1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git
Lifestyle

Mizah okulu LeMan dergisi 25 yaşında

9 Şubat 2017

LeMan’ın çeyrek asırlık muhalif geçmişi, iktidar baskıları ve yetiştirdiği sanatçılarla dolu. Çizerlerinin ifadesiyle LeMan, Türkiye’nin son döneminin vicdanı, hafızası ve -acı ama güleryüzlü- tarih okuması.

https://p.dw.com/p/2XCjX
Türkei Satire-Zeitung Leman
Fotoğraf: DW

Türkiye tarihinin son döneminin en eski bağımsız mizah dergisi LeMan, bugün İstanbul’da düzenlenecek bir dayanışma gecesi etkinliğiyle 25. yılını kutluyor. Geride, mizah, güleryüzlü bir hiciv ve muhalefetle dolu 1300’den fazla sayı, bu bünyeden yetişmiş onlarca çizer ve yazarla, hemen tüm iktidarlar döneminde olduğu gibi süregiden baskılar var. Son olarak, 15 Temmuz’daki kanlı darbe girişiminden sonraki hafta çıkardığı “Darbe Özel Sayısı”nın dağıtımı, polis tarafından matbaada engellenmişti LeMan’ın.

"LeMan halkın vicdanıdır"

Haftalık derginin ilk günden bu yana çizerleri arasında bulunan Suat Özkan, LeMan’ı şu sözlerle tanımlıyor: “LeMan, bu halkın, bu ülkenin son 25-30 senelik vicdanıdır, hafızasıdır, gülümsemesidir, eğlencesidir. Son 30 yılın gençliğine yön veren, oradaki mizah anlayışını benimseten bir olgudur.”

Suat Özkan, Karikaturist
Suat ÖzkanFotoğraf: DW/K. Akyol

LeMan, yaratıcısı Oğuz Aral’ın tirajı yüz binleri aşan 1970 ve 1980’li yılların kült mizah dergisi Gırgır okulunda yetişenler tarafından kuruldu. Gırgır’dan kopan bir grup çizer ve yazar, 1985’te Limon’u çıkardı. Bu dergi, 1991'de bağımsızlığını ilan ederek, LeMan adını aldı.

Derginin kurucularından Tuncay Akgün, 1990’lı yıllardaki Türkiye’yi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki şiddetli çatışmaları, köy yakmaları, yargısız infazları, işkenceyi, insan hakları ihlallerini hatırlatıyor: "O süreçten öne çıkan şey, neredeyse bir çok noktada tek muhalif yayın organı gibi olmamız. Çünkü, o zaman da net bir medya teslimiyeti vardı. Bireyi ve toplumun baskılayan şeyleri kırmaya çalıştık.”

Tuncay Akgün Chefredakteur
Tuncay AkgünFotoğraf: DW/K. Akyol

“Geriye dönüp baktığımızda,” diye devam ediyor çizer Akgün, “kimseye eyvallahımız olmadı, bunun altını çizmek isterim. Ne kurumlar, ne kişiler, ne de onların araçlarına.” Davalar, cezalar, telefonları kilitleyen küfürler, tehditler, Akgün’ün “bindirilmiş kıtalar” diye ifade ettiği, bugünkü söylemiyle "sosyal medya trolleri”, hem geride, hem de bugünde.

Usta çizer, halen “daha söylemeden baskı altına alınmaya çalışıldıklarını” belirtiyor. Çünkü, mizahın söylediklerinin etkili olduğunun bilindiğini, LeMan’ın bu etkili alanda kurumlaşmış bir yapı olduğunu söylüyor. Ama, gelecekten umutlu. “50 yılı aştığımızda daha da güçlü olacağız” diyor.

Karikatur der Satire-Zeitung Leman
Leman'ın 25'inci yılında İpek Özsüslü DW Türkçe için çizdiFotoğraf: Leman/İpek Özsüslü

"Mizah bir eleştiri kurumu"

Peki, neden hep muhalefet? Tuncay Akgün’ün yanıtı şöyle: “Bizim işimiz bu. Mizah temelde, aslında bir eleştiri kurumu. Biz de işimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. İşte onun için bazen elimizin ayarı sert. Bence iktidarlar bundan faydalanmayı düşünmeliler. Çünkü, eleştiri aynı zamanda sağaltıcı, tedavi edici bir şey.”

LeMan, içinden çıktığı Gırgır gibi, yıllardır bir okula dönüşmüş durumda. Leman’dan ayrılanlar 2002 yılında Penguen dergisini, buradan ayrılanlar da 2007’de Uykusuz’u çıkardı. Akgün, kendisinin de Gırgır okulu ve ustası Oğuz Aral’ın öğrencisi olduğunu hatırlatıyor. Mizah dergilerinin bir doğurganlığı olduğunu söylüyor.

“Mizah dergileri sanatçılarını, yazar ve çizerlerini kendi okurlarından yaratan yerler” diyor Akgün, “Dolayısıyla biz de, bir şey yazıp çizme hevesi olan insanları, özellikle yeteneklilerini ayırarak, seçerek; ama diğerlerine de sürekli yardımcı olarak, bir mesleği öğrettik aslında. Ve devam ediyoruz.”

İpek Özsüslü
İpek Özsüslü

32 yaşındaki çizer İpek Özsüslü, Leman okuluna amatör çizer olarak başlayan öğrencilerden. 10 yıldır profesyonel. Özsüslü, mizah dergilerinin karikatür öğrenilen yerler olduğunu belirtiyor. “Burada bir ustayı izlersiniz çizerken, dinlersiniz. Tutumlu olmayı, gülmeyi, eğlenmeyi, bir şeyler için rekabeti, mücadele etmeyi burada öğrendik” diyor.

Özsüslü’ye göre, LeMan aynı zamanda 25 yıllık tarihin doğru okunabileceği bir kaynak: “Çok gerçekçi ve acılarla dolu bir tarih okuması bu. Bir yandan da, güleryüzlü bir okuma.”

Tasfiye kararı

LeMan’ın Beyoğlu’ndaki binası, bu tarihe tanıklık yapan bir yer. Alttaki iki katı, LeMan Kültür adıyla kafe olarak hizmet veriyor. Duvarları, 25 yılın karikatürleri, resimler ve Leman kupürleriyle dolu. 2013’te ölen oyuncu Tuncel Kurtiz’in oyunlar sergilediği, bugünün Türkiyesi’nin en ünlü mizahçılarından, kendisi de eski bir LeMan çizeri olan Cem Yılmaz’ın ilk sahne aldığı yer. Bunca yılda yüzlerce etkinliğe sahne oldu. Bugünlerde ise, biraz suskun. Çünkü, geleceği şimdilik belirsiz.

Çizer Tuncay Akgün, 25 yıldır kiracı olarak bulundukları binayı tasfiye etmeleri için mahkeme kararı olduğunu söylüyor. “Buranın derin bir hafızası var” diyor çizer Akgün, “O kadar çok insanın burada hikayesi var ki, bence buranın müze olması gerekiyor. Sokağın adının bile LeMan olması lazım. Çünkü, o kadar çok etkisi var LeMan’ın burada.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kürşat Akyol / İstanbul