1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Natascha 8 yıllık esaretini anlattı

DW7 Eylül 2006

Avusturya’da 10 yaşında kaçırılıp 18 yaşında kaçmayı başaran Natascha Kampusch, ilk kez televizyon ekranlarında göründü. On yıl boyunca yaşadıklarını anlatan Kampusch, “Kaçtığımda onu ölüme mahkum ettiğimi biliyordum. Çünkü beni sık sık intihar etmekle tehdit ediyordu” dedi.

https://p.dw.com/p/AaLx
Natascha'nın anlattıklarını Avusturya'da milyonlar televizyonları başında dinledi
Natascha'nın anlattıklarını Avusturya'da milyonlar televizyonları başında dinlediFotoğraf: picture-alliance / dpa

Natascha Kampusch, 18 yaşında Avusturyalı bir genç kız. 2 Mart 1998’de, henüz 10 yaşındayken Viyana’da okul yolundayken, Wolfgang Priklopil tarafından kaçırıldı. Priklopil, Natascha’yı evinin garajının altında, ses geçirmez hale getirilmiş bir hücreye kapattı ve Natascha Kampusch, sekiz yılını Priklopil’in tutsağı olarak geçirdi. Herkes Natascha’nın öldüğünü sanıyordu. Sonunda genç kız, 23 Ağustos 2006’da Wolfgang Priklopil’in elinden kaçmayı başardı. 44 yaşındaki Priklopil ise Natascha Kampusch’un firar etmesinin ardından, kendini trenin önüne atarak intihar etti.

Avusturya’da dün akşam ilk defa televizyonda görünen Kampusch, kaçırılma anını şöyle anlattı: “Beni yakaladı. Bağırmak istedim ama sesim çıkmadı. İlk anlarda beni öldüreceği dışında bir korkum olmadı aslında. Hatta ‘zaten öldürecek beni’ dedim kendi kendime, ‘bari son saatlerimi iyi kullanayım’ dedim.”

“Altı ay boyunca beni ışıksız hücrede tuttu. Sonra eve çıkmama, yakalşık iki yıl sonra radyo dinlememe izin verdi. Eğer eve çıkmama izin vermesiydi, herhalde delirirdim” diyen genç kız, tutsaklığı boyunca açlık çektiğini söyledi. Kampusch yaşadıklarını anlatmaya şöyle devam etti: “Tutsaklığım süresince sık sık açlık çektim. Bunun ne demek olduğunu biliyorum. Kan dolaşımınızda sorun yaşıyorsunuz, dikkatinizi toplayamıyorsunuz. Sadece basit fikirler üretebiliyorsunuz. er ses Her ses beyninizde patlıyor. Düşenmek işkence gibi geliyor...”

“Annesinin canını yakmak istemedim”

Kampusch, Wolfgang Priklopil’le ilişkisini ise şöyle anlattı: “Annesinin canını yakmak, oğlunu öbür yönüyle tanısın istemedim. Annesinin onu, onun da annesi çok sevdiğini biliyordum. Sanıyorum ben ondan daha güçlüydüm. Çünkü onun sağlam bir karakteri yoktu. Bense sağlıklı bir sosyal çevrede yetiştim. Belki mutlu değil, ama sevgi dolu bir ailem vardı. O ise bunları hiçbirine sahip değildi. Sürekli beni kontrol ediyordu. Dışarıya mesaj göndermemden korkuyordu. Paronayaktı...”

Arada bir Wolfgang Priklopil ile birlikte dışarı çıktıklarını da ifade eden Natascha Kampusch, o anlarda yardım istemeye korktuğunu, Priklopil’in kendisini “durumdan haberdar olan üçüncü şahısları öldürmekle” tehdit ettiğini belirtti. “Kaçtığımda bunun belki de son fırsatım olduğunu biliyordum, ‘ya şimdi ya da belki asla’ dedim kendi kendime ve onun bir anlık dikkatsizliğinde yararlanıp firar ettim” diye konuşan Kampusch, “Kaçtığımda onu ölüme mahkum ettiğimi biliyordum. Çünkü beni sık sık intihar etmekle tehdit ediyordu” dedi.

Şimdi gözetim altında

Yaşadıkları nedeniyle yaşıtlarından geri kalmaktan korkan genç kız, kendi kendini eğitmeye, geliştirmeye çalışmış. Tutsaklığı süresince radyo dinleyip, gazete okumuş. Hatta kendi kendine örgü örmeyi öğrenmiş. Psikologların gözetiminde, şimdilik ailesinden ayrı yaşayan Natascha Kampusch, okul eğitimini tamamlamayı, dünayayı gezmek istediğini; adına yapılan bağışlarla, kendi gibi kaçırılanlar, bir şekilde şiddete maruz kalanlar ve de açlık çekenler için de bir şeyler yapmayı planladığını anlattı.