getirisi insani tecrübeler” sözleriyle düşüncelerini özetliyor.

Türkiye-Almanya arasında işbirliğini güçlendiren ve her iki ülkeyi de yakından ilgilendiren konuların tartışılması için akademik bir platform yaratan Likeminds programı, gelecek yıllarda yeni katılımcılarıyla çalışmalarına devam edecek.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Başak Özay

Editör: Ahmet Günaltay