1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel-Erdoğan buluşmasında 4 kritik konu

28 Mart 2010

Liderler, ziyaret öncesi açıklamalarında, Almanya’da Türk okulları, uyum, AB üyeliği ve İran krizi konularında ayrı düştü. Alman siyasetçiler ise “dostlar arasında” sorunların açıkça konuşulabilmesi gerektiğini söylüyor.

https://p.dw.com/p/MgIK
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya Başbakanı Angela Merkel, iki günlük resmi ziyaret için pazartesi günü Türkiye’ye gidiyor. Merkel, Ankara’daki temasları çerçevesinde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Alman hükümet yetkilileri, iki ülke arasında olduğu gibi iki başbakan arasındaki ilişkilerin de iyi olduğunu belirtiyor. Ancak Erdoğan ve Merkel’in, geçen hafta çeşitli gazete ve dergilere verdikleri mülakatlar, iki liderin arasındaki görüş ayrılıklarını ortaya koydu. İki başbakan Türkiye-Avrupa Birliği ilişkileri, Türklere vizesiz seyahat özgürlüğü, Almanya’daki Türk kökenlilerin uyumu ve İran konularında görüş ayrılığı yaşıyor. İktidar ve muhalefet partisinden milletvekilleri ”dostlar arasında” sorunların, görüş ayrılıklarının açıkça konuşulabilmesi gerektiğini söylüyor. Fakat muhalefet milletvekilleri Merkel’in imtiyazlı ortaklık önerisini tekrarlamasını eleştiriyor.

Neden imtiyazlı ortaklık?

Symbolbild EU-Beitritt der Türkei p178
Fotoğraf: BilderBox

Almanya Başbakanı Merkel’in Ankara ziyaretinde en çok dikkat çeken konulardan biri hiç kuşkusuz Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği. Almanya Başbakanı'nın Türkiye ziyareti öncesinde "imtiyazlı ortaklık” önerisini gündeme getirmesi Ankara’nın tepkisine neden oldu. Oysa Hrıstiyan Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP) arasında imzalanan hükümet protokolünde, Türkiye ile müzakerelere ucu açık olarak devam edileceği ifadesi yer alıyor. Merkel’in koalisyon protokolüne sadık kalacağını belirten Federal Alman Meclisi'nin Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) üyesi Thomas Bareis, Başbakan Merkel’in ”imtiyazlı ortaklık” önerisini tekrarlamasının nedenini şu sözlerle açıkladı:

”Avrupa Birliği içinde kendimize açıkça şu soruyu sormamız gerekiyor: Bu kadar büyük, önemli ve kalabalık bir ülkenin, ortaya çıkacak yeni konu ve sorunların Avrupa Birliği üstesinden gelebilecek mi? Bu noktada Almanya’da endişeler mevcut. Başbakan Merkel da bu kaygıların farkında ve insanların hassasiyetlerini tezlerinde dile getirmek zorunda. Bu nedenle, ‘başka bir seçenek bulunup bulunmadığına bakmamız gerekir’ sözünü tekrarlıyor.”

Hükümet protokolü geçerli

Serkan Tören FDP Bundestagsabgeordneter
Serkan TörenFotoğraf: FDP

Hrıstiyan Birlik Partileri ile koalisyonda yer alan Hür Demokrat Parti'nin (FDP) Türk kökenli milletvekili Serkan Tören de hükümet protokolünde yer alan ifadenin geçerliliğini koruduğunu vurguladı. ”Merkel’in açıklaması tabii ki CDU ve CSU’nun açıklaması” diyen Tören, koalisyon anlaşmasında müzakerelerin devam ettiği ve müzakerelerin sonunda Türkiye’nin bütün kriterleri yerine getirip, getirmediğine bakılacağı ifadesinin bulunduğunu söyledi. Tören, ”Dışişleri Bakanımız Guido Westerwelle de Türkiye ziyaretinde müzakarelerin devam ettiğini açıkça söylemiştir” şeklinde konuştu.

Muhalefetten eleştiri

Muhalefette bulunan Sosyal Demokrat Parti Türkiye Koordinasyon Grubu Başkanı Dietmar Nietan da Merkel’in Hrıstiyan Demokrat Parti’nin lideri olarak değil, Almanya Başbakanı olarak taşıdığı sorumluluklar çerçevesinde kalması gerektiğini belirtti:

”Bu şu anlama geliyor; Hrıstiyan Birlik partilerinin Almanya’da söylemek zorunda olduklarından bağımsız olarak, Başbakan Merkel Türkiye’de şunu açıkça ortaya koymalı: Federal Hükümet verdiği sözde duruyor, alınan kararlar geçerlidir, yani Türkiye ile müzakereler Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olma hedefi ile devam ediyor.”

Nietan, Federal Alman Hükümeti’nin izlediği tutumun Türkiye’de hayal kırıklığı yarattığını ifade etti. Muhalefette bulunan Birlik 90/Yeşiller Partisi ile Sol Parti de Merkel'in imtiyazlı ortaklık önerisini tekrarlamasını eleştirdi.

Vizesiz seyahat

Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyaretinde, Ankara’nın gündeme getirmek istediği konulardan biri ise Türklere Avrupa Birliği’nde vizesiz seyahat özgürlüğü sağlanması. Federal Alman Meclisi’nin Avrupa Birliği Komisyonu Türkiye Raportörü Bareiss, vize konusunda halen geçerli uygulamalara devam edileceğini dile getirdi:

”Bu konuda temel düşüncemiz şu; biz Almanya ve Avrupa Birliği’ne kontrolsüz bir göç istemiyoruz. Burada büyük bir tehlike olduğunu düşünüyoruz. Çünkü Almanya’da yaşayan Türk kökenli vatandaşların sayısı çok yüksek, elbette anlaşılabilir bir şekilde çoğunun akrabası, tanıdığı, arkadaşı gelmek isteyecek.”

Merkel’in de, Türkiye ziyaretinde vize konusunda Türkiye’nin istediği yönde bir adım atması beklenmiyor.

Koalisyon ortağı Hür Demokrat Parti, Türklerin vizesiz seyahat özgürlüğü elde edebilmesi için şartları yerine getirmesi gerektiğini belirtiyor. Bu şartlar arasında biyometrik pasaport uygulaması ve Türkiye’nin mültecilere yönelik geri kabul anlaşmasını imzalaması bulunuyor.

Türkiye'nin yükümlülükleri

Vize konusunda Federal Alman Hükümeti'nin tutumu eleştiren Sosyal Demokrat milletvekili Nietan sözlerini şöyle sürdürdü: ”Türk hükümetinin, Avrupa Birliği’nden vizesiz seyahat özgürlüğü tanıyan söz konusu kararın çıkması içini gereken şartları yerine getirme yönünde çaba göstermesini çok iyi buluyorum. Ve eğer Türkiye, Sırbistan gibi, vizesiz seyahat özgürlüğü için gereken şartları sağlarsa, elbette Türkiye’ye de vizesiz seyahat özgürlüğü tanınmalı.”

Birlik 90/Yeşiller Partisi Milletvekili Memet Kılıç ise Sosyal kararına rağmen, Federal Alman Hükümeti’nin vize konusundaki uygulamalarını ”çirkin” olarak nitelendirdi. Almanya’nın bir hukuk devleti olduğunu söyleyen Kılıç, ”hukuk devleti istisna götürmez. Bu durum istisnayı kaldırmaz. Onun için vize muafiyeti hemen, herkes için gelmelidir. Türk vatandaşlarına vize uygulamak hukuksuzdur” şeklinde konuştu.

İran konusunda görüş ayrılıkları

Symbolbild Iran und Atomkraft
Fotoğraf: AP Graphics/DW

Almanya Başbakanının Ankara temaslarında İran’ın nükleer programı da gündemdeki konular arasında bulunuyor. Merkel, İran’ın nükleer programında yeterince şeffaf olmaması durumunda Tahran’a yaptırım uygulanmasından yana bir tutum izliyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ise İran’a yaptırım uygulanmasına karşı. Sosyal Demokrat milletvekili Nietan, İran’ın yeniden görüşme masasına oturmasının sağlanmasında Türkiye’nin önemli bir rolü olabileceğini belirterek, Merkel’in bu konuda Türkiye’yi desteklemesini umduğunu söyledi.

Sol Parti Uluslararası İlişkiler Sözcüsü Sevim Dağdelen ise yayınladığı yazılı açıklamada, İran politikası konusunda Merkel'in Türkiye’ye baskı yapmak istemesini ”çok düşündürücü” olarak nitelendirdi. Dağdelen, Merkel'in Türkiye'nin bölgenin nükleer silahlardan arındırılması önerisini desteklemesi gerektiğini ifade etti.

Türklerin uyumu

Almanya’da yaşayan Türklerin uyumu konusunda da iki başbakan arasında görüş ayrılığı yaşanıyor. Erdoğan'ın Almanya'da Türk okulları açılması önerisine ziyaret öncezinde Merkel'den ”hayır” yanıtı geldi. Birlik 90/Yeşiller Milletvekili Memet Kılıç, bu konulardaki görüş ayrılıklarına rağmen, Başbakan Merkel’in Türkiye ziyaretinde şu mesajı vermesi gerektiğini dile getirdi: ”Türkiye’ye gittiğinde başbakanım, Türkiye’nin başbakanına demeli ki, biz yıllardır ortak çıkarları olan ve onun ötesinde 1960’dan bu yana göç almış ve memleketinizde de bir çok Alman vatandaşı yaşıyor, özellikle yaşlı Almanlar, 100 bin civarında sayısı. Biz artık ortak halkları olan iki devlet olduk, onun için aramızdaki gerginlikleri giderecek her türlü çalışmayı yapmalıyız.”

© Deutsche Welle Türkçe


Jülide Danışman / Berlin

Editör: Ayhan Şimşek