1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Müslüman çatı örgütüne tepkiler

Meltem Yurtbil/DW, Ajanslar12 Nisan 2007

Almanya’da dört büyük Müslüman örgütün Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi adı altında birleşmesi, farklı tepkilere neden oldu. Alman İçişleri Bakanlığı ve kilise gelişmeyi sevindirici olarak tanımlarken bazı siyasiler yeni oluşumun Almanya’daki Müslüman toplumun sadece bir bölümünü temsil ettiğini öne sürerek, Konsey’in devlet düzeyinde tek muhatap olarak alınmamasını istiyor.

https://p.dw.com/p/AZQK
Koordinasyon Konseyi'nin özellikle mutaassıp kesimi temsil ettiği iddia ediliyor.
Koordinasyon Konseyi'nin özellikle mutaassıp kesimi temsil ettiği iddia ediliyor.Fotoğraf: AP

Berlin hükümeti, özellikle 11 Eylül saldırılarından sonra, ülkedeki yabancılar ve sayısı 3.5 milyonu bulan Müslümanlarla diyaloğu daha da geliştirme arayışına girdi. Alman hükümeti bu kapsamda uyum zirveleri düzenledi ve yabancıların Alman toplumuna entegrasyonu için uyum planları üzerinde çalıştı.

Ancak Berlin her defasında ülkede özellikle Müslümanlar konusunda tek ve yetkili bir muhatap bulamamaktan şikayetçiydi. Almanya Müslümanları Merkez Konseyi, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB), İs­lam Kültür Merkezleri Birliği ve Almanya İslam Konseyi’nin bir araya gelmesiyle oluşturulan Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi bu söz konusu ‘tek muhatap’ olma idiasında.

DİTİB Dinler Arası Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa’ya göre, Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi, hem ülkedeki Müslümanların kendi içinde hem de Alman devletiyle arasındaki diyaloğun daha etkin bir şekilde sürdürülmesine katkı sağlayacak. Konsey’in Almanya’daki Müslümanların çoğunu temsil ektiğini söyleyen Alboğa “Bununla yıllardır ‘birlik kuralım’ beklentisinde olan Müslümanların çağrısına cevap vermek istedik . Hem de Alman kamuoyunun, basının ve politikanın sürekli olarak bizden benzer talepleri vardı: Bir muhatap arıyorlardı” dedi.

Müslümanların tamamını temsil etmiyor

Ancak Kuzey Ren Vestfalya eyaletinin Hıristiyan Demokrat Birlikli Uyum Bakanı Armin Laschet aynı görüşte değil. Laschet, “Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi diyalog yolunda atılan olumlu bir adımdır” demekele birlikte, Konsey’in ülkede yaşayan Müslümanların tamamını temsil etmediği için devletle iletişimde tek başına yetkili olamayacağını belirtti. Armin Laschet’e göre “Müslümanlar Koordinasyon Konseyi’nin Almanya’daki Hıristiyan cemaat gibi özel yasal statüye kavuşması ve Protestan ya da Katolik Kilisesi gibi vergi avantajlarından faydalanması söz konusu değil.”

“Müslümanlar Koordinasyon Konseyi’nin sadece diyalog sürecini başlatabilecek bir örgüt olduğunu belirten Laschet “Bunun en büyük yararı, devletin bundan böyle kendisine, farklı görüşler savunan hatta bazen kendi aralarında ihtilafa düşen ayrı ayrı derneklerle görüşmekten ziyade, Almanya’daki Müslümanların sesi olabilecek, yetkili bir muhatap bulabilecek olmasıdır. Bu, diyaloğu kolaylaştıracaktır ve yeni bir sürecin başlangıcı olacaktır” diye konuştu.

"Talepler artarsa tehlikeli olabilir"

Oysa Almanya Müslümanları Koordinasyon Konseyi’nin örneğin Alman okullarında İslam dersi verilmesi ya da Hıristiyan cemaatlerine tanınan özel yasal statünün Müslüman cemaatlere de tanınması gibi beklentileri var.

Alman Sosyal Demokrat Parti milletvekili Lale Akgün’e göre Konsey'in Almanya’daki kiliselerle benzer statüye kavuşmak istemesi olumsuz sonuçlar doğuracak nitelikte. Konsey’de özellikle mutaassıp kesim temsilcilerinin çoğunlukta olduğunu belirten Akgün, Almanya’daki Müslümanların çoğunun yeni kurulan Konsey’le benzer görüşlere sahip olmadığını savunuyor.

Akgün'e göre: “Birleşme, Konsey kurmakla bitmeyecek, ikinci adım olarak kiliseler gibi bir kuruluş olma hakkını isteyeceklerdir. Bunun ardından vergi toplama olayı gelecek. Devlete ‘bizim için Müslümanlardan vergi topla’ diyecekler. Yani o zaman bütün Müslümanların, aynı görüşleri taşısalar da taşımasalar da, oraya üye olmaları istenecektir. İşte o zaman tehlikeli bir duruma geliyoruz. Almanya’daki politikacılar ‘Artık bir muhatabımız var. Problemler çözüldü’ diye düşünebilir. Ama şunu söylemek istiyorum: Problemler artmaya başlayacak.”