1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Müslümanlar'a karşı önyargılar arttı

Franz Budemer8 Mart 2005

İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu’nun Viyana’da açıklanan kapsamlı bir araştırmasının sonuçlarında, 11 Eylül saldırılarından sonra İslam karşıtı önyargıların arttığına ve Avrupa ülkelerinde İslam’la terörün bağdaştırıldığına dikkat çekildi...

https://p.dw.com/p/Aavk
Almanya'nın Essen kentindeki Fatih Camisi...
Almanya'nın Essen kentindeki Fatih Camisi...Fotoğraf: dpa

İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu’nun Viyana’da açıkladığı 150 sayfalık raporda, 11 Avrupa Birliği ülkesini karşılaştırmalı şekilde ele alınıyor. Elde edilen sonuçların; kamuoyu araştırmaları, Müslüman örgütlerin açıklamaları, raporları ve aynı zamanda bireysel şikayetlerinden de oluşan geniş çaplı bir incelemeyle değerlendirildiği belirtiliyor. Rapordan çıkan sonuç ise şu: 11 Eylül 2001’den beri Avrupa’da Müslümanlar artan güvensizlik ve düşmanlıklarla karşı karşıya. New York’taki saldırıdan önce zaten var olan davranış biçimleri daha da belirgin şekilde ortaya konuyor.

İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu Başkanı Ulrich Fischer, Müslümanlar’ın inançları nedeniyle giderek artan ölçüde suçlandığını belirterek “11 Eylül 2001’e kadar yabancı düşmanlığının somut bir siması yoktu. Terör saldırılarından beri çok somut bir görüntüsü var. Bu durum, ortamı tümüyle gerginleştirdi” diye konuştu.

“Türbanlı kadınlara saldırı”

Ama çok az vakada fiziki şiddet söz konusu. Var olan, daha çok dışlama, hakaret, kamuoyu önünde sözlü saldırılar. Çok rastlanan bir hedefi de kadınlar oluşturuyor. Özellikle de Müslüman oldukları hemen anlaşılabilenler. Örneğin Müslüman örgütlerin bir araştırmasına göre, Fransa’da Müslümanlar’a karşı saldırıların yüzde 70’i türbanlı kadınlara yönelik.

Fischer, ayrımcılığın bu biçiminin olumlu uyum çabaları için de bir tehdit olduğunu kaydederek “Ayrımcılık günlük bir olay ve süren tartışma, Almanya’daki birçok Müslüman’ın kenidini dışlanmış hisssetmesine neden oluyor. Bu da kendilerini toplumdan ayırmak isteyen İslamcı aşırı güçler ve gruplar tarafından kullanılıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Almanya’da büyük artış

İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu’na göre bu durum, Almanya için de geçerli. Örgüt, Almanya’da Müslüman karşıtı tavırlarda 11 Eylül’den beri muazzam bir artış olduğuna işaret ediyor. Raporda, Allensbach Enstitüsü’nün yaptığı bir kamuoyu yoklamasına dayanılarak, Almanlar’ın yüzde 83’ünün terörle İslam’ı bağdaştırdığı belirtiliyor. Başka kurumların araştırmalarında ise Almanlar’ın dörtte birinin, İslam dinine inananların ülkeye göç etmesine genel bir yasaklama getirilmesini istediğini ortaya koyuyor.

Bu tür tavırlara örnekler verirken araştırmada politikacıların konuşmalarına da yer veriliyor. Almanya’da Hristiyan Birlik partilerinin başlattığı “yönlendirici kültür” tartışması ya da başarısız olduğu iddia edilen çokkültürlü toplum hakkındaki tartışmalara değiniliyor. Çok çeşitli kesimlerin öne sürdüğü “Müslüman paralel toplumlar” tehlikesi de gündeme geliyor.

“Hükümetlere görev düşüyor”

İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu’na göre, bütün bunlar Müslümanlar’a karşı bir çeşit genel kuşkuya, toplu suçluluk inancına yol açıyor. Fakat İnsan Hakları Uluslararası Helsinki Federasyonu Başkanı Ulrich Fischer de bu konuda anlamlı bir tartışma yapılmadığına değinerek “Bütün tarafların, böyle bir tartışmanın ne kadar önemli olduğunu ve ancak birbirimizle ilişkiyi sürdürürsek uygar nitelikli bir toplum olmayı devam edebileceğimizi anlamasını istiyoruz” diye konuştu.

Fischer, buna herkesin katkıda bulunması gerektiğini savunarak, bu noktada önkoşulları sağlaması gereken hükümetlere görev düştüğüne dikkat çekti. Fischer, medyada da İslam’la terörün aynı şey gibi gösterildiğini belirtiyor. Bu arada, terörizmin dinsel nedenlerinin yanı sıra, ondan çok daha önemli ekonomik ve toplumsal nedenlerinin sık sık unutulduğunu ifade ediyor.