1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Obama 2009'a damgasını vurdu

19 Aralık 2009

Barack Obama'nın ABD Başkanı olarak göreve başlaması 2009 yılının en çok dikkat çeken olayları arasındaydı. Obama, büyük beklentilerle başa geçmişti. Peki bir yılda neler değişti?

https://p.dw.com/p/L8Ln
Fotoğraf: AP

Afganistan ve Irak’taki savaş, küresel nükleer silahsızlanma, İran ile yaşanan nükleer tartışmalar… Bu ve benzeri pek çok konunun ortak bir noktası var. O da hepsinin, 20 Ocak’tan bu yana ABD Başkanlığı’nı yürüten kişi yani Barack Obama'ya bağlı olması. Obama, ABD’nin ilk siyahî başkanı seçildiğinde, sadece dünya genelinde büyük beklentiler ortaya çıkmamış, kendisi de iç ve dış politikada verdiği değişim sözüyle beklentileri artırmıştı. Ancak dolmak üzere olan bir yılın ardından, verilen sözlerin yerine getirilmesinin o kadar kolay olmadığı da anlaşıldı. İşte 2009 yılının sona ermek üzere olduğu bugünlerde Obama ile geçen bir yılın değerlendirmesi…

44’üncü ABD Başkanı

20 Ocak 2009 tarihinde tüm dünyanın gözü Washington’daydı. Kenyalı bir baba ve Kansaslı bir annenin çocuğu olarak Havai’de dünyaya gelen Barack Hüseyin Obama, ABD’nin 44’üncü başkanı olmuştu.

ABD’nin ilk siyahî başkanı olan Obama, göreve başlaması nedeniyle yaptığı ilk konuşmada şunları söylemişti:

"Bugünden başlamak üzere, ayağa kalkmalı, üzerimizdeki ölü toprağını silkmeli ve ABD’yi yeniden keşfetmeliyiz.“

Guantanamo’yu kapatacağını açıkladı

Obama, tarafsız bir Başkan olmak ve tarafsız bir yönetim biçimi sergilemek istiyordu. Amerikalılar tekrar iş sahibi olmalı, sağlık sigortaları olmalı, çocuklar iyi bir eğitim almalı ve ülke dünyada iyi bir imaja sahip olmalıydı. Barack Obama, görevinin ikinci gününde Guantanamo askeri üssünü kapatmak istediğini bildirdi:

"…Guantanamo’daki tutuklu kampını bir an önce kapatmak, ulusal güvenlik ve dış politika çıkarlarıyla tutarlıdır.“

Ancak sürecin planlanandan daha uzun süreceği anlaşılıyordu. Tutukluların nereye gönderileceği konusu Obama için büyük bir sorun haline geldi.

Nobel Barış Ödülü

Öte yandan selefi George Bush’tan miras kalan iki savaş da Obama’nın başını ağrıtan konular arasında yer alıyor. Birliklerin Irak’tan çekilmeye başlanması tüm dünyada memnuniyetle karşılanmıştı. Ancak Afganistan’daki mücadele için uygun bir strateji bulmak çok daha zordu. Obama, 1 Aralık’ta West Point’teki askeri akademide şu açıklamayı yaptı:

"Birliklerin başkomutanı olarak, Afganistan’a 30 bin asker göndermenin ulusumuzun hayati çıkarına olduğu kararına vardım. 18 ay sonra askerlerimiz çekilmeye başlayacaktır.“

Afganistan şimdi Obama’nın savaşı ve Obama da bir “savaş başkanı” olarak adlandırılıyor. Barack Obama’nın West Point’teki konuşmasından bir hafta sonra Nobel Barış Ödülü’nü alması ise kaderin bir cilvesi olarak nitelendiriliyor. ABD Başkanı, Nobel ödül töreninde yaptığı konuşmada, Afganistan’daki savaşın haklı bir savaş olduğundan bahsetti ve şunları söyledi:

"ABD, dünya güvenliğini garanti altına almak için 60 yılı aşkın bir süre yardımcı oldu. Üstelik bunu vatandaşlarımızın kanı ve silahlarımızın gücüyle yaptık.“

Dış politikadaki başarıları

Obama’nın bu konuşmasının Bush’un konuşmalarına çok daha fazla benzediğini belirten Montana State Üniversitesi’nden tarihçi Joan Hoff, ABD Başkanı’nın dış politikadaki başarıları hakkında ise şunları söylüyor:

"Obama, İslam dünyasıyla ilişkileri geliştirdi, uluslararası arenada yeni bir işbirliği ve müzakere atmosferi yarattı. Bunlar Bush döneminin tam zıttı gelişmeler. Obama, nükleer silahsızlanma taraftarı ve bu konuda Rusya ile müzakerelerde bulunuyor. Ayrıca Bush’un Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde füze kalkanı kurma planlarını da rafa kaldırdı.

Ancak Ortadoğu barış müzakereleri ve İran ile yaşanan nükleer tartışmalar gibi diğer konularda çok küçük ilerlemeler söz konusu.

İşsizlik oranı arttı

Obama, iç politikada ise ekonomik durumlarının düzelteceği umudunu taşıyan pek çok Amerikalıyı hayal kırıklığına uğrattı. 2009 yılının sonunda resesyon sona ermiş gibi görünse de işsizlik oranı yüzde 10’un üzerine çıktı. Bu, ABD için alışılmışın dışında bir rakam. Ancak Obama Şubat ayında başarı hanesine bir artı eklemeyi başarmıştı. Kongre, Obama’nın 787 milyar dolarlık konjonktür paketini kabul etti. Bu paranın yol yapımı, yenilenebilir enerji, vergilerin kolaylığı, sağlık ve eğitim sistemi gibi alanlarda kullanılması öngörülüyor. Ancak çok çabuk istihdam yaratılması pek mümkün değil.

“Obama ABD’yi değiştirdi

Obama’nın yaptıkları ya da yapamadıkları bir kenara, ABD’nin siyahî bir başkana sahip olması gerçeği bile ABD’yi değiştirdi. Hoff, Obama’nın başkanlığının önemi hakkında şunları söylüyor:

"Obama’nın başkanlığı, ırk bariyerini en üst seviyede kaldırıyor ve başkanlık kapılarını diğer azınlıklara da açıyor. Bu nedenle ABD için bu, ileriye yönelik atılmış büyük bir adım.“


© Deutsche Welle Türkçe


Christina Bergmann / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu