1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

040110 usa atom

3 Ocak 2010

Kısa adı CTBT olan nükleer denemelerin yasaklanmasını öngören antlaşma 1996 yılında kabul edildi. Ancak antlaşmanın yürürlüğe girmesi için dokuz ülkenin daha imzalayarak onaylaması gerekiyor. Bunlardan bire de ABD.

https://p.dw.com/p/LJB4
Fotoğraf: AP Graphics

"Nükleer silahların yayılmasını durdurmalı ve bu silahlardan tamamen arınmış bir dünya için çabalamalıyız."

ABD Başkanı Barack Obama geçen yılın Eylül ayında New York'ta BM'de yaptığı konuşmada, barışcıl bir dünya hedefini bu sözlerle dile getirmişti. Obama, BM Güvenlik Konseyi'nin nükleer silahların yayılmasını önlemeyi hedefleyen ve silahsızlanmayı destekleyen bir karar tasarısını oy birliği ile onayladığı özel oturuma başkanlık eden ilk ABD Başkanı. Aynı gün yine New York'ta, nükleer denemelerin yasaklanmasını öngören antlaşma ile ilgili bir konferans düzenlendi. ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton konferansta yaptığı konuşmada, nükleer denemelerin yasaklanmasının, nükleer silahsızlanmanın en önemli parçası olduğunun altını çizdi. Clinton, antlaşma ile ilgili olarak önümüzdeki aylarda senatonun onayını alacaklarını tahmin ettiğini, böylece antlaşmanın da yürürlüğe girebileceğini kaydetti.

Top senatoda

Clinton'un da altını çizdiği gibi antlaşmanın onaylanması senatonun elinde. 11 yıl önce senatodaki muhalif bazı Cumhuriyetçi senatörler de antlaşmaya onay vermesine rağmen dönemin Başkanı Bill Clinton gerekli üçte ikilik çoğunluğu sağlamayı başaramamıştı. Karşı çıkanların en önemli tezi, ABD'nin ürettiği silahların çalışıp çalışmadığını anlayabilmek için test yapamayacak olması. Ancak Washington'daki Brookings Enstitüsü'nün silahsızlanma uzmanı Stephen Cohen, oysa labaratuar testlerinin giderek daha profesyonel hale geldiğine dikkat çekiyor. Cohen, "Birbirinden farklı silahımız var ve bunların birçoğunun işlediğine eminiz. Olabilecek en kötü senaryo, bir yere 50, 100 ya da 1000 bomba attığınızda bunlardan birkaçının infilak etmemesidir. Ancak böyle bir senaryonun gerçek olduğu bir dünya tasavvur ediyorsanız, o zaman bu, yaşanabilecek en küçük sorundur. Ülkelerin birbirini korkutma potansiyeli biraz değişikliğe uğramış olsa da yine de yeterince işliyor" diye konuşuyor.

Nasıl denetlenecek?

Antlaşmaya karşı çıkanların dile getirdiği bir başka eleştiri ise antlaşmaya uyulup uyulmadığının denetlenmesinin zorluğu. Nükleer denemelerin yasaklanmasını öngören antlaşma 1996'da imzalandığından beri Hindistan ve Pakistan 1998'de, Kuzey Kore ise 2006'da nükleer denemeler yaptı. Ancak buna rağmen ABD'nde antlaşmanın onaylanmasına destek verenlerin sayısı artıyor. Bunlar arasında eski Dışişleri Bakanı George Schultz ve Henry Kissenger ile Demokratlar'ın eski Başkan adayı, senatoda ilgili komisyonun başkanı John Kerry ile Savunma Bakanı Robert Gates da var. Güvenlik ve silahsızlanma konularında çalışmalar yapan Washington'daki Henry L. Stimson Center'in kurucularından Michael Krepon şöyle konuşuyor:

"Gelecekte ABD Başkanı ABD'nin ulusal çıkarı sözkonusu olduğunda testlere yeniden başlama kararı alırsa, o zaman antlaşmadan geri çekilmek mümkün. Bu, bütün ülkeler için geçerli."

ABD'yi diğer ülkeler takip edecek

Nükleer denemeleri yasaklayan antlaşmayı ABD'nin onaylaması halinde diğer ülkelerin de harekete geçmesi bekleniyor. Endonezya antlaşmayı onayladı, Çin'den de olumlu sinyaller geliyor. Geriye Mısır. İran, İsrail, Pakistan, Kuzey Kore ve Hindistan kalıyor. Rusya antlaşmayı imzalamakla kalmadı, 2000 yılı ortalarında da onayladı. Ancak ABD'nin antlaşmayı bu yıl içinde onaylama ihtimali düşük görünüyor. Bunun en büyük nedeni senatodaki Cumhuriyetçi senatörlerin Obama'ya karşı izledikleri engelleme taktiği. Barack Obama'nın sağlık reformu konusunda yaşadığı sorun da bunun en somut örneği. Uzmanlar bu yılın Kasım ayında yapılacak seçimlerde Cumhuriyetçiler'in senatoda birkaç sandalya daha kazanabileceğine, bunun da Obama'nın işini daha da zorlaştıracağına dikkat çekiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christina Bergmann / Çeviri: Hülya Topcu

Editör: Nihat Halıcı