NetWork.21: Göçmenlere destek

Toplumlar arası ekonomik ve sosyal etkileşimin gittikçe artmasının göçmen kökenli insanlara daha fazla iş imkanı sunmasını beklenirken, özellikle kadınlar açısından tam tersi bir durum söz konusu: Göçmen kökenli kadınların iş dünyasında şansları oldukça düşük. Yabancılar arasınra en büyük zorluğu ise Türkiye kökenliler çekiyor. Geçen sene açıklanan Ulusal Eğitim Raporu’na göre Almanya’da yaşayan Türkiye kökenli kadınların sadece yüzde 37’si çalışıyor.

İşte bu özellikle bu sorunu ele almak üzere Alman Thomas-Morus Akademisi tarafından NetWork.21 projesi hayata geçirildi. Almanya Federal Aile Yaşlılar Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı ile Avrupa Birliği Sosyal Fonu tarafından finanse edilen projenin amacı, göçmen kökenlilere, ama özellikle de göçmen kökenli kadınlara hayatlarında ve iş yaşamlarında destek olmak.

Usta-çırak ilişkisi

24 Şubat’ta Almanya’nın Köln kentinde NetWork.21’in temelini oluşturan ’kılavuzluk’ projesinin startı verildi. NetWork.21 projesi kapsamında, aralarıda Türklerin, İsveçlilerin, Meksikalıların, Peruluların bulunduğu 20 kadar genç, mesleki deneyim sahibi toplam 21 kılavuza ’teslim edildi’.

Mentor olarak da anılan kılavuzlar, kimileri henüz okuyan kimileri de iş yaşamına henüz ayak atmış olan gençlerle ilgilenecek, onların kişisel ve mesleki gelişimlerine katkıda bulunmaya çalışıyor. Hepsi kendi alanlarında uzman kılavuzlar, gençlerle birlikte onların sorunlarına çözüm arıyor. Gençler de böylelikle uzmanların tecrüblerinden faydalanıyorlar. Söz konusu proje toplam sekiz ay sürecek.

Almanya’nın farklı kentlerinden, farklı farlı işlerle uğraşan gençleri buluşturan NetWork.21’de aktif olarak çalışan Filiz Elüstü, projenin amacının katılımcıların birbirine destek vererek kendilerine olan güvenlerini artırma birbirlerini motive etlmeleri olduğunu söylüyor. Ayrıca gençlerin kişisel ilişkilerini, mesleki perspektiflerini de geliştirmeleri projenin hedefleri arasında.

"İmajı değiştirmek istiyoruz"

Filiz Elüstü, Türk kadınlarının daha iyi örgütlenmesinin önemine de dikkat çekiyor: “Seminerin amacı, buradaki Türk kadınlarını yetiştirmek, onların iyi yerlere gelmesine yardımcı olmak, yani Türk gençlerin imajınını değiştirmek. Bu çok çok önemli. Alman medyasında Türk kadınları çok tartışmalı bir konu. Biz bunu önlemek istiyoruz. Diyoruz ki: Bizim de başarılı gençlerimiz var. Hatta başarılı Türk kadınlarımız var. Lütfen bunları da görün.“

Alman toplum yapısının çok kültürlülüğe doğru kaymasından dolayı yabancı kökenli gençlerin kurum ve kuruluşlar için her geçen gün daha da değer kazandığına vurgulayan Prof. Dr. Hartmut Griese, Hannover Üniversite’sinde bu konuyla ilgili araştırmalarını sürdürüyor. Prof. Griese gençlerin başarı elde edibilmeleri için çevrelerinde örnek aldıkları kişilerin olmasının önemli olduğunu söylüyor.

Prof. Griese “Araştırmalarımız sonucunda yabancı kökenli genç kızların okuyarak toplumdaki kötü konumunu dengelemeye çalıştıkları yönünde. Erkekler için çabuk para kazanmak daha büyük önem taşirkan genç kızlar okumaya yöneliyorlar. Aldığımız başka bir önemli sonuç ise başarılı gençlerin çevreden birini örnek aldıkları. Bu anneleri, bir teyzeleri, amcaları veya ögretmenleri olabilir“ diyor.

Almanlar da katılıyor

NetWork.21 projesine katılanlardan biri de 24 yaşındaki Müjgan Öksüz. Darmstadt’ta pedagoji okuyan Öksüz, kendi mentorunu yani kılavuzunu örnek örnek aldığını anlatıyor: "Bu çok enteresan bir proje. Her gencin bir kılavuzu oluyor. Herhangi bir konuda sorununuz filan oldu mu kılavuz, yani mentorunuz ile birlikte bunu konuşabiliyorsunuz. Bence çok şanslıyız, çünkü herkesin bu şansa sahip değil. Üniversiteyle ilgili herhangi bir sorunum oldu mu hemen telefon açıyorum kılavuzuma, o da bana yol gösteriyor.”

Ancak NetWork.21, sadece yabancı kökenli gençlere değil Almanlara da açık. Bielefeld , kentinden projeye dahil olan 22 yaşındaki Annemarie Böck iki senedir Türkçe öğreniyor. NetWork.21 sayesinde Türk kültürünü daha yakından tanıyabilmeyi umuyor.

Böck “İleride konuşma terapileri yaptığmıda Türk çocuklarını ve ebeveynlerini daha iyi anlamak istiyorum. Özellikle anamneziyi, yani hastanın hikayesini dinlemeyi Türkçe olarak yaptığımda Türkiye ve Türkçe’ye olan ilgimden dolayı mentaliteyi bildiğim anlaşılacaktır“ diyor.