1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Merkel: Türkiye-Fransa gerilimi çok ciddi

1 Temmuz 2020

Almanya Başbakanı Merkel, Federal Meclis'te milletvekillerinin sorularını yanıtlarken NATO'daki Türk-Fransız gerginliği, Türkiye-AB ilişkileri ve mülteci mutabakatıyla ilgili açıklamalar yaptı.

https://p.dw.com/p/3ee0n
Fotoğraf: picture-alliance/AP Photo/K. Nietfeld

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Federal Meclis'te milletvekillerinin sorularını yanıtladığı oturumda Türkiye ile ilgili açıklamalarda da bulundu.

NATO içinde Türkiye ile Fransa arasında yaşanan gerilimi ve bir Türk fırkateyninin Fransız savaş gemisine radar kitlemesi yaptığına dair iddialarla ilgili bir soruyu yanıtlayan Merkel, "Bunu biz de çok ciddiye alıyoruz. Fransa Cumhurbaşkanı ile de bu olayla ilgili görüştüm. Orada tam olarak ne olduğu NATO'da inceleniyor. Rapor henüz hazır değil ama NATO'ya üye devletler arasında bu tür olayların tekrarlanmaması için elimizden gelen her şeyi yapmamız gerekiyor. Bu çok ciddi" dedi.

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly, 18 Haziran'da yaptığı açıklamada, Libya'ya silah taşıdığından şüphelenilen Tanzanya bandıralı "Çirkin" adlı kargo gemisinin transponder sistemini kapatarak kimlik kodu, nihai destinasyonu gibi bilgileri gizlediğini, bunun üzerine NATO misyonu "Sea Guardian"da görev yapan Fransız "Courbet" gemisinin "Çirkin"i kontrol etme girişiminin gemiye eşlik eden Türk fırkateynleri tarafından engellendiğini söylemişti. Parly, Türk fırkateynlerinin Fransız savaş gemisi "Courbet"e üç kez "radar aydınlatması" yaptığını belirtmişti. Türkiye ise suçlamaları reddediyor.

"Türkiye ile ilişkilerde tutarlılık önemli"

Federal Meclis'teki oturumda Merkel'e, Almanya'nın 1 Temmuz'da başlayan AB Dönem Başkanlığı ve Türkiye ile ilgili izlenecek politikayla ilgili bir soru da yöneltildi. Merkel, Türkiye konusunda Fransa ile ortak bir politika oluşturulup oluşturulmadığına yönelik bir soruya, Türkiye ile ilgili tutarlı bir stratejiye ihtiyaç olduğu yanıtını verdi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Pazartesi günü Almanya'yı ziyaret etmişti.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron Pazartesi günü Almanya'yı ziyaret etmişti.Fotoğraf: Getty Images/M. Hitij

Tutarlı bir Türkiye stratejisinin karşılıklı bağlar ve eleştiri konusu unsurlar olmak üzere iki ögeyi içermesi gerektiğini belirten Merkel, "Bu iki ögeden biri, stratejik olarak birbirimize bağlı olduğumuz gerçeği. Örneğin NATO'da birlikteyiz, ama aynı zamanda mülteci sorununun çözümü de Türkiye-AB mutabakatında olduğu gibi sadece ikili temaslarla mümkün olabilir" dedi. Merkel, Libya ve Suriye gibi "pek çok boyutu olan" konuları da stratejik bağlar arasında sıraladı.

"Sadece Fransa ile birlikte üstesinden gelebiliriz"

Diğer yandan "Türkiye'de insan haklarının durumu, Türkiye'nin Kıbrıs ve Yunanistan açıklarında sondaj çalışmaları yürütmesi" gibi eleştirilmesi gereken konular bulunduğunu belirten Merkel, "Bu iki unsuru bir arada yürütmek önemli. Taraflar arasında yeniden görüşmeler başlaması için çalışıyoruz. Almanya, Türkiye ile ilişkileri çeşitli boyutlarıyla yürütebilmeye çalışıyor. Bu her zaman kolay değil ve sadece Fransa ile birlikte çalışarak bunun üstesinden gelebiliriz" dedi.

Bir milletvekilinin, Yunanistan'ın sığınmacılara yönelik Ege Denizi'nde insan hakları ihlallerinde bulunduğu yönündeki suçlamalarla ilgili sorusunu yanıtlayan Merkel, insan haklarına riayet edilmesi gerektiğini, ancak asıl konunun durumun bu noktalara gelmemesini sağlamak olduğunu vurguladı. Bu noktada AB'nin "sınır komşusu" Türkiye ile diyaloğun önemine dikkat çeken Merkel, "Örneğin Türk-Yunan kara sınırında yaşananlar sığınmacılar üzerinden siyaset yürütmekti. Bunun tekrarlanmasına izin verilemez" dedi.

Türkiye'nin sığınmacılara batı sınırlarını açmasının ardından Mart ayında binlerce sığınmacı Yunanistan sınırına akın etmiş, Türkiye ile AB arasında diplomatik gerginlik yaşanmıştı. Bu tür durumların yaşanmaması için ilgili ülkelerle düzenlenmiş kurallara ve anlaşmalara gerek olduğu vurgusunu yapan Merkel, "Bunu savunmaya devam edeceğim. Türkiye ile AB arasındaki mülteci mutabakatı nedeniyle bana da üzücü bir şekilde çok eleştiri yöneltildi. Ancak ben, sığınmacıların şu an mali yardımlarla yapmaya çalıştığımız gibi yaşadıkları ülkelerde iyi bir şekilde yaşamalarını sağlamaktan daha insani olabilecek başka bir imkan görmüyorum" dedi.

DW/BK,JD

© Deutsche Welle Türkçe