1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Namus cinayetleri cezasız kalıyor

Ulrike Mast-Kirschning12 Şubat 2009

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre, dünya üzerinde her yıl ortalama 5 bin kadın ve genç kız namus cinayetine kurban gidiyor. Bu cinayetlerin sorumluları çoğu zaman ceza almıyor.

https://p.dw.com/p/GsJM

Öldürülüyorlar… Kurşunlanarak, bıçaklanarak, boğazlanarak ya da bazen taşlanarak ve zehirlenerek. Kadınlar ve genç kızlar, dünyanın birçok yerinde geleneklere, kurallara ya da ailelerine karşı geldikleri için namus cinayetlerinin kurbanı oluyor ve namus cinayeti sayesinde zedelenen onur kurtarılıyor, ailenin namusu “temizleniyor.”

Namus cinayeti, ailedeki kadınları koruma görevinin erkeklere ait olduğunu düşünen ataerkil toplumlara özgü bir fenomen. Çoğu zaman aile üyelerinin ortaklaşa aldığı katil kararına, ailedeki diğer kadınlar da katılıyor ve hatta cinayetin işlenmesine bizzat yardımcı oluyor.

Namus cinayeti kavramı nereden geliyor?

Yapılan araştırmalara göre, namus cinayetinin ilk görüldüğü toplum, Antik Çağ'da kadının bekaretinin aileye ait olduğunu savunan Süryaniler. Ancak binlerce yıllık geçmişi olduğu sanılan namus cinayetlerine, cinsel hayatları yüzünden kadın ya da genç kızların öldürüldüğü Batılı büyük şehirlerde bugün bile sıklıkla rastlanıyor.

Hamburg'da geçen yıl Afgan kökenli bir genç kız ağabeyi tarafından öldürülmüştü
Hamburg'da geçen yıl Afgan kökenli bir genç kız ağabeyi tarafından öldürülmüştüFotoğraf: picture alliance/dpa

Kadınlar sadece cinsel ilişkiye girip kaybettikleri söylenen bekaretleri yüzünden değil, tercih ettikleri yaşam tarzı ya da giydikleri modern giysiler de yüzünden de öldürülebiliyorlar. Geçtiğimiz mayıs ayında daha özgür yaşamak isteyen 16 yaşındaki Afgan kökenli Alman vatandaşı genç kızın Hamburg'ta ağabeyleri tarafından öldürülmesi gibi. Zorla evlendirilmeyi kabul etmeyen ya da ailenin onaylamadığı biriyle birlikte olmak isteyen veya sadece hakkında çıkan dedikodular yüzünden bir genç kız hakkında aile meclisinde ölüm kararı verilmesi de olası.

Tutucu ülkeler ilk sırada

Namus cinayetleri, daha çok toplumdan dışlanma korkusunun hakim olduğu yoksul ve tutucu ülkelerde görülüyor. Genellikle Müslüman toplumlarda rastlansa da, namusu temizlemek adına işlenen bu cinayetlerin dini dayanağı yok. Ayrıca sadece Müslüman ülkelerle de sınırlı değil. Ailenin ve erkeğin şerefinin, kadının hayatından daha değerli olduğu toplumlarda, bu bir cinayet ya da suç değil, bir onur meselesi.

Dünyanın her yerinde işleniyor

BM'nin verilerine göre, namus cinayetlerine sadece Pakistan, Afganistan, Irak ya da Türkiye'de değil, Brezilya, Ekvador, Hindistan ve İtalya'da da rastlanıyor. Çoğu Avrupa ülkesinde de daha çok paralel toplumlar oluşturan göçmen kökenli ailelerde görülüyor. Evle sınırlı olan bir hayat sürdürmek zorunda kalan göçmen kadınlar, genellikle dil bilmedikleri için de kendilerini aile içi şiddetten ya da karşı karşıya kalabilecekleri tehlikeden koruyan yasalardan faydalanamıyor. Ve bu yüzden de cinayetin failleri ortaya çıkarılamıyor.

Şans eseri basına yansıyan olaylar dışında. Son günlerde Alman basınında gündeme sık sık gelen Hamburg'taki cinayet gibi. Aile baskısına karşı geldiği için öldürülen 16 yaşındaki Afgan kökenli genç kızla ilgili dava karar aşamasına geldi. Hamburg Eyalet Mahkemesi'nde görülen davada savcılık, 24 yaşındaki genci, 15 Mayıs’ta kız kardeşini 23 bıçak darbesiyle öldürmekle suçluyor. Genç kızın ölüm nedeni diğer yaşıtları gibi gezmek, makyaj yapmak ve mini etmek giymek istemesi….

BM'nin aldığı kararla, namus adına işlenen cinayet ya da zorla evlendirilme kadına yönelik bir insan hakları ihlali ilan edildi. Ancak alınan tüm yasal önlemler ya da bilinçlendirme faaliyetleri, zihniyetleri de değiştirebildiği ölçüde namus cinayetlerinin önüne geçebilecek…