1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Macaristan otokrasi yolunda'

Nihat Halici29 Mart 2013

Viktor Orban başkanlığındaki Macaristan hükümetinin, başta yargı olmak üzere yürütme dışındaki erkleri zayıflatmak için attığı adımlar Brüksel'in de tepkisini çekti.

https://p.dw.com/p/186j1
Fotoğraf: Reuters

Macaristan’daki Klubradio ve çalışanları demokrasinin ölçeği sayılıyor. Budapeşte’deki bu özel radyo, medyanın baskı altına alınmasına direniyor. Resmi medya üst kurulu iki buçuk yıl çeşitli bahanelerle frekans ruhsatı vermeyince Klubradio mahkemeye başvurdu.

Klubradio Genel Müdürü Andras Arato, “Lehimizde üç mahkeme kararı çıktı. Kurul her defasında karara itiraz etti. Bizi iki yıldan fazla oyaladılar. İstenilmeyen, eleştirel medyayı maddi bakımdan batırmak için bu yola başvuruluyor” diyor.

Eleştirel habercilik Klubradio’nun alamet-i farikası. Heyecan yaratan son gelişme de Macar hükümetinin üç aşırı sağcı ve Yahudi aleyhtarına liyakat nişanı vermesi. Eski ödül sahiplerinden biri şimdi Klubradio’da çalışıyor. Gazeteci, “Artık bu ödülün sahibi olmak istemem. Nişanımı Bakan'a iade edeceğim” diyor.

Üniversite öğrencileri de dertli

Budapeşte Üniversitesi öğrencileri, aşırı sağcı parti JOBBİK'i alaya alan bir oyun sahneliyor. 'Sarımsak' adlı partilerine, Almanya’daki kafadarlarının Elma Partisi destek veriyor.

Aslında öğrencilerin durumu hiç de iyi değil. Son anayasa değişikliği onları da vurdu. Bundan böyle devlet üniversitesini bitirenlerin, iş bulsalar da bulmasalar da, öğrencilik süreleri kadar ülkede kalmaları gerekiyor.

Budapeşte Üniversitesi’nde felsefe okuyan Armin Lange, “Dolaşım hürriyetinin kısıtlanması bence Avrupa Birliği ilkelerine tamamen aykırı bir uygulama” diyor.

Macar yargısı direniyor

Yargı, öğrenciler gibi çoğu Macar için de hak ve demokrasinin son kalesi sayılıyor. Ama sağ popülist Orban hükümeti üçte ikilik parlamento çoğunluğunun yardımıyla Anayasa Mahkemesi'nin yetkilerini geniş ölçüde elinden alarak otokrasi yönünde bir adım daha atmış oldu.

En acınacak durumda olanlar ise fakirler. Mekânsız olup da yakayı ele veren hapsi boyluyor.

Evsizlere en çok kilise ve hayır kuruluşları yardım ediyor. Rahip Gabor Ivanyi’nin Protestan - Metodist Kilisesi de işsizlere ve sıkıntıya düşen ailelere yardımcı olmaya çalışıyor. Yıllardır zaruret içindeki bin kişiye bakıyor, yüzlerce kişiye yatak veriyor ve fakir ailelerin çocuklarının okula gitmesini sağlıyor. Ama kilise de artık geleceğinden endişeli.

Kilise de şikayetçi

Rahip Gabor Ivanyi, “Topluma hayır hizmeti verip, devletin külfetini azaltıyoruz. Bu nedenle, kilise statümüzün kaldırılıp devlet desteğine yılbaşında son verilmiş olmasını kabul edemeyiz. Şimdiye kadar tesislerimizi kapatmak zorunda kalmamamızı Tanrı'nın mucizesi sayıyoruz” diyor. Metodistler baş rahipleriyle birlikte kiliseleri için mücadele etmekte kararlı.

Yine Klubradio’dayız. Radyo, dördüncü davayı da kazanmış ve devlet medya üst kurulundan nihayet sürekli yayın ruhsatı almış. 25 kişinin çalıştığı radyonun geleceği kurtulmuş, ama sevinçli oldukları söylenemez.

Radyonun genel müdürü Andras Arato, “Üst kurulun kararı henüz elimize geçmedi. Bu bakımdan bize hangi şartların yüklendiğini bilmiyoruz. Onun için sevinmekte acele etmeyelim. Sürekli frekans kullanma izni verilse bile, reklam gelirlerini eski düzeyine çıkarmak bir ila iki yılımızı alacaktır.”

Radyonun logosundaki zebra sembolü, trafik radyoculuğu yaptıkları dönemden kalma. Ama günümüze çok uyuyor. Nitekim zebra, düşmanlarından kurtulmada son derece usta bir hayvan.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/HS/AG/HS/NH